Page 44 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 44

tarih çevresi

hafızlar göz yaşartan yanık sesleri ve hayranlık uyandıran makamlarıyla Kur’an-ı Kerim okudular”.
(Battuta Tanci, 2005, s. 304) Kastamonu’ya geçerler. “Bu şehir Anadolu’nun en güzel, en büyük
beldelerindendir. Yaşamak için her kolaylık var. Eşya fiyatları çok ucuz”dur.

     “Bu şehirde kırk gün kaldık. İki dirhem vererek iri bir koyun alınabiliyor, yine iki dirhemle bize
yetebilecek kadar ekmek bulabiliyorduk. Bu yiyecek bize tam gün kâfi geliyordu. Kafilemiz on iki
kişiden müteşekkildi. İki dirhemlik bal alsak hepimiz doyuyorduk! Bir dirhemlik kestane ile ceviz
aldık mı hepimiz yesek de artıyordu!

     “İyilik sever Süleyman Badişah (: Padişah) o. Yetmişini aşmış pir-i fani bir adam! Yüzü aydın,
sakalı uzun, heybetli mi heybetli bir sima. Zamanını bilginlerle geçiren, her daim erdemlilerle dost olan
biri.” Kafilenin onun ikamet ettiği yere yakın bir yerde konaklaması için emir vermiş, Kastamonu’ya
yarım gün uzaklıkta bir kasabanın tüm buğday ve arpa hasadını da onlara hibe etmiştir. Ne yazık ki
fiyatlar o kadar düşüktür ki Battuta onları satamaz ve bir arkadaşına bırakmak zorunda kalmıştır. Yolda
karşılarına çıkan kasabaların birinde (Taşköprü) gördükleri Fahreddin Bek Zaviyesinde konaklarlar.
Orada kaldıkları süre boyunca yiyecek olarak ekmek, et, pilav, yağ ve helva sunulmuştur.

      Sinop’ta, “denize doğru bel vermiş bir dağa çıktıklarında eteklerindeki bahçeler ve gürül gürül
akan sular görülür. Bu yüksek mekânda yetişen meyvelerin çoğu üzüm ve incirdir”. Sinop’ta da Süley-
man Padişahın diğer oğlu İbrahim Bek yöneticilik yapmaktadır. Sinop’ta namaz kılış şeklinden dolayı
onların Şii olduğunu sanırlar ve sınarlar. Onlara tavşan gönderirler. Yerel yönetici, hizmetçilerini tem-
bihlemiştir; hizmetçiler ne yapacaklarını izlerler. “Tavşanı kestirdim, pişirdim, hep beraber afiyetle
yedik!” Ardından gelsin ziyafetler (Battuta Tanci, 2005, s. 304-308).89

     Şimdi ibni Battuta’nın Gerede’den başlayıp Sinop’tan ayrıldığı Paflagonya’nın (Batı Karadeniz)
coğrafi özelliklerine ve tarihine göz atalım.

PAFLAGONYA (BATI KARADENİZ BÖLGESİ)

Paflagonya, bugün Karadeniz Bölgesinin bir alt bölümü¨ olan Batı Karadeniz ile geniş çapta örtüşmekte-
dir. Paflagonya, Filyos Çayı90 ile batısındaki Bitinya’dan, Kızılırmak ile doğusundaki Pontus’tan ayrıl-
maktaydı. Bugünkü¨ idari bölümlemeyle –saat yönünde- Zonguldak (doğu), Bartın, Kastamonu, Sinop,
Çorum (batı), Çankırı, Karabük ve Bolu illerini kapsamaktadır. Bölgenin en önemli coğrafi özelliği
kıyıla paralel (Doğu Karadeniz Bölgesi ile karşılaştırıldığında nispeten daha alçak) dağ sıraları ve bun-
ların arasındaki vadilerden ve yüksek platolardan oluşmasıdır. Bunlar kuzeyden güneye Küre, Ilgaz
ve Köroğlu Dağlarıdır. Dağ sıraları nedeniyle bölge hem kuzeyin soğuk rüzgârlarından hem de Orta
Anadolu’nun karasal ikliminden belli ölçekte korunmaktadır. Yüksek platolar ise tarım ve hayvancılık
için önemli olanaklar sunmaktadır. Yine bu özellikleri nedeniyle Anadolu’nun en önemli ormanları-
na sahiptir. Paflagonya’yı bir iç bölge olarak tanımlamak gerekir. Bunun en önemli nedeni sarp dağ
sıraları nedeniyle deniz kıyısında az sayıda istisna dışında çok dar bir kıyı şeridine sahip olmasıdır. Pa-
flagonya’nın iç bölgeleri tarih öncesi dönemlerde meskûn olmasına karşın, kıyıların ancak Milet ticar-
et kolonileşmesi sonucu kullanılmaya başlamasıdır. Denizle olan ilişkisini batıda Bartın (nehir limanı)

                                               44
   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49