Page 34 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 34
tarih çevresi
bulutların arasına gömüyordu. Sofradaki altın ve gümüş tabakların zarafetini çekemeyen Pervin [Ülk-
er] yıldızının yüzünde değişiklik meydana geliyordu. Feleğin yıldızlarının, aşçının (matbahsalar)
yaptığı kızartmalardan ağızlarının suyu akıyordu. Mavi göğün Nesrini [kutup ve vega yıldızları]
sofrada pişen boğa uyluklarını yemek için bu toprak dünyaya saldırıyordu.
… Zöhre yüzlü şarabdarlar, küçük badem gözleri, gül kokusu veren ağızları, selvi boyları
ve endamlarıyla her türlü mücevher ve çeşit mezeyle dolu murassa kadehleri ve işlemeli ta-
bakları herkesin önüne koydular.72
Ne yazıktır ki Selçuklu mutfağından geriye önümüzde yalnızca “pişen koçlar”, “kızaran balıklar”
ve “pişen boğa uylukları” kaldı. Aynı bölümün sonunda Alaeddin Keykubat’ı zehirlenerek öldürülme-
sini (1237) “Ansızın Çaşnigir Ali, kızarmış bir tavuğu sıcak olarak getirdi. Sultan’ın önüne götürerek
sofranın başına dizüstü çöktü. Bıçakla tavuğu parçalayarak Sultan’ın önüne koydu”, cümlelerinde
okuruz (Bibi, 1996, s. 456). Türkmen ayaklanmaları, Selçuklular arasındaki çekişmelere Moğol istilası
da eklenince Anadolu Selçuklularının parçalanması kaçınılmaz olacaktır.
Yukarıda da belirttiğim Anadolu-Türk mutfağını eksiksiz anlayabilmek için Sufi mutfaklarının da
eleştirel bir gözle73 ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerektiğini bir kez daha yinelemek istiyorum. Bu
konudaki en iyi örnek olan (Halıcı N. , Mevlevi Mutfağı, 2007)’nı okumanızı öneririm.
İzleyen bölümde Safranbolu Şehir yemekleri çevresini (context) daha yakından tanımlayabilmek
amacıyla Moğol istilası ve Anadolu Selçuklularının parçalanması sonrası ortaya çıkan beylikler özel-
likle de Çandaroğulları Beyliğinin yemek kültürünü yine eldeki çok kısıtlı kaynaklar üzerinden in-
celeyeceğim.
ANADOLU SELÇUKLULARININ YIKILIŞI, MOĞOLLAR VE BEYLİKLER DÖNEMİ
Sultan Alaeddin Keykubat’ın ölümü üzerine, dönemin güçlü yöneticilerinin girişimiyle -veliaht
olmamasına karşın- II. Gıyasettin Keyhüsrev tahta çıkarıldı (hüküm: 1237-1246). Genç sultanı et-
kisi altına alan önemli devlet adamı Sa’adeddin Köpek, hasmı olan emir ve yetenekli devlet adam-
larını teker teker ortadan kaldırdı. Bu bağlamda Horezm beyleri ve askerlerinin başı olan Kayı-hanı
da hedef aldı. Hapis tutulduğu kalede kötü şartlara dayanamayıp ölünce, Harezm beyleri ve askerleri
kendilerine yönelik tehdit algısıyla Selçuklu hizmetinden ayrıldılar. Fırat nehrini aşıp yol üzerindeki
bütün kentleri yağmaladılar. Urfa, Harran ve Suruç yağmalayıp toprakları aralarında paylaştılar. On-
lara bir ara 70.000 kadar Türkmen de katıldı. Selçukluda devlet düzeninin sarsılması bu gelişmelerle
başlamıştır. Köpek sonunda bir ziyafetten ayrılırken öldürüldü. Cesedi yüksek bir yere asılarak teşhir
edildi (1238). (Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, 1971, s. 405-411) Sonrasında Anadolu Selçuk-
luları tarihinde artık devlet görevlileri sultanların önüne çıkacaktır.
13. Yüzyıla yayılan ve önüne kattığı toplulukları batıya doğru iten Moğol İstilası ikinci bir Türkmen
göçünü tetiklemiş ve Anadolu’ya yeni bir dalganın gelmesine neden olmuştu. Yaklaşık 3 yüzyıl sonra
34