Page 31 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 31

tarih çevresi

Ubeyd Zakani “Türkler, deccalın ön habercisidir” (Gordlevski, 1988, s. 109-110). İranlılardan ak-
tarılan yabancı kültür, sultanı, Türkmenlerden kopartmıştır. Yalnızca sultan değil tüm Selçuklu eliti
Türkmeni aşağılamaktadır. Aflaki’de “Türk” sözcüğü safdil, aşağı bir yaratık düşüncesi uyandırmak-
tadır (Gordlevski, 1988, s. 288). Tam olarak yerli halktan sayılmasalarda, sultana sığınmış ve çoğu kez
yüksek mevkilere sahip Rum kökenli soylulardan da söz etmek gerekir (Cahen, 2000, s. 167).62

     YÖRÜK YEMEKLERİ

    Kesin olan bir şey vardır: Türkmenler ailecek “çoluk-çocuk” göç etmişlerdir. Bu onların yemek
kültürünün kesintiye uğramadan, olduğu gibi Anadolu’ya transferine neden olmuştur. (Eröz, 1991),
1991 yılında yayınlanan doktora tezi nedeniyle Anadolu’daki hemen hemen tüm yörük yerleşmelerini
ziyaret etmiş, göçlerini izlemiş ve Orta Asya ile günün “rabıta”larını aramıştır. Görünen odur ki 1000
yıl sonra bile Yörükler Orta Asya’dan getirdikleri yemek kültürü ve beslenme pratiklerini sürdürme-
ktedirler.

      Günde üç öğün yemek yemektedirler, Kahvaltıda İnhisar çayı yanında adaçayı ve dağ çayı da
içerler. Buğday ya da tarhana çorbası yaparlar. Süt pek içilmez, misafire ikram edilir. Peynir, çökelek,
yepinti63, bazan da tereyağı, hepsinin yanında yufka ekmeği yenir. Her sabah yapılan taze yufkalar,
sora (sofra örtüsü) sarılır, güzelce örtülür. Yemek yeneceği zaman açılır ve yufkalar katlanarak etrafa
dizilir, yemek ortaya getirilir. Öğle ve akşam için “mali kuvvete uygun” yemekler hazırlanır; çadır-
larının önünde yetiştirdikleri fasulye, domates, pancar, patlıcan ve kabak kullanılır.

    Hayvan kesimi ancak misafir gelince, bayramlarda, düğünlerde, yatır ziyaretlerinde, bir de hay-
van sakatlanınca yapılır. Etin bir kısmı kavrulur, tuzlanır ve tuluğa [tulum] konur. Protein bulgur aşı,
onunla birlikte içilen ayrandan alınır. Buğdaydan keşkek, tutmaç, çörek, “gatmer”, yufka, höşmerim
yapılır. Çadır halkı hayvanları gütmeye giderken, onlar için yufkanın içine peynir, çökelek ya da yağ
kor, silindir gibi dürerler “yağlık” denilen genişçe bir yazmaya sararlar. Çoban, onu dürüm sırta ge-
lecek şekilde beline bağlar.

    Mehmet Öröz, bir cins crép olan akıtma, buğday çorbası, bulgur aşı, bulamaç, bükme, çörek, ek-
mek aşı64 ve höşmerim, katmer kaymak tatlısı, keşkek, lokma övelemeç (: ovmaç), tarhana çorbası,
sündürme65 ve de olmazsa olmaz tutmacın66 tariflerini vermiştir. Ücretle çalışan çobanlar dahi ağa ile
birlikte, aynı sofradan, aynı kaptan, aynı yemeği “ülüşürler” (Eröz, 1991, s. 214-218).

     ANADOLU SELÇUKLU YEMEKLERİ

      Basılı kaynaklarda araştırmacıların (Oral, 2002) (Uzunağaç, 2015) (Halıcı N. , Selçuklu Dönemi
Mutfağı, 2015) (Akkor, 2014) (Şahin, 2008) (Taneri, 1977) (Sürücüoğlu, 2008) ve (Önder, 1982)’in
en yoğun kullandıkları birincil kaynaklar (Eflaki, 2001) Menakıbü’l Arifin, (Bibi, 1996) el-Evamirü’l-
Ala’iye, (Kaşgari, 2013) Divan-ı Lügat’üt Türk, Mevlana Celaleddin, Rumi Divan-ı Kebir, (Mevlana,
1995) Mesnevi’dir. Daha önce belirttiğim gibi Kaşgarlı (Kaşgar, 1008-Opal, 1115) Divan-ı Lügat’üt
Türk’ü 1072-1074 yılları arasında yazdı. Hiçbir zaman Anadolu’da bulunmamıştı. Menakıbü’l Arifin,
Divan’ı Kebir ve Mesnevi Mevlevi külliyatındandır ve Anadolu Selçukludan daha çok sufi mutfağı

                                              31
   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36