Page 23 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 23

tarih çevresi

sığındılar, geri kalanlar önce Kirman’a sonra da tutunamayıp İsfahan’a geçti ve ardından da oraları
yağmaladılar. Daha sonra Gazne ordusuna katılan beylerinin gösterdikleri yararlılıktan dolayı
Horasan’a dönmelerine izin verildi ama sonuç değişmedi; yağmaları sürdü (Divitçioğlu, 2005, s. 76).
Bunun üzerine Gazneli ordusu Türkmenlerin üzerine yürüdü ve 50 Türkmen başbuğunu öldürdü. Ga-
leyana gelen Türkmenler de Balhan dağlarından ve Oğuz çölünden gelerek Rey’den Tus’a dek bütün
Komıs ve Horasan vilayetlerine yayıldılar (1033-1034). Bu kargaşada Amu Derya kıyılarından, Tirmiz
ve Belh kentlerinden akın akın Türk göçebelerinin Horasan’a doğru geldiği söylenir (Köymen, Selçuk-
lu Devri Türk Tarihi, 1993).

    Selçuklular, Gaznelilere karşı ilk önemli başarıyı Nesa savaşı (1035) ile sağladılar ve Ferave, Di-
histan ve Nesa’yı ele geçirdiler. Bu arada Tus, Saraks, Baverd hepten Türkmenlerin egemenliği altına
girmiştir. Bu gelişme yeni kazanımlar getirdi ve Cibal, Kuhistan, Kirman ve Curcan bölgelerinde-
ki Rey, Tun, Faryab ve Talikan kentleri de Selçukluların eline geçti (1036-1037). Ertesinde (1038)
Nişabur düştü ve orada Tuğrul Bey adına hutbe okundu (Kafesoğlu, 2014, s. 25-26). Bir ay kadar önc-
esinde de Merv’de Çağrı Bey adına hutbe okunmuştu. Ancak Selçukluların bu utkusu sonucu ortaya
çıkan yıkım ve çapul, o dönemde Orta Asya’da ortaya çıkan ekonomik krizle çakışınca ortaya büyük
bir yem ve yiyecek darlığına neden olacaktı. Büyük Selçuklu Devletinin inanılmaz yükselişini bazı
tarihçiler buna yorarlar (Divitçioğlu, 2005, s. 80-84). Sonuçta Selçuklular Gaznelilere karşı yaptıkları
Dandanakan savaşını (1040) kazanarak büyük bir utkuya ulaştılar.

     Vaha şehirlerde bulunan pazarlara daha yakından bakarsak, örneğin iyi bir iklime ve bereketli
topraklara sahip bulunan Horasan’ın pazarlarında sayısız koyun, lezzetli meyveler ve çeşitli yiyece-
kler görürüz. Nişabur, meyveleri, sebzeleri, eti ve ekmekleri ile tanınmaktadır. Khawaran’da tuzlu et
bulunur. Balkh diğer İran şehirleri arasından üzüm ve narenciye dahil meyveleri, buğday, pirinç ve
arpa gibi tahıl, cevizi, bademi ve sebzesi ile öne çıkmaktadır. Bu özellikleriyle Horasan ve Horezm’in
tahıl ambarı gibidir. Qumis narıyla, Damghan kırmızı elmasıyla, Sistan eti, meyvesi ve safranıyla,
Tabaristan çeşitli meyveleri, tahılı, av kuşları ve deniz ürünleriyle meşhurdur.

     Horezm misafirperver halkı kadar mutfağıyla da davetkardır. Bölgede bol balık yağı, ceviz, bal,
hünnap, irice kuru üzüm, susam, peynir başta süt ürünleri, et, dondurulmuş balık, kavun ki içine buz
doldurulmuş kurşun kaplarda Bağdat’a halifenin sarayına gönderilirdi, bulunur. Merv’in kurutulmuş
kavunu yanında Horezm’in kuru eriği ihraç ürünüdür. Buhara’nın su kanallarıyla donatılmış verimli
topraklarında pirinç ve sorgum [corn?] yetiştirilirdi. Buğday, arpa ve darı unundan yoğurulmuş ekme-
kler halkın ana besinini oluşturmaktaydı. Özellikle kuru üzüm ve meyveli ekmekleri diğer bölgelere
ihraç edilirdi. En yaygın et koyun etidir, taze ya da tuzlanmışı diğer malzemeyle karıştırılır haşlanarak,
kavrularak ya da kaynatılarak pişirilir. Türkistan’da balık sevilen bir yiyecektir. Horezm, sbargh olarak
isimlendirilen dondurulmuş balığıyla tanınır. Buhara’da taze ve tuzlanmış balık, Beyhak’da besili
kümes hayvanları, Sarakh’ın deve eti, Tabaristan’da evcil ve yabani kanatlı hayvanlar ve balıklarıyla
tanınmaktadır. Tuzlanmış rubaytha balığı Irak’tan Horasan’a ihraç edilmekteydi. Davetlerde kavrul-
muş piliç, güvercin ikram edilir, varlıklılar, sülün ve keklik etini tercih ederlerdi. Güvercin, tavuk,
keklik ve benzeri kanatlı hayvanlar eti ve yumurtası için beslenmekteydi. Etin yağlı bölümü, pirinç,
darı ya da yarma (husked wheat) ile şeker katılarak yapılan herise, her sınıftan insanlarca yenirdi. Et,
göce ve sirke ile yapılan Sik-ba38 çok sevilirdi ve İran’dan Irak’a kadar yayılmıştı. Pişmiş et, yumurta,

                                              23
   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28