Page 18 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 18

tarih çevresi

Onlar karaca darı, erkek koyun eti yerler. Onların ülkesinde sığır, keçi bulunmaz… Bunlardan sonra
Kimek kabilesine vardık… Nohud, bakla, erkek koyun-keçi eti yerler. Dişi hayvanı boğazlamayı caiz
görmezler. Ülkelerinde tanesinin yarısı beyaz, yarısı siyah bir çeşit üzüm bulunur…

     Sonra Oğuzlar denen kabileye vardık. Taştan, ahşaptan, kamıştan inşa edilmiş bir şehirleri var…
Onların vergi alan büyük bir hükümdarları var. Hind’e, Çin’e ticaret yaparlar. Sadece buğday yerler.
Bakliyat yetiştirmezler. Erkek ve dişi koyun-keçi eti yerler.

     Sonra Tokuzoğuzların ülkesine vardık. Onlar boğazlanmış hayvan eti yerler. (Benazici 63-64)…
Sonra Kırgızlar denen kabileye vardık. Karaca darı, pirinç, deve eti hariç, sığır, koyun, keçi ve diğer
hayvanların yerler… Sonra Karluklar denen kabileye vardık. Bunlar nohud ve mercimek yerler. Kara-
ca darıdan içki yaparlar. Tuzlanmış et yemezler… Sonra Kutluk denen kabileye vardık… Onlar sadece
buğday, kesilmemiş hayvanların (öldürülmüş hayvan) etini yerler… Sonra Kitaylar denen kabileye
vardık. Onlar arpa ve mürdümek, boğazlanmış hayvan eti yerler… Onların çok faydalı bakliyat cinsi
yiyecekleri vardır (Benazici 63-68).

      Seyahatnamelerde oldukça sık geçen karaca darının (Panicum miliaceum) o dönemde ana yiye-
cek (staple food) olduğu anlaşılmaktadır.24 Buğday yaygındır, arpa da yenmektedir. Pirinç ise daha X.
yüzyılda Kırgızlarca biliniyor ve kullanılmaktaydı.25

      Sebze ve iki renkli üzüm dışında meyvalarla ile ilgili her hangi bir bilgi olmamasına karşın bak-
liyat yukarıda sıralanan boylar arasında yaygın olarak tüketilmektedir. Nohud, mercimek, kır baklası
(vicia faba), börülce, mürdümük (lathyrus) yetiştirilen bakliyattır. El-Benazici’ye göre Oğuzlar bakli-
yat yemezler.

    Tahmin edilebileceği gibi hepsinin ortak özelliği etin en önemli besin olmasıdır. Arap seyyahların
hayvanın öldürülme şeklinde her boy için boğazlanıp, boğazlanmadığını (kanının akıtılmış) not etmiş
olmaları, boyun Müslüman olup olmadığı konusundaki izlenimlerini aktarmayı amaçlar.26

    P. Tolstov’a göre Sır-Derya (Batı) Oğuz Devleti Batı Göktürk Kağanlığının ardıllarından biri ka-
bul edilir. Sir-Derya Oğuzların IX-XI. Yüzyıllarına baktığımızda “ana meşguliyetlerinin göçebe hay-
vancılık” olduğu, “hayvancılık dışında ziraat, balıkçılık, zanaat ve ticaretle de ilgilendikleri” görülme-
ktedir (Agacanov 61-63). İzleyen kesimde Sır Derya Oğuzları incelenecektir.

     SIR DERYA OĞUZLARI

     Oğuz Eli yurtlarından çıkıp Maveraünnehir yörelerine ve İran ülkesine gelerek burada doğup
büyüyünce su ve hava sebebi ile şekilleri yavaş yavaş Tacik şekline benzedi (Sümer, Oğuzlar / Türk-
menler, 2016, s. 77 n. 50) .27

    Sır Derya Oğuzlarının batıya göçerek yerleştikleri bölge, coğrafyacılar ve tarihçiler için hep sorun-
lu olmuştur. Ancak Arap gezgin, coğrafyacı ve haritacısı Ebû Abdullah Muhammed bin Muhammed
Şerif el-İdrîsî (Septe, 1100-Palermo, 1166) Aral Gölü, Taşkent, Murgar Dağlarının tanımladığı bölgeyi

                                               18
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23