Page 12 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 12
tarih çevresi
Konumuzla ilgili en belirleyici olay 5. Binyılın sonu- 4. Binyılın başı gibi Karadeniz’in kuzeyindeki
tarım topluluklarından koparak Orta Asya’da göçebelerin özünü oluşturacak olan bir grubun büyük
göçüdür. Bu topluluklar akademik çevrelerce, “Andronova Kültürü Topluluğu” olarak isimlendirilme-
ktedir. Keçi, koyun ve atı evcilleştirmiş, hayvancılık yapan ve araba kullanan bu topluluklar geç Tunç
Çağında (4000-3000) tüm Sibirya’yı doldurdukları gibi Orta Asya’nın güneylerine kadar yayıldılar
(Frachetti M. D., Multiregional Emergence of Mobile Patoralism and Nonuniform Institutional Com-
plexity across Eurasia, 2012, s. 3)
Türklerin anayurdu kabul edilen Avrasya’nın Doğu Steplerinde bulunan Altay Dağlarında Afa-
nas’ev Kültüründe koyun ve keçiye dayalı hayvancılık yapan göçebe toplulukların varlığı görülmek-
tedir. Arkeolojik kazılarda bulunan kemiklerden evcil hayvanlar yanında av hayvanlarını ve balıkların
da ek besin olarak tüketildikleri anlaşılmaktadır. Örneğin Balyktyul yerleşmesinde %68 küçük baş,
%13 sığır ve %8 at kalıntısı bulunmuştur. Başka bir Afanas’en yerleşmesi olan Kara-Tenesh’te ise
%70 koyun, %7 at ve %11 sığır kalıntısı bulunmaktadır, kalan %27 ise yabani hayvan kalıntılarından
oluşmaktadır. Bu bağlamda Afanas’ev topluluklarının Doğu Steplerindeki en erken (3700-2500) hay-
vancılık yapan göçebeler oldukları belgelenmektedir (Frachetti M. D., Multiregional Emergence of
Mobile Patoralism and Nonuniform Institutional Complexity across Eurasia, 2012, s. 10).
Altaylarda hayvancılık yapan göçebelerin ortaya çıkışı Andronova Kültür Topluluklarıyla ilişkilendi-
rildiği gibi İç Asya Dağ Koridoru (IAMC: Inner Asia Mountain Corridor) olarak isimlendirilen bir
modelle de besin üretme döngüleri açıklanmaktadır. Modele göre Hindu Kuş Dağlarından başlayarak,
Pamir- Tanrı Dağları- Çungar Dağları ile devam eden ve Altay Dağlarına ulaşan dağ zinciri eteklerinde
(piedmont) yaşayan ve iletişim içinde bulunan topluluklar hem evcil hayvanların hem de tarım ürün-
lerinin bir uçtan diğerine yayılmasında önemli işlevler görmüşlerdir. Örneğin Zarafşan Nehri üzerinde
bulunan Sarazm9 tarım ve hayvancılık yerleşmesinde (3500 – MÖ 1500) ekmeklik buğday (triticum
aestivum) ve arpa kalıntıları yanında bulunan taş değirmen ve havanlar tahıla dayalı güçlü bir yerel
ekonominin varlığını belgelemektedir. Hayvansal kalıntılar ise %87 koyun ve keçi ile %10 sığır yanın-
da %1 de köpeğin varlığına işaret etmektedir. Bir başka yerleşme olan Jukov yerleşmesi ve Sarazm’da
da bulunan ve 4. Binyılın ortalarına tarihlendirilen seramikler Afanas’ev Kültürü ile yerleşik kültürün
bir karışımı olarak sınıflandırılmaktadır. Sarazm bir tarım kentidir ve İran toprakları ile Orta Asya
arasında uzun mesafelere erişen bir değiş tokuş merkezidir (Frachetti M. D., Multiregional Emergence
of Mobile Patoralism and Nonuniform Institutional Complexity across Eurasia, 2012, s. 14) (Stevens,
ve diğerleri, 2016, s. 1542) (Spengler III, Agriculture in the Central Asian Bronze Age, 2015).
Kazakistan’ın doğusunda Çunkar Dağlarının batı eteklerinde bulunan ve deniz seviyesinden 950m
yükseklikteki Begaş10 yerleşmesinde (2300) bulunan buğday ve sorgum (Sorghum bicolor) taneleri bir
ölü yakma töreninden geriye kalmıştır. Buradan hareketle göçebe toplulukların tahılı daha yemeğe
başlamadan çok önce kutsal törenlerinde kullandıkları bir malzeme olarak tanıdıkları anlaşılmaktadır.
Sorgumun ilk Çin’de kültür bitkisi olarak yetiştirildiği buna karşın güney batı Asya’da tanınmadığı
bilinmektedir. Gerçekten de IAMC üzerinde bulunan göçebeler Çin’de kültürlenen bitkileri batıya
doğru taşırken, İran, Mezopotamya ve Orta Doğu’da kültürlenen bitkileri Çin’e doğru taşımışlardır.
Begaş’ın hayvancılıkla uğraşan bir göçebe topluluk ve hayvansal kalıntılardan %75 koyun ve keçi ile
yaklaşık %15 sığır gütmüş oldukları anlaşılmaktadır. Begaş’da at, en erken MÖ 2. Binyıla yerleştir-
ilmekte ve toplam hayvansal kalıntının en çok %4’ünü oluşturmaktadır. Bagaş hayvancı topluluğu
12