Page 58 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 58

tarih çevresi

	 Aydınlanma yaşamış olan bu toplumlar, bu canavarlara teslim olurken aydınlanmayı yaşaya-
mamış bir topluma demokrasiyi getirmeye çalışıyorsunuz. Yani Hitlerlerin, Mussolilerin Stannislerin
ve başka bir takım diktatörlerin, kan içicilerin iş başına geldiği bir ortamda Mustafa Kemal Atatürk’ün,
“tarihte demokrasi ruhuyla doğmuş insan Türk’tür”, düşüncesi ile ayrıca onuncu yıl Nutuk’unda:
“Türklüğün unutulmuş medeni vasfı yeni bir güneş gibi doğacaktır”, diyerek milletine olan büyük
güvenle kendi ülkesinde demokrasi denemeleri yapıyor. Ulusuna demokrasi ilkelerini gösteriyor.
Bilmiyorum bu karşılıklı çelişkiyi ya da onun giriştiği işi görebiliyor muyuz? Kuldan birey yarata-
caksınız o birey yurttaş olacak yurttaşlar bir araya gelip ulusu oluşturacaklar.
	 O ulus, kendi egemenliğine sahip çıkacak; çünkü kendi özgür düşüncesini istediği gibi ifade
edebilecek egemenliğine sahip çıkacak ve onu daha çağdaş bir demokrasi rejime götürecek ve bunun
adı tam demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti olacak. Evet, Mustafa Kemal Atatürk, demokrasiyle
bezenmiş bir Cumhuriyetten, ulus devletten yanadır. Ulus ayrı milli ayrı bunları geçin ve bunlar ortak
şeyler. Milli devletten yanadır, iç politikanın da dış politikanın da dengeli olmasından yanadır. Dış
politikanın, iç milli güçten uzaklaşmasının daima büyük hezeyanlara ve bir takım düş kırıklıklarına
götüreceğini düşünür. O nedenle de, “Yurtta barış, dünyada barış!” der. Beni sabırla dinlediğiniz için
hepinize teşekkür ederim.

                                              57
   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63