Page 57 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 57

tarih çevresi

	 Demek ki Mustafa Kemal Atatürk bunu bir güçle alacaktır, ulusa ön ayak olacak, ulusuna
bunları anlatacak, ulus onun peşinden gidecek o zor zamanlarda. Aynı zamanda büyük dönüşümlerinde
olduğu ortamlardır. Ve sonrasında o erk ulusa geçecek ve gerçekten de 23 Nisan 1923’de TBMM
açıldığında meclisin arkasında milletvekillerinin aralarında şu ibareyi görürüz: “Hâkimiyet, yani ege-
menlik milletindir”. Bu zaten bir Cumhuriyetin işlemeye başladığını gösterir. Her şeye karşı millet
egemen olmuştur ve o bütünüyle bu sözünü ettiğim güce dayanarak artık kendi ulusal bağımsızlığı-
na yönelecektir. Ve nitekim bilinen olayların sonunda 1 Kasım 1922 de yani 9 Eylül 1922 de Türk
ordusunun İzmir’e girişinin ardından Çanakkale’ye yönelişi İstanbul da bir takım olaylar ardından
da halife Sultan Vahdettin’in kaçışı, 1 Kasım da saltanat kaldırılmıştı Türkiye’de biliyorsunuz. 29
Ekim 1923’de Cumhuriyet ilan edilecektir ve egemenlik kayıtsız koşulsuz milletin elindedir Şimdi
bunu nasıl kullanacak tabi ki parlamento aracılığıyla. Dolayısıyla siyasal partiler ve Cumhuriyet Halk
Fırkası Mustafa Kemal tarafından tek parti olarak kurulduğunda, ülke hiçbir zaman tek partili rejim
olarak yönetilsin diye düşünülmedi. Bunun altını özellikle çiziyorum. Ve 1922 de kurulan Terakki
Perver Cumhuriyet Fırkası, Şeyh Sait olayları çıkınca o esnada kurulmasına izin verilişi. Daha sonra
1930 yılında yakın arkadaşı Ali Fethi Okyar’a Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurdurmasını bizzat
Mustafa Kemal’in bunu çok partili olarak kabul edilmesi gerektiğine dair Mustafa Kemal’in netliğini
görüyoruz.

	 Kısa bir ekle konferansı tamamlayacağım. Atatürk’ün 14 kitabından birinin adı Medeni Bil-
giler. Mustafa Kemal Atatürk, 1930 yılında çok büyük bir ekonomik buhranı yaşamıştır ama vurgu-
layalım tarihin en büyük iflasları, intiharları o dönemde oluyor, dünyanın her tarafında Amerika da,
Avrupa da, Türkiye içinde de yaşanıyor. O zor koşullar altında yakın arkadaşı Ali Fethi Okyar ‘a bir
siyasi parti kurdurarak Cumhuriyet Halk Fırkasının karşısında muhalefet yapmasını ister. Fakat ekono-
mik bunalım ve halkın bilinç düzeyi halen o tarihlerde o kadar geridir ki, ekonomik bunalım o kadar
yoğundur ki, Serbest Cumhuriyet Fırkası kendi kendine yok olur. O zaman Mustafa Kemal Atatürk
1931 yılında bir kitap yazmıştır. Bu kitaba bazı eklemeler yapıldı daha sonra ve Afet İnan tarafından
yayına hazırlandı. Ama asıl bizi ilgilendiren kısımlar bizzat Mustafa Kemal tarafından kaleme alınmış
olup, Mustafa Kemal’in Cumhuriyeti bu kitapta ne kadar zorluklarla kurduğunu anlattıktan sonra şu
cümleyi kullanıyor.

	 “Demokrasi daima yükselen bir nehrandır” diyor, “demokrasi bir fazilet rejimidir çıkara
dayalı bir mide rejimi değildir”. Ve değerli arkadaşlarım burada sadece düşünmeniz için çarpıcı bir
karşılaştırma yaparak konferansı bitirmek istiyorum. Mustafa Kemal Atatürk’e ait bir demokrasi öğre-
timidir Bir kitap yazmıştır ve bu kitap ortak zorunlu ders kitabı olarak okutulmuştur ama o tarihlerde
dünyada aydınlanmayı yaşamış olan coğrafyada yaşayan Almanya, İspanya, İtalya, Fransa ve bu ülkel-
ere baktığımız zaman neyi görüyoruz biliyor musunuz? Faşizm ve Nazizm’in artık aydınlanma çağının
üzerine bir çam gibi oturduğunu ve o dönemlerde kan içinde rejimler haline gelmeye çalışıldığını
görüyorum.

                                               56
   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62