Page 14 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 14
tarih çevresi
Türkistan’da yolculara ve hayvanlarına meccanen bakan ribatların mevcut olduğunu söylüyor. Ona
göre Maverâunnehr halkı kadar misafirperver ve dindar halk yoktur.
Misafirleri kabul etmek için İbd Batüta’nın Anadolu’daki Ahiler hakkında dediği gibi, birbirleri ile
münazaa bile ettiklerini, başka İslam ülkelerinde zenginlerin çoğu malını zevklerine mezmum işlere
sarfettiği halde, buradaki servet sahiplerinin mallarını hayır ve cihâd uğrunda harcadıklarını, yolları
imar ve tenha yollarda ribatlar vücuda getirdiklerini, hiçbir belde, bir köy, yol giden bir çöl veya yol-
cuların konakladığı bir yer yoktur ki orada bir ribat yapmamış olduklarını, bunların ekserisinde yolcu-
ların meccanen yiyip yattıklarını, hayvanlarını yemlediklerini söyler. Hattâ o, Semerkant mıntıkasında
bulunan bir menzile çok defa birden yüz, iki yüz yolcu hayvanlarıyla birlikte konup meccanen yiyip
yattıklarını, sahibinin bundan üzülmek değil memnun olduğunu, burasının yüz yıldan fazla kapısının
kapanmadığını hayretle zikr eder”. 27 Sultan Alâaddin Mevlana Baha Veled Konya’ya geldiğinde onu
karşıladı ve sarayında misafir etmek istedi. Mevlana Baha Veled kabul etmedi ve “İmamlara medrese,
şeyhlere hânakah, emirlere saray, tüccarlara han, başıboş gezenlere zaviyeler, gariplere kervansaraylar
münasiptir” buyurup Altunpâ medresesine indi.28 Böylece bu kurumların amaçlarının kimlere hizmet
etmek olduğunu belirledi.
Bu meyanda zikretmeliyiz ki; Harplere, çapulları mâruz olmayan büyük merkezlerdeki ribatların
meselâ Mekke’de olduğu gibi sadece hacılara mahsus bir misafirhane, başka memleketlerden gelip
kalmış fakirlere, dervişlere, talebeye sığınacak bir yardım evi mahiyetini alması pek tabiidir.
Mekke, Medine, Kahire, Bağdat, Şam, Kayseri vb. gibi kültür ve medeniyet merkezlerindeki ribatların
güvenlik kaygısıyla askeri ağırlıklı değil, birer misafirhane olarak hizmet vermiş olması şartların ge-
reğidir.
Türk ve İslam dünyasında önemli yollar üzerinde kurulan kervansarayların fonksiyonlarını şehir
merkezlerinde hanlar ve bedestenler yerine getirirdi.
Hatta şehirlerde bulunan bu gibi hanlar yalnız tüccar yolculara mahsup olmayıp bizzat tüccarların
da yerleşip alış veriş ettikleri yerlerdir. Türlü kayıtlar bu gibi hanların tüccarın cinsine ve ihtisasına
göre ayrıldığını göstermektedir. Nitekim vakfiyelerde Pamuk Hanı, Bezzazlar Han’ı, Şekerciler Han’ı,
Saraçlar Han’ı… gibi türlü ticaret yapan veya tacirleri barındıran hanlara rastlıyoruz.
Yollardaki kervansaraylara mukabil şehir ve kasabalardaki hanlar da tüccar ve yolculara mahsus ol-
makla beraber bunların tamamıyla ticari mahiyette ve ücretli müesseseler olduğunu burada belirtmek
lazımdır.
I.VII. Muhabere Fonksiyonu
Kervansarayların askeri ve güvenlik merkezi fonksiyonlarının bir uzantısı sayabileceğimiz bir diğer
işlevi ise, bir istihbarat merkezi de diyebileceğimiz şekilde yürüttükleri muharebe fonksiyonlarıdır.
Kervansaraylar; çevre halkı için tehlike halinde bir sığınak olarak kullanılırken, “Tehlikeden halka
haberdar etmek diğer hudut karakollarına ve iç taraflarda müdâfilere yardım edebilecek kimselere
işaret vermek için, nöbet yeri olarak kullanılıyordu. Buna göre, böyle bir ribat bir müdâfaa duvarı ile
çevrilmiş binaları, silah ve erzak depoları ile bir de işaret kulesini içine alan bir bütündür. Gelişmesi
aşağıda gösterilecek olan bu yapı tarzı, tabiidir ki, çok defa pek basit şekilde tatbik edilmiştir.
16