Page 10 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 10
tarih çevresi
Bu yıkıklık dolayısıyla Konya-Aksaray yolu, emniyetsiz bir hale geldiğinden, birkaç yıl işlemez oldu.
Bu sırada (XIV üncü asrın başları) müelif Kerimeddin, Gazan Han’ın yarlığı ile Selçuk ülkesi vakı-
flarına nâzır olunca, yıkılan bu iki burcu yaptırdı ve bu sayede yol eski revnakını kazanarak işlemeye
başladı. Fakat bu defa, Anadolu’da zulmüyle meşhur olan Moğol kumandanı İrincin kendisine karşı
ayaklanan İlyas adlı bir Türk beyi ile mücadeleye girişti. İlyas, İrincin’e karşı dayanamadığı için bu
kervansaraya sığındı.Moğol kumandanı, İlyas’ı teslim almak maksadıyla iki ay kadar kervansarayı
muhasıra etti; 20,000 kişilik okçu kuvvetler yanında zamanın taş atan arrâde, ateş saçan neffâte ve
mancıklar gibi bütün muhasara silahları ile gece gündüz uğraştı ise de kervansarayı düşürmeye ve
İlyas’ı elde etmeye bir türlü muvaffak olamadı.
Bu malumat, bize kervansarayların yolların emniyeti bakımından oynadıkları rolü göstermeye kâfidir
Esasen bu günkü vaziyetleri de bu keyfiyeti tamamıyla teyit edecek mahiyettedir.
Bu münasebetle yolların korkulu ve geçit yerleri Osmanlılarda olduğu gibi Selçuklularda da devlet
tarafından muhafız askerlere veya vergi muafiyeti karşılığı civardaki köylü halka tevdi edildiği veya
bu türlü yerlerde, yolların emniyetine göre kervansaray veya zaviyeler inşa edildiği görülmektedir.
Artuk Oğulları zamanında (560 hicri) Ahlat’dan Bidlis’e doğru yapılan büyük yolun üzerinde köprüler,
köprülerin başlarında fonduk (han) lar yapıldı ki, Bidlis altındaki fonduk üç yüz yolcuyu, hayvanlarını
ve bu nispette emteayı alacak bir durumda idi.” 10 Eflâki’nin bir fıkrası yolların emniyeti için ker-
vansarayların ne kadar ehemmiyetli ve zaruri telakki edildiğini meydana koymak için burada zikre
layıktır: “Bir gün Sivaslı Fahreddin Sivas’tan gelmiş, Muineddin Pervâne ve başka emirlerle birlikte
Mevlâna’yı ziyarete gitmiş: Mevlâna ona gelişinin hangi konaktan olduğunu sorunca Fahreddin: <Emir
Pervâne hanından> geldiğini söylemiş. Mevlâna ona bu yol üzerinde Pervâne’nin hanı olup olmadığını
sorunca o: “Evet vardır, onun zamanında emniyet ve asayiş o derecededir ki kervan hangi sahraya ko-
narsa konsun orada korkusuz konaklayabilir” demiştir.11 Sivil halk için geçerli olan bu şartlar ordular
içinde aynen geçerlidir. “Hakikaten orduların çok defa bu ribâtlar civarında konakladıklarını ve har-
blerin bu civarlarda olduğunu görmekteyiz”.12 Selçuklu medeniyeti için söylediklerimiz Osmanlı için
de söylenebilir. Müdafaa tertibatları dolayısıyla korkulu geçit yerlerinde kervansaray inşa ediliyordu.
Osmanlı İmparatorluğu da bu yoldaki faaliyetlere geniş bir nisbette devam etmiştir.
I.IV. Sosyal Kontrol ve Dayanışma Fonksiyonu.
Kervansaraylar sadece askeri ve ticari fonksiyona sahip kurumlar değillerdir. Onların çok güçlü
bir sosyal dayanışma, yardımlaşma ve toplumsal bütünleşme (entegrasyon) fonksiyonları vardır.
Nitekim “Büyük yollar üzerinde yapılan ve umumiyetle yapıcıları Selçuk sultanları ve dev-
let adamları olan bu muazzam kervansaraylar hep vakıf idiler ve maddi büyüklükleri ve
teşkilatları nisbetinde de zengin vakıflara maliktiler. Bu suretle bu kervansaraylara inen tüc-
car ve sair her türlü yolcu, zengin olsun fakir olsun, orada her türlü ihtiyacını meccanen göre-
bilirdi. Vakıa tarihi kaynakların azlığı ve henüz çoğuna ait vakfiyelerin elimize geçmeme-
si dolayısıyla hepsinin vakıf olduğunu bugün için vesikalandırmak mümkün değilse de
mevcut kayıtlar ve devrin hususiyeti bu teşmilin tamamıyla hakikate uygun olacağını göstermektedir.
12