Page 13 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 13
tarih çevresi
Parasını, ribat yoksa yaptırmaya, harap ise tamir ettirmeye, sağlam ise hizmetin aksamaması ve sürme-
si için vakıflarına rağmen tasadduk ederek para ve emtia yardımı yapmaya ayıran insanlar ribat hizme-
tini sürdürdükçe kendi sevap defterlerinin kapanmayacağına inanıyor ve böyle davranmaktan mutlu
ve tatmin oluyorlardı. Bu duruma ilaveten sayısı binlerce diye ifade edebileceğimiz insan kitleleri ri-
batın bu uhrevi havasından istifade ediyor, istifade edenlerin dualarından kendilerine de umuyorlardı.
Yardımın temel espirisi de zaten buydu. Hatta Sivas’da bulunan Emir Ahur İmadeddin Ayaz’a ait bir
fonduk (han)’da bir mescid bulunduğu kaydedilmiştir.
Nitekim ticaret maksadıyla şehirde bulunan yabancı tüccarlar arasında bir de Ceneviz kolonisi mevcut-
tu ki, bunların uzun zaman kiralayıp oturdukları Kemaleddin Fonduk’unda da bir kilise bulunuyordu.24
Mevcudiyeti aynı espiriye dayanıyordu.
I.VI. Misafirhane Fonksiyonu.
Kervansarayların en karakteristik fonksiyonlarından biri de misafirhane oluşlarıdır. Aslında bu
fonksiyonu kervansaraylar zaviye, kanekâh, imaret, han ve ribat adlarıyla karşımıza çıkan kurumlar
yardımıyla yerine getiriyordu.
Misafirhane işlevleri konu edilince ilk akla gelen kervansaraylar Türkistan’dakiler olurdu. Türki-
stan’da çok köklü ve güçlü bir kervansaray geleneği ve kültürü oluşmuştu.
“Semerkand ve merv çevresinde, Maverâünnehir’in çeşitli yerlerinde VIII-IX.yüzyıllarda askeri
amaçlı ribatların yapımı sürmüş, fakat IX.yüzyılın sonlarına doğru Müslümanlığın yayılmasıyla sınır
boyunca yapılan ribatların işlevi değişerek hankâha ve özellikle ticaret yolu üzerinde olanlar ker-
vansaraya dönüşmüştür. Ribatların nitelik değiştirmesiyle Mısır, Suriye ve Filistin’de ribat kelimesi
‘‘dervişlere mahsus zaviye hankâh yolcuları, kimsesizleri, hacıları barındıran misafirhane’’ anlamın-
da kullanılmış, Maverâunnehir ve İran’da ise XI.yüzyıldan itibaren kervansarayla aynı manayı ifade
etmeye başlamıştır.” 25 Yukarıdaki ifade ile; “Görülüyor ki, bütün hayır işlerinde olduğu gibi, askeri
gayeler dışında, yolcuların meccanen yemek ve yatmaları için kervansaray (ribat) inşası ananesi İs-
lam aleminde en fazla Türkistan’da inkişaf etmiş idi. Selçuklular birçok ananelerle birlikte bu ker-
vansaray ananesini de Tütkistan’dan getirmişler ve İslâm aleminde, her sahada olduğu gibi bu hususta
da takip ettikleri devletçilik zihniyetiyle, imparatorluklarının her tarafına yaymayı devletin menfaati
icabı saymışlardır ki, Osmanlı İmparatorluğunun şayanı dikkat bir maharetle tatbik ettiği devletçilik,
Selçuklularla başlayan bir hareketin gelişmesinden başka bir şey değildir. Bu İslam tarihinde Selçuk
istilasının, üzerinde durulması gereken, ehemmiyetli neticelerinden biridir. Yukarıda Türkiye Selçuk-
lularının bahsettiğimiz iktisadi ve ticari siyasetleri ve bu arada kervansaray inşa etmeleri keyfiyeti de
bunun bir tezahürüdür. Nizam’ül-mülk kervansaray inşa edilmesini, kâriz yapmak, kanal açmak, köprü
kurmak, köyleri imar, şehir ve kaleler inşa etmek, talebeler için medrese vücuda getirmek gibi işlerle
birlikte, Selçuk padişahlarının vazifeleri arasında sayar.” 26
Bu anlayışın hemen aynı Osmanlı’ya da tevarüs ettiği söylenebilir.
Bilinen tarihi seyir içinde, “İslam hudutları daha ileri ülkelere gittikleri zaman tabiatıyla bu ribatlar
askeri mahiyetini kaybederek vakıfları ve eski teşkilatıyla yolculara mahsus bir kervansaray halini
alırlardı ki, kervansarayların ribat adını alması bununla ilgilidir. Mamafih İstahri, daha X uncu asırda
15