Page 17 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 17

tarih çevresi

Bazı kervansaraylar bazı tarikatların merkezleri olurken, bazı hankâhlarda dervişlerin kaldığı bölüm-
lerden bahsedilmektedir. 37
b-Kervansaraylar Yetişkin (Halk) Eğitimi Merkezleridir:
“Büyük merkezlerde, vakti ile sırf mücahitlere mahsus olarak yapılan Ribatlarda, artık İslam ilim-
leri ile uğraşan gençler de vardır; ve buralarda din ilimlerine ait müzakerelerde, mübahaselerde bu-
lunulur; bunların ihtiyaç halinde şehrin müdafaası için askeri bir kuvvet olarak kullanıldığı da tabi-
idir.”38 “Hankâhların asıl gayesi sufilere oturacak ve âyinlerini yapabilecek bir yer sağlamak iken;”
39 “Mısır ve Suriye’de zaviyeler (yani hânakahlar) galiba muayyen bir tarikat erbabına aid müesse-
selerdi; ribatlarda ise, yolcular, muhtelif tarikatlara mensup dervişler, ilim tahsili ile meşgul talebe
karışık bir surette yaşıyorlardı. Gerek zaviyelerde gerek ribatlarda ayrıca namaz kılmaya mahsus bir
mescid ve bazen bir de kütüphane bulunduğu metinlerin şahadetinden anlaşılıyor. Mamafih bunun
sadece bir faraziyeden ibaret olduğunu, ve ribat ile zâviye arasında belki de hiçbir fark olmayıp bu
iki ıstılahın birbirleri makamında kullanıldığını düşünmek de mümkündür.”40 Bir kaynakta, “Merv’li
Abdullah b.Mübarek’in orada biri fakiyhlere biri de hadisçilere mahsus iki Ribat yaptırmış olması da,
bu müesseselerde cihad fikrinin büsbütün kaybolduğu tarzında tefsir olunmamalıdır; çünkü kendisi de
hem âlim, hem mücahid sıfatlarını taşıyordu.” 41 Diğer açıdan fakirlere ve muhadislere mahsus bu iki
ribatta hangi metodla ve kimlerle hadis ve fıkıh eğitimi yada öğretimi ile uğraşılıyor du? Bu sorunun
cevabına dair bilgiye rastlanmamıştır.

c-Ribat ya da Kervansaraylar Örgün Eğitim Kurumlarıdır:
Bir kervansarayda mektebin bulunduğunu öğrendikten sonra,”Daha XI.asırdan evvel Mâverâünne-
hir’de fıkıh ve hadis ile uğraşanlara mahsus, adeta medrese mahiyetinde, ribatlar bulunduğu hakkında
yukarıda verdiğimiz mâlumatı da burada hatırlatabiliriz. İran’da tarikatların inkişafından ve tekkelerin
çoğalmasından sonra, arab memleketlerinde kurulan mümasil müesseselere Bağdad havalisinde old-
uğu gibi ribat adının teşmil olunduğu da pek tabiidir.”42 Hele hele bir diğer kaynakta, “IX.asır başların-
da Semerkand’de yaşayan meşhur kelâm alimi Abü Mansur Mâtüridi ile muasır filozof Abdul’kasım
Hâkim-i Semerkandi, oradaki Ribat-ı-Gaziyan’da kelâm ve hikmet okutuyorlardı. O sıralarda Semer-
kand’da Mu’tezile ve Kerrâmiye mezhepleri mensupları ve Şiiler pek çoğalmıştı: Şehirde bu ilk iki
mezhep mensuplarına ait on yedi medrese vardı. Abü Mânsur ve Hâkim-i-Semerkandi, onlarla her
zaman mübahase ediyorlar, lakin bir türlü gelemiyorlardı. Nihayet bir gün bunlar Ribât-ı-Gâziyan’da
Hızır Peygambere rastgeldiler; onun duasıyla kelam ve hikmet mes(elelerini layığı ile öğrendiler; mu-
haliflerini mağlub ettiler ve böylece Semerkand’de ehli sünnet ve cemaat mezhebinin kuvvetlenmesine
hizmet ettiler.” 43 şeklindeki hadiseyi dinledikten sonra en az bir dönem veya bir bölgede bazı ribatların
ana fonksiyonlarını aşarak öğretim kurumu olarak görev icra ettikleri kanaatine ulaşılabilir.

d- Kervansaraylar (Ribatlar) Darü’l-Hüffazlardır:
Semâni’ye istinaden Barthold’un “…..hafızlara yani Kur’an ezberleyicilere ait olduğunu belirttiği 44
ribatlardan bahsetmesi, M.Fuad Köprülü, bu kanaate katılmasa da akla ‘niçin olmasın’ sorusunu ge-
tirmektedir.

e- Kervansaraylar (Ribatlar) İrade Eğitimi Merkezleridir:
Elbistan’da Afşin ilçesi yakınında 1215 de yaptırılan ve hitabesinde Sultan İzzeddin Keykavus I ile
Emir Hasan’ın adları okunan45

                                              19
   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22