Page 72 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 72

tarih çevresi

       Tutup bahs, urmasynlar bize jenni.

       Bizem bilgen nesihat-pendi, e âr
       Bu Türkî arymyza kyldyk yzhar5.

       Azadi, Türkçenin dışındaki dillere olan entelektüel itibara ya da Türkçeye olan itibarsızlığa müdrik biridir
ve buna fazlaca üzülmektedir. Asılında Azadi’nin, Türki halklara kendi dillerinde hitap etmesi din başta olmak
üzere ana dilin önemini göstermesi açısından dikkat çekicidir. Dini-ilmi çeşitli konularda ana dilin dışında
eserler kaleme almanın halk nezdinde pek de faydalı olmadığı uzun asırlardır tecrübe edilen bir durumdur. Ya
da ana dilin dışında kaleme alınan literatür, geniş halk kitlelerine yayılamamış ve halk kendi dinamiklerini
oluşturan alt yapılara dair bilgilerden mahrum kalmıştır. Bu durum Türkler söz konusu olduğunda daha da bir
önem arz etmektedir. Zemahşeri’nin “Muakddimet’ü-Edebi” ve Şeref Hoca’nın “Muinu’l-Mürid”i genel bir
arzu üzerine yazmaları böyle bir ihtiyacın ürünüdür. Geçmişten günümüze Ahmed Yesevi’nin ilgili coğrafyada
oldukça fazla etkili olmasının nedeni de yukarıdaki tespitlerimiz ile doğrudan ilgilidir.

       Araplardan sonra Müslüman olan Farslar dini-ilmi olanı ve bundan beslenen hayatı kendi dillerinde ifade
etmekten, karşılamaktan geri durmamışlardır. Buna karşın Türkler gerek dini gerekse ilmi konularda kendi
dillerinde eserler ortaya koymayı birkaç istisna dışında denememişlerdir. Azadi’nin Arapça-Farsçaya itibar
etmeyerek, bu dilde yazanları eleştirerek, Türkçe/Türkmence ısrarı ve yazması, bir yandan bu dilin entelektüel
karakterini öne çıkarırken, diğer yandan halkın ancak bu şekilde gelişebileceğine olan sarsılmaz inancındandır.
O, bu duruma, hayat için olmazsa olmaz olan “su”yu sembol olarak kullanarak şöyle dikkat çekmektedir:

       Suwy köp erde az suwlary göze,
       Kişi almaz, gulak go gul bu söze.

       Taky çöl erde hem ol suw bolarmyş,
       Ony suwsuz kişi gaba alarmyş6.

       Azadi’nın “Vagz-ı Azad” başta olmak üzere diğer eserlerindeki temel gayesi, Türki halklara, şahlara,
bilginlere, zenginlere ve din adamlarına sosyal meseleler, dinî ve ahlaki kurallarla ilgili tavsiyeler vermek ve
huzurlu bir yaşamı sağlayacak devlet sistemini orta koymak olmuştur. Şair, halka kötülük eden yöneticilerin,
devlet görevlilerinin, zenginlerin yaptıklarını mazur göstermek için, dinî hükümleri kendi menfaatlerine uygun
bir şekilde kullandıklarını, iyilik yapmayı bir kenara bıraktıklarını ve halkı unutup sadece kendilerini
düşündüklerini belirtir ve bunu ciddi bir biçimde eleştirir.

       Emri-magruf neh i-münker mähw ola,
5 Dövletmammet Azady, Eserler Yığındısı, Haz. Rahmanberdi Godoraw, Ed. Hidayet Peker, Bursa 2012, s. 327. Aza-

      di’nin edebi şahsiyeti ve düşünceleri hakkında bakınız. Soner Sağlam, Azadi (Hayatı-Edebi Şahsiyeti-Eserleri), Ege
      Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Basılmamış Doktora Tezi), İzmir 2011.
6 Azady, age, s. 327-328

                                                               71
   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77