Page 38 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 38
tarih çevresi
ve aralarındaki düzeni koruma konusunda devlet yöneticisi, Hz. Peygamber, hatta “Allah’ın halifesi”
konumundadır. Böyle bir durumda nasıl çocuklar babayı severse, halk da yöneticisini sever ve ona saygı duyar.
Ancak İbn Miskeveyh’e göre bu sevgiler, içinde barındırdığı yararın büyüklüğü oranında farklılık gösterir.
Durum böyle olunca, babaya baba olarak, devlet yöneticisine de yönetici olarak saygı gösterilmeli, halk da
birbirini kardeş olarak sevmeli ve saygı göstermelidir.
İbn Miskeveyh’e göre bu sevgi derecelerinin kendine özgü birtakım özellikleri ve yerine getirilmesi
gereken şartları vardır. Örneğin adalet korunmazsa, toplumda dengeler değişir, yönetim bozulur ve işler tersine
döner. Böyle olunca da devlet yöneticisinin yönetimi yavaş yavaş zorbalığa dönüşür, bunun sonucunda ise halk
ona karşı sevgi yerine kin beslemeye başlar. Böylece iyilerin sevgisi kötülerin kinine, dostluk nefrete, karşılıklı
sevgi münafıklığa dönüşür. İnsanlar arasındaki ortak iyilik fikri ve dostluklar yok olur. Allah’ın toplum için
koyduğu düzen bozulur, onun yerini güvensizlik ve karışıklık alır. Dolayısıyla toplum düzeninin korunmasında
sevgi, adalet ve iyilik duygusu önemli bir yer tutar.10
Dostluk İlişkileri
Sevgi ve dostluk, toplumsal bir varlık olan insanın en önemli ihtiyacıdır. Hayatımızın her döneminde
iyi anlaştığımız bir arkadaşımız olmasını arzu etmişizdir.
Kindî ve İbn Miskeveyh “dost” kavramını; “Sen demek olan başkası” şeklinde tanımlar.11 Bu tanım,
kişinin, “dostum, arkadaşım” dediği kimseyle adeta bütünleştiğini, duygu ve düşüncelerinin onun duygu ve
düşünceleri ile özdeşleştiğini ifade eder. Gerçek dostluklar böyledir. Aynı şeyi hisseder, aynı şeyi düşünürler.
İnsanın olabildiğince yalnızlaşıp bireyselleştiği çağımızda gerçek dostlara olan ihtiyaç, başka dönemlerde
olduğundan çok daha fazladır.
Aristo, “insan iyi durumda da kötü durumda da dosta ihtiyaç hisseder. Kötü durumda iken dostlarının
yardımına, iyi durumda iken ise onların yakınlığına ve iyilikte bulunabileceği kimselere ihtiyaç duyar” der.
Öyleyse dostluk, insanın her durumda aradığı bir şeydir. Sokrates de; “Dostluk konusunun küçük olduğunu
zanneden kimsenin kendisi küçüktür. Bence dostluğun değeri ve önemi, Karun’un altınlarından, kralların
hazinelerinden, insanların elde etmek için yarıştıkları mücevherlerden daha büyüktür. Bunlar kesinlikle dostluğa
denk olamaz. Bunların hiçbiri yardımına güvendiğin dostunun yerini tutmaz” der. Bu ifadeler gerçek dostluğun
insan için ne kadar önemli olduğunu gösterir.
İbn Miskeveyh’e göre sevgi ve dostlukta hile yapan kimse, altın ve gümüş parada hile yapan kimseden
daha kötü duruma düşer. Nitekim Aristo, hileli sevginin, hileli altın ve gümüş paralar gibi, kısa sürede bozulup
değerini kaybedeceğini söylemiştir.12
10 Aynı eser, s.132.
11 Bkz. Kindî, Fî Hudûdi’l-Eşyâ ve Rusûmihâ (Resâilü’l-Kindî el-Felsefiyye içinde), Tahkik: Muhammed Abdülhâdî Ebû
Rîde, Mısır 1950, s.170; İbn Miskeveyh, age., s.130, 141.
12 İbn Miskeveyh, age., s.135.
37