Page 33 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 33

tarih çevresi

paylaşırlarsa, arzu ettikleri her şeye ulaşırlar. Ulaşması imkânsız gibi görünen hedefler, sevgi sayesinde
kolaylaşır. Oluşturdukları ortak akıl ve güç birliği ile bütün iyiliklere ulaşmaları mümkün hale gelir. Tek
başlarına elde edemedikleri başarıları, aralarındaki sevginin oluşturduğu güç birliği sayesinde kolaylıkla elde
ederler. Bir toplumda oluşacak güç birliği ise, o toplum için önemli bir kazanım ve büyük bir erdemdir. Bu
erdem, o toplum bireylerinin ulaşabileceği amaçların en üstünüdür. İbn Miskeveyh’e göre şehir yöneticisi de
alacağı tedbirlerle vatandaşları arasında sevgiyi yerleştirmeyi hedefler. Bunu başardığı takdirde, kendisi için
de vatandaşları için de imkânsız gibi görünen bütün iyilikler gerçekleşmiş olur. Bu durumda o, düşmanlarına
karşı üstün gelir, yurdunu imar eder, kendisi de yurttaşları da huzurlu ve mutlu bir hayat yaşarlar. Fakat böyle
bir sevgi ile elde edilmesi arzulanan bu birliğin gerçekleşmesi, akl-ı selim sahiplerinin onayladığı doğru
düşüncelerle ve Allah rızasını amaçlayan dinin sağladığı güçlü inançlar sayesinde olur.3

         Ahlaka ilişkin düşüncelerinde İbn Miskeveyh’in açık etkisini gözlemlediğimiz Nasîruddin Tûsî ve Kınalızâde
de toplumsal huzur ve mutluluğun temelinde sevgi ve adalet kavramlarının önemine vurgu yapar. Kınalızâde’ye göre
toplumda huzur ve dengeyi sağlamanın, ihtilaf ve çekişmeleri gidermenin yolu adalettir. Bu geniş anlamıyla adalet
herkese lâzımdır. Ama Kınalızâde haklı olarak, tıpkı İbn Miskeveyh ve Tûsî gibi sevgiyi adaletin önünde ve ondan
üstün tutar: “Sevgi adaletten üstündür. Sevginin olduğu yerde adalete ihtiyaç kalmaz.”4 Eğer insanlar arasında sevgi
yaygın ise, kavga nedeni olacak ihtilaflar ve ayrışmalar olmaz. İhtilafa konu olabilecek şey hukuka intikal etmeden
sevgi onları tolere eder. Nasıl hukuk bir bakıma ahlâkın zayıfladığı noktalarda çok gerekli bir şeyse, adalet de sevginin
ortadan kalktığı zaman ihtiyaç hissedilen bir şeydir. Bu bakımdan Kınalızâde’ye göre sevgi, doğal bir birliğe, adalet
ise yapay birliğe benzer. Düşünürümüz, toplumsal huzur ve düzenin sağlanmasında sevgiyi adaletin önüne koyarken,
çok önemli bir noktaya işaret etmektedir. Bu açıdan, toplumda sevginin yaygınlaşması, hukuk ve adalete olan ihtiyacı
azaltacaktır. Sevgi yayıldığı oranda adalet sisteminin yükü hafifleyecektir. Dolayısıyla sevgi, insanlar bir arada
yaşarken ortaya çıkabilecek problemlerin önünü kesen önemli bir etkendir.

         Sevgi Türleri

         İbn Miskeveyh dört tür sevgiden bahseder. Bunların sebepleri de birbirinden farklıdır:

         Çabuk oluşan ve çabucak kaybolan sevgi
         Çabuk oluşan, ama yavaş yavaş kaybolan sevgi
         Yavaş yavaş oluşan, ama çabucak kaybolan sevgi
         Yavaş yavaş oluşan ve yavaş yavaş kaybolan sevgi

         İbn Miskeveyh’e göre insanların yaşayışlarında göz önünde bulundurduğu ve gerçekleştirmeye çalıştığı
amaçlar üçtür. Dördüncüsü ise üçünü de bünyesinde barındırır. Bunlar zevk, iyilik, menfaat ve bu üçünü de
içinde barındıran şeydir. İnsanların gerçekleştirmeye çalıştığı amaçlar bunlar olunca, sevginin sebepleri de
bunlar olur. Bu amaçlara ulaşmak için yardımlaşan kimse, şüphesiz başarıya ulaşmış olur.

3 İbn Miskeveyh, age., s.120-121.
4 Kınalızâde, age., s.378; Bkz. Nasîreddin Tûsî, Ahlâk-ı Nâsırî (Çev. A. Vahap Taştan, Habil Nazlıgül), Ankara 2005,

    s.252.

                                                               32
   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38