Page 36 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 36
tarih çevresi
sonra, bu yüksek dereceye daha layık olur. Çünkü tam arınma, ancak dünya hayatından ayrıldıktan sonra
gerçekleşir.
İnsanda diğer tabiatlarla ortak olmayan, soyut, ilahi bir cevher bulunduğundan dolayı, onun zevki başka
zevklere benzemez. Bu da soyut, manevi bir zevktir. İşte İbn Miskeveyh’e göre, insanda böyle bir zevkin yol
açtığı sevgi, öyle bir coşku haline gelir ki tam, halis ve delice bir aşk olur. İşte bu sevgi Allah’a yakınlaştıklarını
iddia eden kimselerin niteledikleri “ilahi aşk”tır. Bu ilahi aşkın belirgin özellikleri; eksiklik kabul etmemesi,
içine entrika bulaşmaması ve sırf iyilere özgü olmasıdır.6
İbn Miskeveyh’e göre, kulun Allah’a karşı olan sevgisi, her türlü etkilenme ve kusurdan uzak olan
sevgidir. Bu, yalnızca ilahi aleme özgüdür. Bu sevgi, Allah’a itaate ve O’na saygıya bağlı olan sevgidir. Ondan
sonra ise, anne-baba sevgisiyle onlara saygı ve itaat gelir. Diğer sevgi türlerinden hiçbiri, bu iki sevgi seviyesine
ulaşamaz. Ancak İbn Miskeveyh, filozoflarına karşı öğrencilerinin beslediği sevginin, bu iki sevgi arasında yer
aldığını söyler. İlahî sevgi düzeyine başka hiçbir sevgi ulaşamaz. Çünkü başka hiçbir sevginin sebepleri ve onu
celbeden iyilikler, ilahi sevginin sebeplerine ve onu celbeden iyiliklere denk olamaz. İkinci sevgi, yani anne-
baba sevgisi ise onun ardından gelir. Çünkü onlar bizim duyulur varlığımızın, yani bedenlerimizin ve
yaratılışımızın ikinci sebebidir.
İbn Miskeveyh, filozoflara karşı olan sevgiyi, anne-babaya karşı olan sevgiden üstün tutar. Anne-
babamız bizim bedeni varlığımızın sebebi iken, filozoflar bizim nefislerimizi eğitmekte, varlığımızın sebep ve
hikmetlerini kavramamıza, gerçek benliğimizi anlamamıza, bizim Allah katındaki hayat ve sonsuz nimetlere
kavuşmamıza, ebedi mutluluğa erişmemize yardımcı olmaktadırlar. Onların bize olan iyilikleri, nefislerin
bedenlerden üstünlüğü ile doğru orantılıdır. Onun için onların haklarını gözetmek ve onları sevmek gerekir.
Hiç kimse birinci sevginin mükafatına hakkıyla ulaşamaz, ikinci sevginin ise hakkını tam yerine getiremez.
İnsan büyük çaba harcayarak hizmet etse bile, annesinin-babasının hakkını kolay kolay ödeyemez.
İbn Miskeveyh öğrencinin öğretmenine karşı sevgisini ilahi sevgiye benzetir. Ona göre, felsefe
öğrencisinin filozofa ve iyi bir öğrencinin öğretmenine olan sevgisi, ilahi sevgi türünden bir sevgi olup, aynı
amacı taşır. Öğretmen manevi bir baba ve beşerî bir eğitici olup, onun iyiliği adeta ilahi bir iyiliktir. Çünkü o,
öğrencisini yüksek hikmetle beslemekte, faziletlerle donatmaya çalışmakta, ebedi hayata hazırlayıp sonsuz
nimetlere ulaştırmayı hedeflemektedir. Durum böyle olunca, İbn Miskeveyh’e göre öğrencinin öğretmenine
birinci sevgiye benzer, halis bir sevgi göstermesi gerekir.7
Baba ile Evlat, Yönetici ile Yönetilen Arasındaki Sevgi
İbn Miskeveyh babaların çocuklarına, çocukların da babalarına karşı olan sevgisinin daha çok “iyilik”
türünden bir sevgi olduğu kanaatindedir. Bu sevginin de farklı sebepleri olmakla birlikte, çeşitli şekilleri
mevcuttur. Babanın çocuklarına, çocukların babalarına karşı sevgileri bir bakıma farklı olsa da temelde ortak
bir noktada birleşir. Baba çocukta bir nevi kendisini görür. Kendine has olan insanlık suretini tabiî olarak
6 Aynı eser, s.125.
7 Aynı eser, s.133-134.
35