Page 37 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 37
tarih çevresi
çocuğunun şahsında görür ve kendisini onun yerine koyar. İbn Miskeveyh’e göre babanın böyle düşünmesi
doğrudur. Çünkü ilahî tedbir, yüce Allah’ın koyduğu tabiî düzeni korumak için çocuğun dünyaya gelmesinde
ve ona insanlık suretini vermede onu vesile kılmış, ikincil bir sebep yapmıştır. Bundan dolayı baba, kendisi
için istediği her şeyi çocuğu için de ister, ona iyi bir eğitim vermek için çırpınır, ömrü boyunca kendisinin elde
etmeye çalışıp da ulaşamadığı şeylere çocuğunun ulaşması için emek sarfeder. Bir babaya “çocuğun senden
üstün” denmesi ağır gelmez. Çünkü o, kendisiyle çocuğunun bir bütün olduğunu düşünür. Bundan dolayı, İbn
Miskeveyh’e göre babanın çocuğuna karşı olan sevgisi, çocuğun babaya karşı olan sevgisinden üstündür. Çünkü
çocuğun dünyaya gelişinin vesilesi babadır ve o, daha varlığının başlangıcından itibaren onu bilir, tanır. Daha
cenin iken onun doğacak olmasından mutluluk duyar. Sonra ona karşı olan sevgisi, onu eğitip büyüttükçe artar,
sevinci ve ona olan ümitleri güçlenir. Kendi bedeni maddeten yok olacak olsa bile, suret olarak onunla devam
edeceğine inanır.8 Bu nedenlerle, babanın çocuğa sevgisi, çocuğun ona karşı sevgisinden daha büyüktür.
İbn Miskeveyh baba ile çocuk arasındaki sevginin mahiyetini anlatırken hep babayı zikreder, ama bu
anneyi unuttuğu, onu ikinci plana ittiği şeklinde yorumlanmamalıdır. Annenin, çocuğu hakkındaki bu duyguları
belki babadan daha bile güçlüdür. Çünkü o, dokuz ay onu karnında taşımış ve baba ile kıyaslandığında çocuğu
ile daha fazla bütünleşmiştir. Muhtemeldir ki İbn Miskeveyh’in burada bu duyguları anneyi anmadan, sadece
baba üzerinden dile getirmiş olması, aileye ataerkil yaklaşımın etkisinin sebep olduğu bir sonuçtur.
Çocuğun babaya olan sevgisi ise, babanın ona karşı olan sevgisinden daha azdır. Çünkü çocuk,
kendisinin dünyaya gelmesine vesile olan kimseyi, ancak uzun bir zaman geçtikten, babasının kendisi ile ilgili
duygularını iyice öğrendikten ve bir süre kendisine yararları dokunduktan sonra anlayıp öğrenir. Daha sonra
kendi durumunu, annesinin ve babasının kendi hayatı için arz ettiği önemi, onların kendisi için katlandığı
zahmetleri düşünüp anlar ve bunları anlayabildiği oranda annesini ve babasını sever, onlara saygı gösterir.
Bunun içindir ki yüce Allah, anne-babanın çocuğunu sevmesini, ona ilgi göstermesini değil, çocuğun anne-
babaya karşı saygılı davranmasını ve onlara iyilikte bulunmasını emretmiştir. Anne ve babaya “çocuğunuzu
sevin” şeklindeki bir uyarı, gereksiz bir uyarıdır. Çünkü onlardaki çocuk sevgisi zaten doğal olarak vardır.
İbn Miskeveyh’e göre kardeşler arasındaki sevgi ise, varlıklarının ve yetişmelerinin aynı sebebe bağlı
olmasından kaynaklanan bir sevgidir.9
İbn Miskeveyh, devlet yöneticisinin halkına karşı durumunu babanın çocuğuna karşı durumuna, halkın
yöneticiye karşı durumunu çocuğun babasına karşı durumuna, halkın birbiriyle olan ilişkisini ise kardeşler
arasındaki ilişkiye benzetir. Böyle bir bağlamda devlet yönetimi, sevgi temeline dayanan daha uygun bir
yönetim, halkın kendi aralarındaki ilişki de kardeşlik temelinde birleşen daha sağlıklı bir ilişki olacaktır.
Yöneticinin halkını gözetmesi, onlar üzerindeki sevgi, şefkat ve ihtimamı, babanın çocuklarını gözetmesi, onlar
üzerindeki sevgi, şefkat ve ihtimamı gibi, onlara karşı davranışı da babanın çocuklarına karşı davranışı gibi
olacaktır. Adil yönetimi, halkına olan sevgi, şefkat ve merhameti, onları iyiliğe teşvik, kötülüklerden sakındırma
8 Aynı eser, s.130-131.
9 Aynı eser, s.131.
36