Page 13 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 13
tarih çevresi
benzetmeler şeklindeki idraklerinin vahiy olarak adlandırılması neticesinde, nübüvvet de metafiziksel bilginin
tahayyül gücü vasıtasıyla yorumlanmış ve dönüştürülmüş biçimi olmaktadır. Dolayısıyla soyut hakikatlerin ve
düşünülürlerin kazanılmış akıl düzeyindeki idraki, gerçek felsefe iken, bunların tahayyül gücü aracılığıyla
yorumlanması ise din şeklinde ortaya çıkmaktadır. Fârâbî’nin konuyla ilgili şu ifadeleri oldukça dikkat çekicidir:
“Şimdi varlıkların bilgisi kazanıldığında ve öğrenildiğinde eğer onların kavramları akılla kavranılıyor ve kesin
ispatlar aracılığıyla tasdik ediliyorlarsa, bu bilgileri içine alan ilim, felsefedir. Eğer onlar kendilerini temsil
eden misaller aracılığıyla tahayyül (hayal gücü) yolu ile bildiriliyor ve bu tahayyül ettirilen şeyler ikna
yöntemleri ile tasdik ettiriliyorlarsa, eskiler bu bilgileri içine alan şeyi din diye adlandırmaktaydılar… Her ikisi
de aynı konuları içerir ve varlıkların ilkeleri hakkında bilgi verirler. Çünkü her ikisi de varlıkların ilk ilkesi ve
ilk nedenle ilgili bilgi verirler ve her ikisi de insanın kendisi için varlığa getirilmiş olduğu nihai amaç, en yüksek
mutlulukla diğer varlıkların nihai amaçları hakkında bilgi verirler. Felsefenin bütün bunlarla ilgili olarak akla
ve kavramaya dayanarak bilgi verdiği her şeyde, din hayal gücüne dayanarak bilgi verir”47.
İbn Sina’nın vahiy ilgili görüşleri, Fârâbî’nin aynı konudaki düşünceleriyle karşılaştırıldığında daha
ayrıntılıdır ve fazla problematik değildir. O, bu konuyla ilgili görüşlerini hem Şifa, Necat ve İşârât gibi sistem
eserlerinde, hem bu konuyla ilgili müstakil risalelerinde ele alıp incelemiştir. İbn Sina konuyu temellendirirken,
Fârâbî’den farklı olarak ayet ve hadislere de müracaat ederek, hem felsefenin hem de dinin taleplerini
karşılamaya çalışmıştır. O, vahye dair düşüncelerini daha çok metafizik ve nefs ile ilgili yazılarında ortaya
koymaktadır. Metafizik açıdan, nübüvvetin sosyo-politik yönü, nefs ile ilgili yazılarında ise nebinin bilgilenme
süreci ve vahiy konu edilmektedir. Ancak konumuz açsından bizi ilgilendiren nebevi bilgi yani vahiy kuramıdır.
Bu nedenle meselenin epistemolojik veçhesi üzerinde durmak yerinde olacaktır.
İbn Sina, insanın bilgi elde etme gücü ile kendi dışındaki canlılardan ayrıldığını ve bunun da ‘düşünen
nefs’ olarak adlandırılan teorik akıl ile gerçekleştirdiğini belirtir. Teorik akıl da, çeşitli şekillerde elde ettiği
bilgi neticesinde maddesel akıldan kazanılmış akıl düzeyine kadar çıkabilir. Bu gelişim sürecinde bilgiyi insana
kazandıran güç Faal Akıldır. İnsanın bilgilenmesi boyunca kendine düşen görev ise, Faal Akıl ile ittisale
geçebilme adına, sahip olduğu bilişsel donanım ve imkanları harekete geçirmekten ibarettir. Yani insan,
maddesel akıl düzeyinde elde ettiği ilk düşünülürlerden sonra bilişsel bir gayret içine girerek kazanılmış akıl
düzeyine yükselir ve Faal Akıldan bilgiyi alabilir. Ancak İbn Sina’ya göre, birtakım insanlar böylesine bir
süreci yaşamadan da, yani hiçbir öğrenim faaliyetinde bulunmadan da Faal Akıl ile iletişime geçer ve bilgiyi
kabul edebilir. Bir başka ifadeyle insanların bir kısmı düşünme aracılığı ile bilgiyi kazanırken, diğer bir kısmı
da düşünme olmaksızın bir anda ve akli bir kesinlik içerisinde bilgiyi kazanır. Bu, sezgi gücünün maksimum
düzeyini ifade eder. Bu yeteneğe sahip insanlar sanki her şeyi kendiliğinden biliyor gibidir. Bu insanların sahip
oldukları bu akli derece ‘kutsi akıl’ olarak adlandırılmakta ve nübüvvetlik mertebesine tekabül etmektedir 48.
Nebinin sahip olduğu bu özel yeteneğin daha iyi anlaşılması için, filozofun, bilginin nasıl kazanıldığına
47 Fârâbî, Mutluluğun Kazanılması (Tahsilu’s-Sa’âde), (Çeviren Ahmet Arslan), Vadi Yayınları, Ankara 1999, s. 90-91. Fârâbî’nin vahiy öğretisi için
ayrıca bkz. Yaşar Aydınlı, age, s. 129, Ömer Mahir Alper, İslam Felsefesinde Akıl-Vahiy Felsefe-Din İlişkisi, Ayışığı Kitaplar, İstanbul 2000, s. 117
vd.; İbrahim Hakkı Aydın, age, s. 143 vd.; .Herbert A. Davidson, age, s. 54 vd.
48 İbn Sina, eş-Şifa, Nefs, s. 219 vd.; en-Necat, s. 167
12