Page 46 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 46
tarih çevresi
gibi iki zıt görüş karşı karşıya gelmişti. Bunlardan ilkini başta padişah olmak üzere Akşemseddin, Zağanos
Mehmed Paşa ve Molla Gürânî; ikincisini ise Veziriâzam Çandarlı Halil Paşa temsil ediyordu. Savaş me-
clisinden muhtemelen Akşemseddin’in de desteğiyle muhasaraya devam kararı çıktı 29.
Bu karar sonrasında II. Mehmed akıllara zarar bir planı uyguladı. Bir gece vakti 70 kadar gemiyi
Boğaz’ın Beşiktaş Tophane arasındaki kıyısından karaya çıkartarak Tepebaşı sırtlarını aşırttı ve Haliç’e
indirtti. Zira İstanbul surlarının en zayıf yeri Haliç tarafı idi ve buranın da mutlaka zorlanması gerekiyordu.
Akşemseddin’in Destekleri Devam Ediyor
Kurulan geçici köprüden Ayvansaray tarafına asker çıkarıldığı halde fetih bir türlü gerçekleşmiy-
ordu. Evliya Çelebi’ye göre kuşatma uzayınca Akşemseddin: “Beyim sen elem çekme, bu kal’anın fâtihi
sen olasın diye şehzadeliğinde sana tebşir etmiştik. Lâkin bi-emr-i Hudâ Cenâb-ı izzetin bu gazâda müstetir
işleri vardır. Derûn-ı kal’ada Şeyh Maksûd halifelerinden Ya Vedûd ismine mazhar düşmüş meczûb bir can
vardır. Ol merhûm olmayınca bu kal’a feth olmak ihtimali yoktur. Ammâ elli günde merhum olur” diye
kal’anın fethini saat ve dakikasıyla tayin etti ve devamla: “Beyim bu esrâr-ı İlâhi bunda kalsın, siz yine
ihtimâm-ı tâm ile asker-i İslâm’a ihsânlar edüp hüsn-i dil gösterin” dedi. Sultan Mehmed başında ulema
kavuğu ile askeri teşci ediyordu ve fetih gerçekleştiğinde ganimet mallarıyla onlar için türbeler, zaviyeler,
mektepler vb. müesseseler yapma sözü verdi30 . Fakat muhasara bir türlü sonuca ulaşmıyordu. Sonunda II.
Mehmed, vezirlerinden Veliyüddinoğlu Ahmed Paşa’yı o iki azize gönderip dua talebinde bulunarak fethin
gerçekleşeceği günün ve vaktin belirlenmesini istedi. Akbıyık Sultan meczup olduğundan fetihle ilgili bir
şey demedi. Akşemseddin padişaha: “Yâ Fakih Ahmed! desin, Fakih Ahmed’den himmet talebinde bulun-
sun 31, “Fülan gün kaba kuşluk vaktinde sen padişahın yanında dururken Allah’ın yardımıyla fülan yerden
kal’a feth olunup, İslâm askerleri içeriye girerler” dedi. Ardından: “Asâ Rabbeküm en yühlike ‘aduvveküm
ve yestahlifeküm fi’l-arz” ayetinin 32 anlamını verip: “Fe-‘indallâhi meganime kesîretün” ayetinin 33 işareti-
ni belirterek teselli verdi. Bu arada Sultan Mehmed gece gündüz şehrin surlarını top gülleleriyle döve döve
“sin” harfine çevirmişti. Şeyhin evladından biri şöyle nakleder: “Belirlenen vakit geldiği halde kal’a feth
olmayınca bize za’f gelmişti. Padişahın öfkesinden herkes şaşkın durumdaydı. O esnada babam Akşem-
seddin’e gidip çadırına girmek isteyince kapıda duran oğlan, ‘bana içeriye kimseyi komayasız diye sipariş
olundu. Ben seni içeri koymazın’ diye men eyledi. Ben de çadırın bir tarafından eteğini kaldırıp içeri bak-
tığımda, şeyh hazretlerini tazarru toprağı üzere baş açık secdeye varmış görüp, sürekli kanlı göz yaşları
döker halde buldum. Onun bu inleme ve göz yaşlarına şaşırıp çadırın eteğinden başımı kaldırdığımda Şeyh
Akşemseddin hemen ayağa kalkıp, ‘el-hamdü lillâhi te’âlâ kal’a feth oldu’ diyerek tekbir getirdi. Bu sözü
duyunca surlara baktığımda gerçekten İslâm askerlerinin o azizin hayır duası bereketiyle kaleden içeriye
girip feth ü zaferi gerçekleştirdiklerini gördüm”. Bu gelişme üzerine padişahın Ahmed Paşa’ya, “el-hamdü
lillâhi te’âlâ Şeyh hazretlerinin dediği vâki oldu. Ancak bu feth ve zaferle hasıl olan sevinçten, zamanımda
onun gibi birinin bulunmasından elde edilen sürur daha fazladır. Bu manadan hazzım ziyadedir” 34dediği
nakledilir . Bir Başka rivayete göre ise, belirtilen gün geldiği halde fethin gerçekleşmemesi üzerine şeyhin
çadırına bizzat padişah gitmiş, çadırı hançeriyle yarmış ve şeyhi toprak üzerinde secde halinde, gözlerinden
akan yaşlarla dua ederken bulmuştur. Daha sonra yerine dönen Sultan Mehmed askerlerini surlardan içeri
girerken görmüş 35 ve: “Elhamdü li’llâhi te’âlâ şeyh hazretlerinin dediği vâki oldu. Fe’emmâ bu feth ü zafer
30 Evliya Çelebi, Seyahatnâme (Kahraman), I-II, vr. 25b-28a.
31 Menâkıb (Yurd-Kaçalin), s. 135.
32 “Umulur ki Rabbiniz düşmanlarınızı helâk eder ve onların yerine sizi yer yüzüne hakim kılar” (Kur’an, A’râf, 7/129’dan).
33 “Allah katında birçok ganimetler vardır” (Kur’an, Nisâ, 4/94’ten).
34 Koca Hüseyin, Bedayiü’l-vekayi, vr. 302b.
35 İbn Kemal, Osmanlı askerlerinin Topkapısı denilen yerden şehre girdiğini yazar (Ş. Turan, 66).
36 Mecdî Mehmed, aynı eser, s. 243. 46