Page 49 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 49

tarih çevresi

                            Akşemseddin’in Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin Kabrini Keşfi

         Yine Enîsî’nin Menâkıb’ına göre Fatih Sultan Mehmed Akşemseddin’den tarih kitaplarından ed-
indiği bilgilere dayanarak sahabeden Mihmandâr-ı Nebevî Hazreti Ebû Eyyûbi Ensârî’nin kabrini İstanbul
surlarına yakın arazinin neresinde bulunduğunu belirlemesini istedi. Akşemseddin bu amaçla ormanlık
alanda araştırma yaptı ve halen mevcut türbenin bulunduğu yere geldiğinde, “Bu mevzide nur parıldıyor,
galiba merhumun mezarı buradadır” dedikten sonra bir süre murakabeye varıp: “Merhûmun rûh-ı şerîfiyle
mülâkat eyledüm. Fethi tebrik ettikten sonra beni küfür karanlığından kurtardın. Cenâb-ı Hak sana makbul
işler nasip eylesin diyerek sena etti” dedi. Sultan Mehmed anılan yere gelip Akşemseddin’in verdiği haberi
tahkik edip: “Sizin bu tayininiz gerçektir” dedikten sonra tam itminan ve inanç için ondan bir kanıt/alamet
göstermesini istedi. Şeyh bir saat kadar murakabeye varıp, mezarın baş tarafından bir yeri kazdırınca iki
zira kadar aşağıda İbranî lisanıyla yazılmış bir mermer ortaya çıktı. Bu dili bilenler o mermerde yazılan
hattı şeyhin buyurduklarına uygun olarak çevirdiler. Sultan Fatih bu kerameti öğrenince çok şaşırdı ve
oraya kubbeli bir türbe, yanına birçok odalar bulunan bir cami inşasını emretti. Amacı Akşemseddin’in ora-
da ikamet etmesini sağlamaktı. Ancak şeyh kabul etmeyince bu odalar medrese olarak kullanıldığı52 gibi,
bu mukaddes makam zamanla ağırlıklı olarak velîler ve âlimlerin medfeni oldu; çok geçmeden de devlet
adamlarının rağbet ettiği bir mezarlık haline geldi .53 Bir süre Zeyrek Kilise Camii’nin bir odasında tedrisle
meşgul olan Akşemseddin muhtemelen Osmanlı padişahını tasavvuftan alıkoymak için izin isteyerek veya
gizlice Gelibolu üzerinden Göynük’e gitmiş ve altı yıl kadar da orada yaşamıştır. Gönderdiği mektupta
gidiş sebebi olarak büyüklerinin gönlünü hoş etmek olduğunu yazmıştır. O sırada Fatih’in gönderdiği me-
blağı ve hediyeleri yine almadığı gibi, padişahın orada cami ve tekke yaptırma arzusunu da kabul etmeyip
sadece bir çeşme inşasına razı olmuştur 54. Akşemseddin 863/1459 yılı şubat ayında Göynük’te vefat etmiş
ve orada defnolunmuştur 55. Ölümüne ebced hesabıyla “Kâşif-i Esrar” terkibiyle tarih düşürülmüştür . 56

         Bayramiyye tarikatının Şemsiyye/Şemsîlik kolunun kurucusu olan Akşemseddin’in vefatından
sonra tarikatin faaliyetleri Göynük’te oğlu Muhammed Fazlullah, Kayseri’de İbrahim Tennûrî, İskilip’te
Attaroğlu Muslihiddin, Ankara’da ise Hamza eş-Şâmî, Karahisârî Mısırlıoğlu Abdürrahim tarafından
sürdürülmüştür . 57

         İstanbul’da Sur içinde Hırka-i Şerif civarında adına izafe edilen bir mescit 58 bulunan Akşem-
seddin’in Muhammed Sadullah, Muhammed Fazlullah, Muhammed Nurullah, Muhammed Emrullah59 ,
Muhammed Nasrullah, Muhammed Nurülhüda 60, Muhammed Hamdullah adlarında yedisi erkek 12 evladı
olmuştur 61. Bunlardan en küçüğü ve babasının çok sevdiği Hamdullah Hamdi iyi bir şair, astronomi ve
musikide mahir biriydi 62. Kızlarının adları Mahbube, Fahrunnisa ve Zeynep olup üçü de babalarının türbe-
sinde medfundur. Akşemseddin’in biraderzadesi olup “Paşa Çelebi” unvanıyla bilinen Gıyasüddin Çelebi

   52 Menâkıb (Yurd- Kaçalin), 135-136; Bedayiü’l-vekayi, II, 303a; Solakzâde, s. 362-3; Hammer, Devlet-i Osmâniyye Tarihi (trc. Atâ Bey,
   İstanbul 1329, II, 278. Tâcîzâde Cafer Çelebi “Şemsü’l-maârif” olarak nitelediği Akşemseddin’in Ebû Eyyûbi Ensârî’nin kabrini bulma
   hadisesini nazmen anlatmıştır (Hevesnâme, haz. Necati Sungur, Ankara 2006, s. 190-194).
   53 Bu mekânın fetih öncesinde de bir ayazma olduğu, Bizans halkı tarafından duaların kabul olunduğu, hastaların şifa bulduğu, yağmur du-
   asına çıkıldığı kutsal bir yer olarak nakledilir. Hatta Enîsî mezarın bulunduğu
   54 Enîsî (Yurd - Kaçalin), s. 136.
   55 Âlî’ye göre okumakta olduğu Yâsîn sûresini bitirir bitirmez ruhunu teslim etmiştir (Künhü’l-ahbâr, s. 229).
   56 Mecdî, aynı eser, s. 244; Bedâyiü’l-vekayi, II, 303a. Türbesi ve kitabeleri hakkında bk. Türkiye’de Vakıf Abideler ve Eski Eserler, Vakıflar
   Genel Müdürlüğü Yayını, Ankara 1977, II, 366-369; Hasan Özönder, “Akşemseddin’in Türbesi ve Vakıfları”, Akşemseddin Sempozyumu
   Bildirileri, s. 117-131; Ali Yardım, “Akşemseddin’in Türbesi ve Haziresindeki Tarihî Kitabeler”, aynı eser, s. 133-143.
   57 Bu hususta bk. Osman Türer, “Osmanlı Anadolu’sunda Tarikatların Dağılımı”, Osmanlı Toplumunda Tasavvuf ve Sufiler (haz. Ahmet
   58 Tahsin Öz, İstanbul Camileri, I, 21.
   59 Mehmed Süreyya Bey bunun Emir Sultan ve Sultan II. Murad evkafı mütevellisi olduğunu belirtir (Sicill-i Osmânî, III, 161).
   60 Mecdî Mehmed, Fatih Sultan Mehmed’in yarı meczup bu zata bol gelirli vakıflar bağışladığından söz eder (s. 246). Enîsî, Evlek’te Nurül-

  49hüda Pınarı adında bir kaynağın varlığından söz eder (s. 144). Âlî’ye göre Nurülhüda Evlek köyünde metfundur (231-232).
   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54