Page 45 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 45

tarih çevresi

                   İstanbul’un Kuşatılması, Fikir Ayrılıkları ve Akşemseddin’in Desteği

Sultan II. Mehmed 1451 yılında kalıcı olarak tahta çıktıktan sonra da şehzadeliğinde dersler ve feyiz aldığı
hocasını unutmadı. Başta Akşeyh ve Akbıyık Sultan olmak üzere devrin diğer tasavvuf ileri gelenlerini ve
dervişlerini muhasara öncesi getirterek onların dualarından ve manen askeri motive etmelerinden yararlan-
mak istiyordu 23.

         Bunlardan özellikle Akşemseddin kuşatma boyunca padişahın baş destekçilerinden olmuş, ortaya
çıkan fikir ayrılıklarında Sultan Mehmed’i hep gazâya teşvik etmiştir. 24 Bilindiği gibi başta Veziriâzam
Çandarlı Halil Paşa olmak üzere bazı devlet ileri gelenleri kuşatmaya karşı çıkıyorlardı. 20 nisan günü
Zeytinburnu açıklarında alınan deniz yenilgisinden sonra yapılan istişare toplantısında muhalifler: “Bir
sûfînin sözüyle bu kadar asker helâk oldu. Bu kadar hazîne telef oldu. Frengistan’dan kâfire imdâd geldi.
Fetih olmak ümidi kalmadı” gibi sözlerle25 Akşemseddin’i eleştirmişler ve mağlubiyetin müsebbibi olarak
göstermişlerdi. Bu yenilgi üzerine II. Mehmed bile kuşatmayı ertelemeyi düşünmeye başlamıştı. Ancak
kararını vermeden önce Veliyüddinoğlu Ahmed Paşa’yı Akşemseddin’e göndererek onun fikrini öğrenmek
istedi. Akşeyh ise daha önce defalarca fethin Sultan Mehmed’e nasip olacağını söylediğini belirterek ısrarla
muhasaranın devamını tavsiye etmişti 26. Akşeyh bu hususta en çok Kur’an’da geçen “Beldetün tayyibetün”
ibaresinin ebced hesabıyla 857 yani 1453’e tekabül etmiş olmasına güveniyor olabilirdi.

         Büyük mutasavvıfın ünlü mektubunu da o sıralarda yazdığı anlaşılmaktadır. Zira burada Akşem-
seddin savaşın sevk ve idaresi üzerinde padişaha bazı uyarı ve öğütlerde bulunmaktaydı. Deniz mağlubiye-
tinin doğurduğu ümitsizliği ve tereddüdü izale eden, savaşın gidişatını değiştiren baş faktörün, aslı Topkapı
Sarayı Müzesi Arşivi’nde E 5584 numarada kayıtlı bu mektup olduğu söylenebilir 27. Akşemseddin mektu-
bunda özetle ve mealen, bu hadisenin deniz yenilgisinin ardından meydana geldiğini, kalbe sıkıntı ve kırgınlık
verdiğini, bazı fırsatların kaçırıldığını belirttikten sonra, genç hükümdara yönelik olarak olayları yeterince
yönetemediğini, emirlerini geçiremediğini, bu arada kendisinin verdiği fetih müjdesinin bile temelsiz old-
uğu söylentilerinin çıkmasına sebep olduğunu ifade etmiş ve devamla, bu fitne ve dedikodu ortamında asla
gevşeklik göstermemesini, bu duruma sebep olanları buldurup en ağır bir şekilde cezalandırılmalarını, yoksa
kaleye hücum edildiğinde ve hendekler doldurulmaya çalışıldığında bunların ağır ve gönülsüz davranacak-
larını, onların amaçlarının menfaat ve ganimet olduğunu belirtir. Akşemseddin mektubunun son kısmında
Sultan Mehmed’e yetkisini kullanmasını, Kur’an’dan “Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad
et, onlara sert davran” ayetini (Kur’an,Tevbe, 9/68) delil göstererek bu gibilere sert davranması gerektiğini
vurgular 28. Bu mektubunda Akşeyh’in teşviklerinin padişahın fikrinin değişmesinde etkili olduğu kesindir.

Genel hücumdan birkaç gün önce yapılan savaş meclisinde yine;

-Kuşatmanın devamı ve şehrin zaptı

-Bizans’ın barış teklifinin kabulü

23 Âşıkpaşaoğlu, Tevârîh-i Âl-i Osman (nşr. Atsız, İstanbul 1949), s. 236; İbn Kemal, Tevârîh-i Âl-i

24 İdris-i Bitlîsî, Heşt Behişt VII. Ketîbe Fatih Sultan Mehmed Devri (haz. Muhammed İbrahim Yıldırım), Ankara 2013, s. 108-109; Hoca

Sâdeddin, I, 423.

25 Enîsî (Yurd), s. 54

26 Lâmiî Çelebi, s. 798; Koca Hüseyin, vr. 199b- 200a, 202a-b.

27 Şehabeddin Tekindağ, “İstanbul Kuşatmasında İki Önemli Olay”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, sayı: 33 (Mart:

1980/81), İstanbul 1982, s. 1-6.

28 İlk neşri Arşiv Kılavuzu içerisinde 1938’de yayımlanan bu kıymetli mektup daha sonra da neşredilmiştir. Yorumu için bk. Halil İnalcık,

Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar I, Ankara 1987, s. 127-128, Levha VII.

29 Koca Hüseyin, Bedâyiü’l-vekayi, vr. 200a                     45
   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50