Page 48 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 48

tarih çevresi

         Daha sonra bir süre gözlerden kaybolan Akşemseddin’i Edirnekapı’ya yakın bir viranede bulduran
Sultan Mehmed orada bir mescit yaptırmış ve zamanla orası Akşemseddin Mahallesi adıyla anılmıştır 45.

                                   Fatih’in Tasavvufa Meyli ve Akşemseddin’i Ziyareti

         Enîsî’nin Menâkıb’ına göre Osmanlı padişahı yanında Veliyüddinoğlu/Bursalı Ahmed Paşa veya
bir başka rivayete göre ise Mahmud Paşa ile birlikte Akşemseddin’in çadırına gitti ve şeyhi yanı üzere
uzanır halde buldu. Şeyh durumunu düzeltmemişti. İstanbul Fatihi elini öpüp: “Sana bu hâcet içün geldim
ki birkaç gün beni halvete koyup irşâd eyleyesün” dedi. Akşemseddin padişahın bu arzusunu kabul etmey-
ince Sultan Mehmed: “Elbette benim arzu ve isteğim yerine getirilmelidir” diye birkaç kez ısrar ettiği halde
Akşeyh yine razı olmadı. Sonunda Sultan Mehmed öfkelenip: “Bu hususta bir Türk 46 bir kere söylese kabul
edüp halvete alırsun. Ben sana kaç kere söylediğim halde sözümü kabul etmezsin” deyince Akşemseddin:
“Meşâyıh-ı izâmın halvetinde bir lezzet vardır ki âna dâhil olsan emr-i saltanat gözünde olmayup sultan-
lığı bırakırsın. Bu sebebden de ahvâl-i âlem karışup her birimiz sebeb olma yüzünden Allah’ın gazabına
mazhar olup günah işleriz. Makamınızda adâlet ve insâfla durunuz” diyerek ona gerçek görevini
hatırlattı 47 ve devamla bazı öğütler verdi. Sultan Mehmed şeyhin huzurundan dışarı çıkınca maiyetin-
deki vezire: “Şeyh efendi bize ayağa kalkıp saygı göstermedi” diyerek üzüntülerini dile getirmişti. Vezir
ise daha önceki sultanlara nasip olmayan büyük fethin mazharı olduğundan padişahta gurur bulunduğunu
müşahede edince: “Bu gururu kırmak için o büyük terbiye üstadı yerinden kalkmadı ve saadetlü padişahı-
ma böyle davrandı” demiştir. 48 Fatih Sultan Mehmed daha sonra Akşemseddin’e iki bin flori göndermiş,
fakat dünya malına meyli olmayan Akşeyh bu altınları kabul etmemiştir. 49

                                           Padişahın Akşemseddin’i Daveti

         Vezir Ahmed Paşa veya Mahmud Paşa’nın teklifi üzerine Sultan Mehmed birkaç gün sonra gece
yarısını müteakip Akşemseddin’i davet etti. Güya bu defa o ayağa kalkmayacaktı. Şeyh çağrıya icabet ed-
ince, yakınları sıra dışı bu davetten korkup başına bir şey gelmesinden endişe duymuşlardı. Menâkıb’dan
naklen Akşemseddin bu olayı şöyle nakleder: “Padişahın yakınları ve saray mensupları elimi öpmek için
dizilmişlerdi. Orada padişah hazretleri olduğunu sezdiğim biri benim tarafıma yöneldi. O mutlu gece, ha-
setçi kalbi ve düşman gönlü gibi karanlık olduğundan zahir gözle padişahı algılayamadım. Fakat rûz-ı ezel-
de olan ruhların tanışması gereğince padişahı sezdiğimde, onunla muanaka eyleyüp keramet gücüyle öyle
sıktım ki sultan hazretleri titredi ve az kalsın düşüyordu. Bu ıztırâb ve titreme kaybolmadan vücûd-ı şerîfini
bırakmadım”. Daha sonra vezir padişaha, “Niçin ayağa kalktınız?” deyince Sultan Mehmed: “Ta’zîmde
bî-ihtiyârım. Yanında heyecanlanırım, ellerim titrer. Diğer şeyhler ise benim yanımda heyecanlanır, elleri
titrer” 50 demiştir . Yine padişahtan şöyle nakledilir: “Kalbimde yer etmiş olan çekilme bana o şekilde geri
geldi ki, kalbimdeki buğz u adâvetin yerini büyük bir muhabbet ve sevgi aldı”. Bu hâletten sonra Sultan
Mehmed Akşemseddin ile çadıra girip sabah ezanına kadar sohbet etmiş, sabah namazını onun imamlığın-
da kılmıştır. Akşemseddin namazdan sonra Hacı Bayram’a ait evrâd u ezkârını tamamlayıncaya kadar Fatih
onun önünde diz çöküp bu zikirleri dinlemiştir 51.

                                                 48
   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53