Page 29 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 29

tarih çevresi

         Sultan Fatih’in çok uluslu imparatorluğa dönüştürdüğü ve çıkardığı kanunlarla sağlam te-
mellere oturttuğu Devlet-i Aliyye daha sonra torunu Yavuz Sultan Selim ve bunun oğlu Kanuni Sultan
Süleyman dönemlerinde Basra Körfezi’nden Avusturya sınırlarına, Afrika ortalarından Karadeniz’in
kuzeyindeki topraklara uzanan bir cihan devleti olmuştur. Bu iki padişahtan Yavuz hakkıyla dedesinin
mirasına sahip çıkmış ve devletin geleceğini de düşünerek Doğu ve sorunuyla yakından ilgilenmiştir.
Kanuni Süleyman da Osmanlı aynı kapasitede biri olarak bu mirası sahiplenmişse de sarayın müda-
haleleri ve vezirler arasındaki rekabeti önleyememiş, halefini belirlemede gösterdiği zafiyet devletin
geleceğini tehlikeye atmıştır.

                                                         *****

         II. Murad’ın oğullarından biri olan II. Mehmed'in Osmanlı tarihinde müstesna bir yeri vardır.
Ağabeyi Şehzade Alâeddin’in ölümünden sonra tahtın tek varisi durumuna gelen Mehmed 1444-1446
yılları arasındaki ilk saltanatında başarılı olamamış, Manisa’daki babasının ve bunu gerçek hükümdar
gibi gören güçlü veziriazam Çandarlı Halil Paşa’nın gölgesinde kalmıştı. 1446’da başlayan ve beş yıl
süren ikinci şehzadelik dönemi onun cihangirlik emellerini güçlendirmiş. Bu hususta özellikle lalası
Zağanos ve Şehâbeddin paşalar ile hocalarının etkisinde kalmıştır.

         İcraatlarına geçmeden önce, kısaca bu büyük Türk hükümdarının eğitimi ve yetişmesi üzerinde
durmak gerekir. Babası II. Murad tarafından yerli ve yabancı hocalar marifetiyle yetiştirilen Şehzade
Mehmed’in Türkçeden başka Arapça, Farsça, Rumca, Slavca bildiği; edebiyat, felsefe, coğrafya, matem-
atik, astronomi gibi ilimlerle yakından meşgul olduğu bilinmektedir. Bu arada “Avnî” mahlasıyla yazdığı
şiirlerinin toplandığı bir divan bırakan ilk Osmanlı hükümdarı da odur. Müslüman hocalarının belli
başlıları Molla Güranî, Hocazade Muslihiddin, Molla İlyas, Siraceddin Halebî, Molla Abdülkadir, Hasan
Samsunî ve Molla Hayreddin olup bunlardan en çok Hocazade ile övünmüştür. Tasavvuftaki hocası ise
Akşemseddin’dir. II. Mehmed huzurunda ilmî tartışmalar yaptırmış, daha şehzadeliğinden itibaren Batı
kültürüyle ilgilenmiştir. Fetihten sonra İtalyan, Ciriaco d’Ancona’dan ve başka İtalyanlardan Roma ve
Batı tarihleri okumuş ve dinlemiştir. Georgios Trapezuntios İslamiyet ile Hristiyanlık arasındaki köklü bir
fark olmadığını, ikisinin uzlaştırılması ile Fatih’in bütün milletleri idaresi altına alabileceğini söylemiştir.
1465’te Milano elçisinin yazdığına göre, Sultan Mehmed’in yanında Floransalı, Cenevizli ve Raguzalı
müşavirler vardı. Bunların bir kısmı hümanist idi. Bunlardan Stefano Emiliano’nun Fatih’in ölümünden
sonra yazdığı mersiye meşhurdur. Fatih Trabzonlu Rum bilgin Amirutzes’e Ptolemaios/Batlamyus’un
coğrafya kitabını Arapçaya çevirtmiş ve bir de dünya haritası yaptırmıştır. Fethini müteakip İslam kay-
naklarında “Medînetü’l-hükemâ” yani filozoflar şehri denilen Atina’yı ziyareti ve yerli halka teveccühü
malumdur. Şahsi kütüphanesindeki eserlerden Batı kültürüyle ilgili 50 tanesi günümüze ulaşmıştır. Bun-
lardan 42’si Rumcadır. Çoğu tarih ve coğrafyaya, altısı matematik ve astronomiye dairdir.

         1448 yılında gerçekleşen Kosova Savaşı’nda ordunun sağ kolunu kumanda etmiş ve babasıyla
birlikte Arnavutluk seferlerine katılmıştır. İki yıllık ilk saltanatı ve özellikle beş yıllık ikinci Manisa
valiliği sırasında şahsiyeti güçlenen Sultan Mehmed 1451’de başlayan ikinci hükümdarlığı döneminde
önce Çandarlı’nın nüfuzunu kırmak, yeniçerileri yola getirmek, faal bir gaza siyaseti izleyerek İstanbul’u
fethetmek istemiş ve bunların hepsinde muvaffak olmuştur. Önce bahşiş bahanesiyle isyan eden yeniçer-
iler üzerindeki Çandarlı’nın nüfuzunu kırmış ve bu güçlü orduyu doğrudan kendisine bağlamıştır.

                                              29
   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34