Page 24 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 24

tarih çevresi

                            "FATİH SULTAN MEHMED’İN
                   DÜNYA LİDERLERİ ARASINDAKİ YERİ"1

                               Prof. Dr. Abdülkadir ÖZCAN

         Tarihimizde önemli olayların yıl dönümlerinde anılması artık gelenek haline gelmiş bulun-
maktadır. Bunlardan İstanbul’un Fethi de 500. yıldönümünden beri ihtişamlı bir şekilde anılmakta ve
yapılan konuşmalarla yad getirilmektedir. Bu sene fethin 550. yılını idrak etmekteyiz. Ben konuşmamı
doğrudan İstanbul’un fethine değil de dünya liderleri, Fatih Sultan Mehmed ve eseri üzerine ayırmış
bulunmaktayım. Başlığın çok iddialı ve kapsamlı olduğunun bilincindeyim. Bu arada konunun tarafı-
ma sipariş edildiğini de belirtmeliyim. Vaktimizin elverdiği ölçüde konu hakkında bir şeyler söylemek,
en azından konuya bir giriş yapmak istiyorum. Aslında mevzuyu fazla dağıtmamak için sadece fatih
ve çağdaşları üzerinde durmayı düşünüyordum, ancak o dönemde Sultan Fatih çapında bir lider bulun-
madığı için öncesine ve sonrasına gitmek zorunda kaldığımı ifade etmeliyim. Konuşmam hiç bölüm-
den oluşacaktır: Fatih öncesi, Fatih'in çağdaşı ve Fatih sonrası liderler ve Fatih Sultan Mehmed…
Konunun çok kapsamlı olacağını düşünerek her dönem için tipik birkaç lider şahsiyet ve icraatları
üzerinde durulacaktır.

         Fetih öncesi Batı dünyasında ilk akla gelen isim milattan önce yaşamış olan ünlü Makedonya
Kralı Büyük İskender hem dünya hem de İslam literatüründe efsanevî bir şahsiyettir. Özel hocalardan ve özel-
likle ünlü filozof Aristo’dan dersler almış, kral olunca Asya seferine çıkmış, Persleri yenmiş, Anadolu, İran, Suri-
ye, Mezopotamya ve Mısır’ı zapt etmiş, halkın manevî değerlerine saygılı davranmıştır. Gittiği yerlerin stratejik
noktalarında gerek kendisi gerekse emrindeki kumandanlar şehirler kurmuştur. İran üzerinden Hazar’a ve Af-
ganistan’a giden İskender İskitleri mağlup ettikten sonra İran merkezli bir dünya imparatorluğu kurmak istemiş,
Hindistan’a giderken milattan önce 323 yılında Babil’de vefat etmiştir. Makedon-Pers karışımı kozmopolit bir
ırk oluşturmak isteyen Büyük İskender 12 yılda gerçek bir cihangir olmuş ve efsanevi bir kişiliğe bürünmüş, hat-
ta bazı İslam düşünürleri tarafından Kuran-ı Kerim'deki Zülkarneyn olabileceği bile tartışılmıştır. Ancak ahlaki
zaafları, içkiye düşkünlüğü, değişken karakteri, kan dökücülüğü hatta Tanrılaşma sevdasının, başarılarına gölge
düşürdüğü ifade edilir. Başta İskenderiye olmak üzere kurduğu şehirlerin birçoğu varlığını sürdürmekte ise de
imparatorluğu kendi hayatıyla kaim olmuş ve ölümünden sonra parçalanmıştır.

         Yine milattan önce hüküm süren Romalı kumandan ve devlet adamı Julius Caesar da yaptığı başarılı
seferler ve kazandığı zaferlerle dünyanın büyük cihangirlerinden biri olarak tanınır. Gerçekten kuzeye, Mısır'a ve
Anadolu’ya yaptığı seferlerde hep başarılı olan Caesar yaptığı reformlarla devletini güçlendirmiş ise de bir suikast
sonucu öldürülmesinden sonra eski cumhuriyetin sonu gelmiş ve bir süre sonra imparatorluk dönemi başlamıştır.

1 Bu konuşma fethin 550. yılında 28 Mayıs 2003 tarihinde Türk Edebiyatı Vakfı’nda yapılmış ve Bilginler Konuşuyor, Türk Edebiyatı Vakfı
Yayınları, İstanbul 2003, s. 28-43 arasında yayımlanmıştır. Burada neşredilen metin gözden geçirilmiş ve kısmen güncellenmiştir.

                                               24
   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29