Page 23 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 23
tarih çevresi
aşırılığa kaçmaması, hayvan derilerini delinmeden usulüne uygun yüzülmesinin gereği, et fiyatlarının nar-
hı gibi hususlar üzerinde durulur. Yine hususi nitelikteki Gümrük Kanunnâmesi, Fatih’in saltanatının son
yılında çıkartılmıştır. Eserde, Müslümanlardan, zimmîlerden ve harbî kefereden alınacak gümrük vergileri
belirtilmiştir. Fatih dönemine ait tespit edilebilen son hususi kanun mecmuası Darphâne Kanunnâmesi’dir.
Burada para darbı meselesine açıklık getirilmektedir. İstanbul dışında nerelerde darphane bulunacağı ve
100 dirhem gümüşten kaç akça kesileceği belirtilmektedir. Fatih döneminde yukarıdaki zikredilen kanun-
nâmelerden başka, hususi zümre, iş ve bölgelere ait ferman şeklinde çıkarılmış Yasaknâme denilen kanun
hükümleri de vardır. Nitekim, yukarıda sözü edilen ve II. Bayezid döneminde tedvin edilmiş olan Kanun-
nâme-i Sultânî ber-mûceb-i Örf-i Osmânî adlı kanun mecmuası, çoğu Fatih zamanında çıkarılmış yasak-
nâmeleri de ihtiva etmektedir 24. Fatih Sultan Mehmed döneminde çıkarılmış başta İstanbul olmak üzere
Rumeli ve Anadolu eyaletleri ile mevcut sancaklar hakkında da pek çok kanunname çıkartılmış olup bunlar
yayımlanmıştır 25. Akkoyunlu gibi daha önce İslâm hukukunun cari olduğu ülkelerdeki kanunlar hemen
aynen benimsenmiş, Avrupa ve Adalar’da gibi dâr-ı küfür olan yerlerde cari kanunların ise Şer`-i mübîne
uymayan kısımları lağvedilerek kabullenilmiştir 26.
Sonuç olarak, çıkarmış olduğu iki umumî kanunnâmeden başka merkez ve taşra teşkilatıyla ilgili
birçok hususî kanunun da vâzıı olarak Fatih Sultan Mehmed, her bakımdan ve haklı olarak “Kanunî”, hatta
“Ebü’l-kavânîn” sıfatını hak etmiş görülmektedir. Ancak onun “Fâtih” sıfatı her niteliğinin önüne geçmiş,
Osmanlı kaynaklarında fethin babası anlamında “Ebülfeth”, fakat daha yaygın olarak “Fatih” sıfatıyla
anılmıştır.
24 Akgündüz, aynı eser, I, 368-373, 378-379, 381-382, 384; Özcan, “Fatih Devri Kanunlaştırma Hareketleri”, İstanbul Armağanı, Fetih ve
Fatih (haz.Mustafa Armağan), İstanbul 1995, I, 158-159.
25 A. Akgündüz, aynı eser, I, 389 631.
26 A. Özcan, aynı makale, s. 159.
23