Page 21 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 21

tarih çevresi

         Büyük otorite sahibi ve devletin gerçek kurucusu olan Fatih Sultan Mehmed zamanında ise, örfî
hukukun bir gelişme ve yerleşme dönemi yaşadığını söyleyebiliriz 16. Gerçekten günümüze ulaşan en eski
kanunnâmeler bu padişah zamanından kalmadır. Fatih zamanından günümüze iki umumî kanunnâme ile
gümrük, tapu-tahrir, ihtisab, para darbı vs. ile ilgili hususî kanunlar ulaşmıştır.

         Fatih zamanından kalma umumî kanunnâmelerin ilki devlet teşkilâtıyla, diğeri ise reâyâ ile ilgili
idare, maliye ve ceza kanunnâmesidir. Umumî kanunnâmelerin en meşhuru ve en çok eleştiri alanı, Kanun-
nâme-i Âl-i Osman adındaki teşkilât ve teşrifat kanunnâmesidir. Kanunnâme’nin varlığı üzerinde son yıl-
larda bazı tartışmalar yaşanmış, bazı araştırıcılar tamamının uydurma olduğu, bazıları ise kısmen sonradan
yazılıp Fatih’e izafe edildiği yolunda neşriyat yapmışlar17 , dolayısıyla eserin sıhhati hakkında bazı şüpheler
doğmuştur. Bunu söyleyenlerin en büyük dayanağı eserin tek nüsha oluşu, bunun da yurt dışında bulunması
idi. İkinci sebep ise, kardeş katliyle ilgili madde olup, gûya böyle müstekreh bir olayı Fatih’e yakıştıram-
amaktır. Her ne kadar XV ve XVI. yüzyıl kaynaklarında ve devlet arşivinde Kanunnâme’den açıkça söz
edilmemesi bu fikri savunanları haklı gösterir gibi ise de, son yıllarda ikinci ve daha eski bir nüshasının
bulunması bu şüpheleri ortadan kaldırmaktadır. Uzun süre Dîvân-ı Hümâyun hizmetinde bulunmuş ve iki
defa reisülküttablık yapmış olan Bosnalı Koca Müverrih Hüseyin Efendi, Kanunnâme-i Âl-i Osman’ın
mazbût bir nüshasını Dîvân- Hümâyun’da gördüğünü ifade etmiş ve teberrüken eserine dercetmiştir. Kaldı
ki, XV. yüzyıl tarihçilerinden Tursun Bey, Karamanî Mehmed Paşa; XVI yüzyıl tarihçilerinden ise İdrîs-i
Bitlisî, İbn Kemal, Gelibolulu Mustafa Âlî; XVII. yüzyıl tarihçilerinden de Bostanzâde Yahya Efendi,
yukarıda adı geçen Bosnalı Koca Hüseyin, Hezarfen Hüseyin Efendi 18; XVIII. yüzyıl tarihçilerinde ise
Osmanzâde Ahmed Tâib, Fatih dönemi kanunlaştırma hareketlerine temas etmişler ve Kanunnâme-i Âl-i
Osman’dan bazı alıntılar yapmışlardır. Ayrıca, Kanunnmâme’de kaptanı deryâdan hiç söz edilmemesi, bir
Arz odası ile Has Oda inşasından bahsedilmesi eserin Fatih döneminde tedvin edildiğinin açık delilleridir.
Zira, bu padişah zamanında Osmanlı Devleti’nin teşkilâtlı büyük bir deniz gücünün bulunmadığı; Arz
Odası ile Has Oda’nın bu padişah zamanında yapıldığı kesindir 19.

         Dönemin nişancısı Leyszâde Mehmed tarafından padişah ağzından düzenlenen Kanunnâme-i Âl-i
Osman’da, kuruluş yıllarından itibaren yürürlükte olan örfî kurallar bir araya getirilmiş, ancak bizzat Fatih
Sultan Mehmed yaptığı eklemelerle esere son şeklini vermiştir. Hemen belirtilmelidir ki, nişancılar örfî
hukukun otoritesi ve örfî kanunların müftüsü gibidirler. Bazı şeyhülislâm ve kazaskerler bu meseleleri
çözümünü nişancıya havale ederlerdi. Bu yüzden Fatih de örfî kanunların toplanması işini nişancısına ha-
vale etmiştir. Kanunnâme’nin en önemli özelliği ve niteliği, “Bu Kanunnâme atam ve dedem kanunudur
ve benim dahi kanunumdur” şeklindeki takdim cümlesinde yatar. Bu ifadeden Kanunnâme’nin kaynakları
hakkında da bilgi sahibi olunmaktadır. Bu ifadesi ile Fatih, öteden beri yürürlükte olan kuralları bir kitap
haline getirdiğini belirtmekte, aynı cümlenin devamındaki, “Evlâd-ı kirâmım neslen ba`de neslin bununla
âmil olalar” şeklindeki emirle de haleflerinin de bu kanunnâmeye uymalarını istemektedir. Bu pek örneği
görülmemiş bir taleptir. Sanki Fatih burada kendisine kanun koyucu olarak özel bir yer vermek istemekte-
dir. Çünkü İstanbul’u almakla İmparatorluğun kuruluşunu o tamamlamıştır, sağlam temellere de onun otur-
tmak istemesinden daha tabii bir şey olamazdı. Halbuki o da iyi biliyordu ki, yeni hükümdar eski kuralları
kısmen veya tamamen kaldırma yetkisine sahiptir. Devletin gerçek bânisi olarak Fatih bu yetkiyi onlardan

16 Halil İnalcık, “Osmanlı Hukukuna Giriş, Örfî-Sultânî Hukuk ve Fatih’in Kanunları”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Der-

gisi, XIII/2 (1958), s. 102 vd.

17Ali Himmet Berkî, İstanbul’un Beşyüzüncü Fetih Yıldönümü Münasebetiyle Büyük Türk Hükümdarı İstanbul Fatihi Sultan Mehmed Han

ve Adalet Hayatı, İstanbul 1953, s. 142 vd.; Konrad Dilger, Untersuchungen zur Geschichte des Osmanischen Hofzeremoniells im 15 und

16. Jahrhundert, München 1967, s. 34 vd.

18 Hezarfen Hüseyin Efendi, Telhîsü’l-beyân fî Kavânîn-i Âl-i Osman (nşr. Sevim İlgürel), Ankara 1998, s. 258-266.

19 Özcan, aynı makale, s. 42

20 Halil İnalcık, “Osmanlı Hukukuna Giriş, Örfî-Sultânî Hukuk ve Fatih’in Kanunları”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Der-

gisi, XIII/2 (1958), s. 102-126.          21
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26