Page 57 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 57

tarih çevresi



            Müdürlüğü’nde yaptığı bir konuşmada Türk dili  medenî vasfı ve kabiliyeti”nin bundan sonraki

            ve tarihiyle meşgul olmasındaki amacını şöyle  gelişmesi  ile  geleceğin  yüksek  medeniyet
            açıklamıştır:                                  ufkundan  yeni  bir  medeniyet  güneşi  gibi
                “İşitiyorum,  benim  dil  ile  tarih  ile  doğacağını şu sözlerle dile getirmiştir:
            uğraştığımı  gören  bazı  kısa  düşünceli          “Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve
            vatandaşlar, ‘Paşa’nın işi  yok,  dil  ile,  tarih  ile  şümûllü  medeniyetlere  de  sahip  olmuşlardır.
            uğraşmaya  başladı.’ Diyorlarmış ... Yağma yok  Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana
            ... Benim işim başımdan aşkın... Ben bugün ileri  bildirmek bizler için bir borçtur. Türk çocuğu
            bir  Türkiye  kurmaya  ne  kadar  çalışıyorsam,  ecdâdını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için
            yarının Türkiye’sinin temellerini atmaya da o  kendisinde kuvvet bulacaktır.”
            kadar dikkat ediyorum.”17                          “Asla şüphem yoktur ki, Türk’ün unutulmuş
                Mustafa Kemal; din, coğrafî bölge, rejim   büyük medenî vasfı ve kabiliyeti bundan sonraki
            veya  hanedana  bağlı  olan  tarih  anlayışının  inkişafı ile âtinin yüksek medeniyet ufkundan

            kaldırılmasını, bunun yerine ilmî esaslara dayalı  yeni  bir  güneş  gibi  doğacaktır…  Ne  mutlu
            ve Türk milletini temel alan millî tarih bakış  Türküm diyene.”19
            açısının getirilmesini sağlamıştır. Bu çerçevede   Yukarıdaki ifadelerden de Atatürk’ün takip
            Türk tarihinin, anavatanımız olan Orta Asya’dan  ettiği kültür politikasının, “Türk milletinin, Türk
            başlatılarak,  Büyük  Hun  İmparatorluğu,      tarihinin  ve  Türk  kültürünün  Türklerin  tarih
            Göktürkler, Uygurlar, Selçuklular, Osmanlılar,  sahnesine çıktıkları günden itibaren günümüze
            Türkiye Cumhuriyeti paralelinde, bir bütünlük  kadar  bölünmez  bir  bütünü”  teşkil  ettikleri
            içinde,  ele  alınmasının  gerektiğini  şöyle  temeline  dayandığı  açıkça  görülmektedir.
            vurgulamıştır:                                 Nitekim bu görüşünü ebedileştirmek amacıyla,
                “Bizim milletimiz derin bir maziye maliktir.  tarihte  kurulan  Türk  devletlerinin  sembolü

            Bu  düşünce  bizi  elbette  altı,  yedi  yüzyıllık  olarak,   Türkiye   Cumhuriyeti   Devleti
            Osmanlı Türklüğünden, Selçuklu Türklerine ve   Cumhurbaşkanlığı    Forsu’nun    yürürlüğe
            ondan evvel bu devirlerin her birine müsavi olan  girmesini emretmiştir. 1934 yılında kanunlaşan
            büyük Türk devletlerine kavuşturur.” 18        bu forsta tarihte kurulan Türk devletleri (Büyük
                Atatürk,  atalarımızın  tarih  boyunca     Hun  İmparatorluğu,  Batı  Hun  İmparatorluğu,
            kurdukları  devletleri  ve  yarattıkları  büyük  Avrupa   Hun     İmparatorluğu,   Akhun
            medeniyetleri  tetkik  ederek  Türklüğe  ve    İmparatorluğu,  Göktürk  İmparatorluğu,  Avar
            dünyaya bildirmenin bir borç olduğuna işaret   İmparatorluğu,  Hazar  İmparatorluğu,  Uygur
            etmiştir.   Çocuklarımızın   zengin   tarihî   Devleti,  Karahanlılar  Devleti,  Gazneliler
            geçmişimizi  ve  ecdâdımızın  başarılarını     Devleti,  Büyük  Selçuklu  İmparatorluğu,
            öğrendikçe gelecekte daha büyük işler yapmak   Harezmşahlar Devleti, Altınordu Devleti, Büyük
            için kendilerinde manevî kuvvet bulacaklarını da  Timur İmparatorluğu, Babür İmparatorluğu ve

            belirtmiştir. Ayrıca “Türk’ün unutulmuş büyük  Osmanlı İmparatorluğu) 16 yıldızla ve Türkiye



                                                      54
   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62