Page 53 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 53
tarih çevresi
gücünün üzerinde olmaması gerektiğini, aksi daha açık bir tarzda belirmektedir. Atatürk’ün
hâlde bu teşebbüslerin dayanağı devlet kuruculuğu ve devlet adamlığı vasfı
bulunmadığından başarısızlıkla sonuçlanacağını O’nun askerî yönünden ayrı değişik bir
hatırlatmaktadır. özelliğidir. Hele O’nun profesyonel alanda
Türk İstiklâl Harbi’nin kazanılmasından askerliği seçmiş oluşu göz önünde
sonra, Atatürk’ün kararlı tutumu sonucunda, 29 bulundurulduğunda, “devlet adamlığı” yönünün
Ekim 1923 günü saat 20:30’da, TBMM, yeni önemi daha fazla artmaktadır.
Türk Devleti’nin bir Cumhuriyet olmasına karar Devlet adamlarında bulunması gereken
vermiştir. Aynı tarihte Gazi Mustafa Kemal Paşa, vasıfların en önemlilerinden biri, yapılması
oybirliği ile yeni Türk Devleti’nin ilk düşünülen işlerin, önceden hazırlanacak plân ve
Cumhurbaşkanı seçilmiştir3. Ancak Mustafa programa göre yürütülmesidir. Ayrıca alınacak
Kemal Paşa’nın devlet adamlığı bu yüce görevle tedbirlerin öncelikle halkın acil ihtiyaçlarına çare
başlamamıştır. O, Harp Akademisi bulacak tarzda olmasıdır. Atatürk, buna uygun
öğreniminden sonra, 1905’ten 1923 yılına kadar bir liderdir. Devlet işlerini plân ve program
önemli mevkilerde görev yapmıştır. Örneğin dâhilinde yapmaktaydı ve öncelikle halkın
Osmanlı Ordusu’nun çeşitli kademelerinde, menfaatlerini düşünmekteydi. Henüz
Merkezi Şam’da olan 5. Ordu kıtalarında, cumhuriyetin kurulmasından önce, 6 Aralık
Selânik’teki 3. Ordu Kurmay Heyeti’nde, 1922’de Ankara’da, gazetecilerle yaptığı bir
katıldığı Trablusgarp Harbi’nde, Sofya konuşmada, bu görüşünü şu şekilde ifade
ateşemiliterliği gibi diplomatik görevlerde, I. etmektedir:
Dünya Savaşı’ndaki cephelerde, olağanüstü
yetkilerle donatılmış 9. Ordu Müfettişi olarak “Çalışmalarımız, senelerce takip ve tatbik
Samsun’a gitmesiyle birlikte başlayan Millî edilecek bir programa dayanmadıkça
Mücadele döneminin ağır şartları içinde, başarısızlığa mahkûmdur. Objektif olduğu kadar,
Erzurum ve Sivas kongreleri başkanlıkları, milletimizin acil ihtiyaçlarına çare bulacak bir
TBMM Başkanlığı gibi görevlerde yetişerek programa dayanmayan ıslahat teşebbüsleri, şahsî
tecrübe kazanmıştır. Demek ki, daha önceki ve keyfî olmaktan kurtulamaz. Herhangi bir
ortam ve siyasî şartlar, Atatürk’ün bir devlet programın uzun bir çalışma devresine rehber
adamı olarak yetişmesinde başlıca etkenler olması için, memlekette bütün vatanseverlerin
olmuştur. Atatürk’ün büyük devlet adamlığı, ona yardımcı olmaları gerekir.”4
O’nun Türkiye’nin meselelerine bakış açısıyla Atatürk, milletimizi çağdaş toplumların,
ve bunların çözümüne dair yaklaşım tarzıyla ülkemizi de gelişmiş devletlerin düzeyine
görülmektedir. Bu durum devletimizin çağdaş çıkarmayı temel hedef olarak tespit etmiştir. Söz
bir yapıya ulaşması için köklü değişikliklerin konusu hedefe en kısa zamanda ulaşmak
yapılması ile Türk milletinin mutluluk ve amacıyla ise yoğun bir faaliyete başlayarak
refahına yönelik alanlarda direktifler vermesiyle siyasî, idarî, sosyo- kültürel, iktisadî, hukukî ve
50