Page 62 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 62

tarih çevresi



            devletin tamamen millî bir siyaset takip etmesi  bir  devlet  adamıdır.  O,  bilgili,  ileri  görüşlü,

            ve bu siyasetin, teşkilât-ı dâhiliyemize tamamen  hadiseleri  önceden  tahmin  edebilecek  ve
            mutâbık (uygun) ve müstenid (dayalı) olması    gelişmeler karşısında sağlıklı değerlendirmeler
            lâzımdır.  Millî  siyaset  dediğim  zaman,     yaparak  çözümler  üretebilecek  yüksek  zekâ
            kasdettiğim mâna ve medlûl (kavram), şudur:    seviyesine sahiptir. Nitekim Atatürk, toplumların
            Hudûd-ı millîyemiz dâhilinde, her şeyden evvel  sosyo-kültürel yapılarını, milletlerin psikolojik
            kendi  kuvvetimize  müsteniden  (dayanarak)    durumlarını ve ülkelerin jeopolitik-jeostratejik
            muhafaza-i  mevcudiyet  ederek  (varlığımızı   konumlarını  incelemiş,  siyasî  ve  iktisadî
            koruyarak) millet ve memleketin hakiki saâdet  gelişmeleri  yakından  takip  etmiştir.  Bunun
            ve  umrânına  (bayındırlığına)  çalışmak  ...  sonucunda,
            Alelıtlak  (genel  olarak)  tûl-i  emeller  (hırslı,  XX.     yüzyılın  sonlarında  meydana
            hayalî  emeller)  peşinde  milleti  işgâl  ve  ızrâr  gelebilecek,  hatta  XXI.  yüzyılda  da  devam
            (zarar) etmemek ... Medenî cihandan, medenî ve  edebilecek  gelişmeleri  öngören  Atatürk,  II.

            insanî  muâmeleye  ve  mütekabil  (karşılıklı)  Dünya Savaşı’nın çıkacağını ve bu savaşın galip
            dostluğa intizâr etmektir (bakmaktır).”29 sözleri  taraflarını çok önceden tahmin etmiştir. Hatta bu
            ile inkârı mümkün olmayan bu gerçekleri dile   savaşta  Almanya’nın  ikiye  bölüneceğini  ve
            getirerek millî siyasetin oluşturulmasında temel  Sovyetler  Birliği’nin  en  kazançlı  çıkacağını
            alınması gereken ana prensipleri kamuoyuna ve  söylemiştir. Örneğin, Amerika’lı General Mc.
            yeni nesillere aktarmaktadır.                  Arthur,  yayınladığı  “Hatıralarında”,  “Büyük
                Ancak  Atatürk,  1919’da  başlattığı  Millî  devlet adamlarından biri” olarak tanıdığını ifade
            Mücadele’nin,  hem  Türkiye’nin  geleceğini    ettiği  Atatürk’le,  1933’te  Ankara’da  yaptığı
            belirleyeceğini, hem de bütün mazlum milletlere  görüşmeden bir kısmını şöyle anlatmaktadır:
            örnek teşkil edeceğini bilmektedir. Dolayısıyla    “Atatürk, Ankara’da karşılaşmamızda bana:

            emperyalistlerin,  kendi  sömürgelerine  emsâl  ‘Almanya’ya dikkat edin, eğer diğer devletler
            teşkil  etmemesi  için,  bütün  güçleriyle     akıllı davranmazlarsa bu haliyle Almanya ikiye
            direnecekleri kanaatindedir. Bu görüşünü 1922  bölünecek ve bundan en fazla Rusya kazançlı
            yılında şöyle ifade etmiştir:                  çıkacak.’ dedi.”31
                                                               Tarihî   gelişim   içinde,   devletlerle
                “Türkiye’nin bugünkü mücadelesi, yalnız    imparatorlukların     dağılma      sürecine
            kendi nam ve hesabına olsaydı, belki daha kısa,  girebileceklerini veya ortadan kalkabileceklerini
            daha az kanlı olur ve daha çabuk bitebilirdi ...  ve dünyada yeni dengelerin oluşabileceğini de
            Çünkü  savunduğu  fikirler,  bütün  mazlum     çok  iyi  bilmektedir.  Buradan  hareket  ederek,
            milletlerin, bütün doğunun davasıdır.”30       1930’lu yıllarda, Rus İmparatorluğu bünyesinde
                Atatürk,  yalnız  devletine  bağlı,  milletini  60  yıl  sonra  meydana  gelecek  gelişmeleri  de
            seven, hayatını Türk varlığı için adayan bir lider  görebilmiştir. Ayrıca bu gelişmeler karşısında

            değil, aynı zamanda gerçekçi, önder ve dirayetli  yetkililerin,  ülkemizin  millî  menfaatleri



                                                      59
   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67