Page 124 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 124

tarih çevresi

bu sene devlet köylerde at yoklaması yapmış ve atları toplamıştır; bu arada
Yediyıldız ailesinin de bir katırını götürmüşlerdir. Bir taraftan da
mütegallibeler, baskı ve soygunlarına devam etmektedirler. İliftigâr köyünden
Karamahmudoğulları Yediyıldız ailesinin iki ineğini ve iki öküzünü çalmışlar;
şikâyet üzerine de itiraf etmişlerdir (YA-MAY-K4-166). 1912 aşarı iki yüz elli
beş kuruş yirmi beş paradır (YA-MAY-K2-021). Bereketli bir yıl olduğu
anlaşılıyor. 1914’te bölgenin aşarını Aybastı’nın Çukurcak köyünden
Hacıhalilzade Rüştü Efendi55 adına kabzımalı Kadıosmanoğlu Mustafa
toplamıştır (YA-MAY-K3-019). 1917 yılında seksen altı lira yirmi para emlak
ve yedi kuruş otuz para bina vergisi, bir kuruş yirmi para harp tekâlifi, otuz altı
kuruş beş para olağanüstü bir vergi, bir kuruş beş para da vilayet yolları bedeli
olmak üzere toplam yüz yirmi üç kuruş ödenmiştir (YA-MAY-K4-070). Bu
senenin aşar bedeli elli beş kuruş olmuştur. 1922’de tarik mükellefiyeti bir
Osmanlı lirasına çıkmıştır (YA-MAY-K6-175). Vaktiyle Aybastı’ya reji
memuru olarak gelen, zamanla Eceli köyünde önemli arazileri ele geçiren ve
bu köyün -hatta o mıntıkanın- ağası olan Çamaşlı Hacıalizade Mesud Ağa’yı
1924’te aşar mültezimi olarak görüyoruz. Bu tarihte onun adına Yediyıldız
ailesinden muhtar ve azalar gecikmiş aşar borcu olarak beş yüz yetmiş beş
kuruş tahsil ediyorlar (YA-MAY-K2-030). 1925’te beş lira elli kuruş ödeniyor
(YA-MAY-(K6-173). 1926’da Mustafa Asım’ın İstanbul’da bin kuruşluk
dersiam aylığından altı yüz kuruş tarik bedeli kesiliyor (YA-MAY-K4-099). O
günlerde kendisi köyde değildir. Köydeki işlerine bakan yeğeni Halil mektup
yazıyor: “Dayım! Bu tarafta sizin için bana keçiyi beş liraya sattırdılar. İki lira
da Teciroğlu Osman Ağa’dan aldım. Bunların altı lirasını geçen seneki yol
parasına ve bir lirasını da köy kütüğü parası aldılar. İki lirayı Teciroğlu Osman
Ağaya veriniz. Ondan alınmıştır. Bu parayı veresiniz. Bu tarafta çayırı söktüm.
Göğüş tarlasını da sürdüm. Bu tarafta cümlemiz sıhhatteyiz. Ve çok selam eder,
ellerinden öperim. Baki dua!” (YA-MAY-K4-037B). Görülüyor ki köylüye
hayvanını sattırıp yol parası alıyorlar. Bir memur maaşının yarısından fazla…
Mustafa Asım ikinci kez ödenen yol parasını geri almaya uğraşıyor (YA-
MAY-K4-025). Köylü ticaret yapmak için değil kendi ihtiyaçlarını karşılamak
için bir çift öküz, bir iki inek, üç beş keçi veya koyun besliyor. Tarım zamanı
köyde otlatacak yeri kalmadığı için hayvanlarıyla birlikte yaylalara çıkıyorlar
ve köydeki işlerini gidip gelerek takip ediyorlar. Yaylaya çıkmak için Yayla
Beyannamesi doldurup Karakol Kumandanının onayının alınması gerekiyor.
Verdikleri beyannameye göre, 4 Haziran 1932 tarihinde iki inek, iki öküz ve
üç dana ile birlikte Yediyıldız ailesi, Perşembe yaylasının Eceli obasına gidiyor
(YA-MAY-K8-084). Ailenin Hoşkadem obasında da evleri vardır. Zaman
zaman bu yaylaya da çıktıkları oluyormuş. Köylü her yıl hayvanları için
yoklama memurlarına ilmühaber vermek zorundaydı. 1936 yılında ihmalkâr

55 Ayandan olan bu zat, o dönemde Bolu Sancağı mutasarrıfı olan ve Nisan

1915’te Hüdavendigar Vilayeti Valisi olarak atanan Aybastı Çukurcaklı Ali Osman

Beyin kardeşidir. Bkz. Ferda Güley, Kendini Yaşamak –Anılar, Can yayınevi, İstanbul

1990, s. 12-21.  123
   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128   129