Page 59 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 59
tarih çevresi
manla Hanı kelimesi atıldı ve köy Karınca oldu. Ak Meşhed-i Battal Depe oldukça zor olduğundan köyün ismi Ak Meşhed
oldu ve zamanla daha da bozularak Akmeşat haline geldi. Meşhed bilindiği gibi şehitlik anlamında olduğundan köyün ilk
ismi Battal Tepe Ak Şehitliği şeklinde aslında Türkçe bir isimdi.
Danakıran, Keçikıran gibi adlar genellikle sarp yerlere ad olarak verilmektedir. Garbî Amid nahiyesindeki Dana
Kıran köyü ise daha sonra Dankıran diye anılmaya başlamış, bir ara adı Abdibek (Abdi Bey) olmuştur. Heykelcik köyünün
adı daha sonraları Heygecük şekline dönüştüğü için bir anlam çıkarılamamış olmalı ki Cumhuriyet döneminde Bucaktepe
olarak değiştirildi. XVI. yüzyılda Hüseyinlü olan köy daha sonra Farsça etkisiyle olmalı Hüseynik adını aldı ve sonunda
tarihî adından vazgeçilerek Kesikağaç olarak değiştirildi. Balluca köyü apaçık Türkçe bir isim olduğu halde Baluce şeklinde
söylenince anlamsızlaştı ve adı Uzunbahçe’ye çevrildi. Şarkî Amid’in Ayn-ı Şah köyü halk arasında bozularak Anşeh şek-
linde anlamsız bir isim haline girince ilk ismi araştırılmadan Güvercinevleri gibi uydurma bir isim verildi. Hacı İsa köyünün
adı harf düşmesiyle Hacıis şekline girdi. Kubbecik köyü bir süre sonra Kubacık oluverdi. Aynı şekilde Gazi Tepesi anla-
mındaki Til Gazi köyünün adı Tılgaz şeklinde anlamsız bir isim halinde kısaltıldı.
Yapılan isim değişikliklerinden bir kısmı da Farsça tamlama halindeki isimlerin biraz değişiklikle Türkçeleştiril-
mesi şeklinde olmuştur: Ak Virân-ı Süfla=Küçük Ak Virân, Ak Virân-ı Ulyâ=Büyük Ak Virân. Kıtırbil-i Süflâ köyüne
Kıtırbil denilmiş, Kıtırbil-i Ulyâ ise Harapkıtırbil olmuş ve daha sonra Eğlence ismini almıştır. Kadı-i Süflâ, Küçükkadıköy
olurken Kadı-i Ulya’ya Büyükkadıköy denilmiştir.
Sonuç olarak elimizdeki arşiv belgelerindeki bilgileri toplu olarak değerlendirdiğimizde XVI. yüzyılda Diyarbakır
yöresindeki yer adlarının % 50’den fazlasının Türkçe adlar olduğunu görmekteyiz. Bu tespit bölgede Artuklu-Akkoyunlu
Türkmen varlığının tahmin edildiğinden daha fazla olduğunu ve Osmanlı devletine miras kaldığını kanıtlamaktadır. Os-
manlı hakimiyeti döneminde Safevî propogandaları sonucu bütün Anadolu’dan İran’a bir Türkmen göçü yaşandığı gibi
bu bölgeden de yaşanmıştır. Ancak gerek yer adlarının gerek kişi adlarının Anadolu’nun diğer bölgeleriyle karşılaştırılması,
Diyarbakır çevresinde Artuklu- Akkoyunlu Türkmen nüfus varlığının XVI. yüzyılda canlı olarak yaşadığını göstermektedir.
57