Page 58 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 58
tarih çevresi
sullu Türkmen oymağının Şah İsmail’e katılması ile Diyarbekir gibi önemli bir bölge de Safevî devletinin idaresine girmiş
oldu25. Tahrir Defterlerinde bu cemaatler veya bu şekilde kaçmış olan kişiler surh-ser şodend yani Kızılbaş oldular kaydı
düşülerek bazı Kanunî dönemi tahrir defterlerinde belirtilmişlerdi26.
XVI. yüzyılda Artuklu-Akkoyunlu Türkmen etkisi gösteren yer adlarının XVII. yüzyılda ne gibi değişiklikler ge-
çirdiği konusunda açık bir bilgiye sahip değiliz. XVIII. yüzyıl için İbrahim Yılmazçelik’in eserinden yararlanarak bazı kı-
yaslamalar yapmamız mümkün olmaktadır. Aradan 200 yıla yakın bir zaman geçmiş olmasına rağmen, Sayın
Yılmazçelik’in ortaya koyduğu belgeler ve vardığı hükme göre yer isimlerinin büyük bir çoğunluğunun Türkçe veya
Türkçe ekli isimler olması yukarıda da belirtildiği üzere, Diyarbakır bölgesindeki Türk iskânının oldukça köklü olduğunu
göstermektedir27.
XVI. yüzyıldan XVIII. yüzyıla Garbi ve Şarkî Amid nahiyelerindeki köy adlarını karşılaştırdığımızda bazı köy
isimlerinde küçük değişiklikler olsa da köy isimlerinin devam ettiği görülmektedir. Ak Hüseyin> Ağ Hüseyin, Ak Meşhed>
Ağ Meşhed, Ak Virân> Ağ Virân, Beşiri> Beşirik, Beşiri, Beşrik, Güvençoğlu> Gençoğlu, Hin Germe> Heft Germe, Hane
Bazar> Hanbazar, Haydarlu İzzet> Haydar Kulu, Horoslu> Horozî, İshak Danişmendlü> İshaklu, İsraillü> İsrail, İzzeddin
Virânı> İzzeddin, Kadı-i Süflâ> Kadı Kendi, Kasım Virânı> Kasımlı, Keberlü> Kebirlü, Kuruca Kavuşan> Korucu, Mat-
ran> Metranlı, Metranlu, Nergislü> Nergizlü, Pir Hüseyin Depesi> Pir Hüseyin, Somakî> Simaki, Şiranî> Şarabî, Til Lek>
Tillik, Til Alevî> Til Alo (Til Alevî), Timur Han Abbas> Temürhan, Yassıca> Yassıca Virân, Yenice-i Uzun Dere> Yenice
şeklinde değişime uğramışlardı. Çanakçı, Hacı Osman, Kaba Sakal, Kamışlu, Kara Baş, Karaca Virân, Karagöz, Kıtırbil,
Kozan, Porsuklu, Sadi, Seyyid Hasan, Satı Kendi, Şemame, Til Gazi, Üç Depe köyleri ise 1733, 1747 ve 1758 yıllarında
aynı isimlerini koruyarak gelmişlerdi. En çok köy yerleşimine sahip Garbî Amid ve diğer nahiyelerde de sonuçların pek
değişmediği anlaşılmaktadır. Görebildiğimiz kadar Yılmazçelik’in 1785-1847 yılları arasına ait köy adları tablosunda da
XVI. yüzyıla kıyasla büyük bir değişim yaşanmamıştır28.
XVI. yüzyıl ile XVIII. yüzyıl arasında köy isimlerinde önemli bir değişim yaşanmadığı ve Türkçe kökenli isimler
ağırlığını koruduğu halde. XX. yüzyılın ikinci yarısından sonra bu adların büyük bir bölümü Arapça, Farsça ve diğer etnik
kökenli adlarla değişmiş, değişmeyen Türkçe yer adları ise halk arasında bozularak anlamsızlaşmıştı. Bu sebeple Cumhu-
riyet döneminde bu adların tekrar değiştirilmesi yoluna gidildi. Öyle ki Tekirdağ yöresinde %15 dolaylarında olan yer adı
değişiklikleri bu yörelerde %80 gibi büyük oranlarda uygulandı. Bu değiştirmeler yapılırken XVI. ve XVII. yüzyıl kay-
naklarına inilerek köyün eski adının araştırılması da pek düşünülmedi.
Köy ve mezraa isimlerindeki değişmeler bazen halkın kolay söyleme endişesinden kaynaklanmaktadır. Arpa Te-
pesi mezraasının adının Arpa Tepe olması, Top Kapısı’na Top Kapı denilmesi bu sebepledir. Garbî Amid’in Alçak Hasan
köyü daha sonra sadece Alçak diye anılmaya başlamıştır. Karınca Hanı köyü halk arasında Karınca diye anıldığı için za-
hürdarlık görevi ile ödüllendirilmişti. Emir Bey’in dedesi Emir Bey Uzun Hasan Bey’in kumandanlarından olduğu gibi
babası da Sultan Yakub devri kumandanlarından Gülabi Bey idi.
25 Sümer, 1992, s. 30.
26 TD. 450 (1525) Adana, Tarsus, Sis Mufassal Tahrir Defteri.
27 Yılmazçelik, 1995, s. 150.
28 Yılmazçelik, 1995, s. 158- 161.
56