Page 53 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 53
tarih çevresi
olunan nahiye ise Pusiyan nahiyesidir. Pusiyan nahiyesinde 1568 yılında 93 köy bulunmasına rağmen ancak 5-6 köyün
lokalizasyonu yapılabilmiştir3. Bunun da sebebi, öyle sanıyoruz ki bu köylerin çoğu, 1564’ten kısa bir süre önce kurulmuş
küçük aşiret köyleri olduğundan günümüze kadar gelememiş veya isim değişikliği geçirmiştir.
Osmanlı literatüründe eyalet kastedildiği zaman Diyarbekir (Diyâr-ı Bekir), eyaletin paşa sancağı olan şehir mer-
kezi kast edildiği zaman daha çok Amid adları tercih edilmektedir. Şehre Amid denildiği gibi şehrin etrafındaki paşa san-
cağının adı da çoğu zaman Amid idi. Defterin fihristinde de Livâ-i Amid ve Nefs-i Amid isimleri geçmektedir. 1568 yılında
Amid’de yaşayan 6.572 vergi nüfusunun 2.284’u (%34.7) Müslüman, 4.268’i (%64.9) Gayrımüslim idi. Bu durum daha
çok şehirdeki yoğun ticarî potansiyel ile ilgili olmalıdır. Ayrıca kırsal kesimde küçük yerleşim birimlerinde can ve mal
güvenliğini sağlamak özellikle Gayrımüslimler için daha da zordu. Bu iki sebep Gayrımüslimleri şehirlere ve büyük köy
yerleşimlerine yöneltti4.
Diyarbakır şehrinin adı ilk olarak Asur hükümdarı Adad-Nirari I (M.Ö. 1310-1281)’den kalma bir kılıç kabzasında
Amida veya Amedi olarak geçer5. Bu adın şehrin ve bölgenin ilk egemen medenî halkı olan Subaru (Hurri)’lardan kalma
olduğu kabul edilmektedir. 305 yılında Arsaklı II. Tiridat devrinde Hristiyanlığın kabulünü bildiren Agathangelos’un ese-
rinde şehrin adı Amid olarak geçer. Süryani kaynaklarında ve 639’dan itibaren Arapça eserlerde hep Amid adı geçer6. Roma
tarihçisi Antakyalı Ammianus Marcelinus M.S. 359’da gördüğü şehrimizden Amida diye bahseder7. Bu isim hakkında
çeşitli rivayetler varsa da kelimenin etimolojisi kesin olarak bilinmiyor8. İslâmî dönemde bu isim Amid veya Amed diye
söylenmeye başlamıştır. XVII. Yüzyıla kadar hem şehrin hem de sancağın adı olarak Amid şehir merkezine, Osmanlı kay-
naklarında çoğu kez Kara Amid bazen de Kara Hamid diye ad verilmiştir9. Emir yerine hamir; Arzan yerine Garzan; ayva
yerine hayva diyen Oğuzlu Türkmenler Amid yerine de Hamid demişlerdi10. Kara sıfatı Türkçede kuzey, dışarıdan gelmiş,
yabancı v.s. gibi birçok anlam ifade eder. Burada ise şehir surlarının siyah taştan yapılmış olması dolayısıyla böyle bir ad-
landırmaya gidilmiştir11. Kırzıoğlu’na göre şehrin kara sıfatıyla anılmasının sebebi Akkoyunlu göçebelerinin kışlakları
olması dolayısıyladır. Uygurlar kışlaklarına Kara-Balgasın ve Kara-Koç; Cengizliler Kara-Kurum dedikleri gibi Artuklu
ve Akkoyunlu Türkmenler de Kara-Amid adını takmışlardı12.
VII. yüzyılın ikinci yarısında bölgeye gelen Beni Rebia Araplarından Bekir bin Vâil kabilesinin yaşadığı Dicle
kıyılarına Diyarbekir (Diyâr-ı Bekr) denmiş, zamanla bu isim şehre de ad olmuştur. Diyarbekir adının deyr-i bikr yani ilk
kilise adından geldiği şeklindeki görüşler hiçbir dayanağı olmayan yakıştırmalardan ibarettir13. Evliya Çelebi ise Yunus
3 Komisyon, Diyarbekir Vilâyeti Mufassal Tahrir Defteri (Amid Sancağı) (1564- 1568), I, Ankara 1999.
4 Diyarbekir Vilâyeti, s. XXIII.
5 Diyarbakır İl Yıllığı, Ankara 1973, s.2.
6 Gabriel, Albert, Voyages Archeologiques Dans la Turquie Orientale, I, Paris 1940, s. 87; Diyarbakır İl Yıllığı, s.2.
7 Beysanoğlu, Şevket, Anıtları ve Kitâbeleri İle Diyarbakır Tarihi, Başlangıçtan Akkoyunlular’a Kadar, I, Ankara 1987,
s. 3.
8 TDVIA 1994, IX , s. 464, m.b. Diyarbakır (Nejat Göyünç).
9 Gabriel, 1940, s. 87.
10 Beysanoğlu, 1987, s. 3.
11 Osmaniye yakınlarında XVI. Yüzyılda görülen Kara Tel Hamdun kalesi ile Karahisar-ı Sahib (Afyonkarahisar) kalesi
bu şekilde adlandırılmıştı.
12 Beysanoğlu, 1987, s. 3.
13 Beysanoğlu, 1987, s. 5.
51