Page 46 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 46
tarih çevresi
yılında Dulkadiroğlu Şahsüvar Bey üzerine yürüyen Memlûk kuvvetlerine yardıma gelen Türkmen beyleri arasında Üçok-
lardan Ramazanoğlu Ömer ve kardeşi Davud da vardı. Ünlü Ramazanoğlu Beyi Halil Bey’in babası Davud Bey 1480 yı-
lında Memlûklularla Akkoyunlular arasında yapılan Ruha savaşında şehit düşmüş ve bir rivayete göre Halep’te defn
edilmiştir.40 Ancak Halep’te bulunan Ramazanoğlu mezarı, biraz aşağıda belirtileceği gibi vakıf kayıtlarında Mahmud Bey
Türbesi olarak geçmektedir.
Aşıkpaşazâde’ye göre 1485 yılında Osmanlılarla Memlûklar arasında Çukurova’da nüfuz mücadelesi başladığı
zaman Adana hakimliği görevinde Ömer Bey bulunmaktaydı. Buna göre Ömer Bey’in 15 yıl kadar yöneticilik yaptığını
düşünebiliriz. Büyük bir ihtimalle bu sürenin bir kısmında kardeşi Davud’un de beylik makamında bulunduğunu kabul
edebiliriz.
Sürekli büyüyen Osmanlı’nın Çukurova’da Türk birliğini sağlamaya çalışması kaçınılmazdı. Karaman Beyler-
beyisi Hadım Ali Paşa’nın İstanbul’a gönderdiği 1483 tarihli bir belgeden anlaşıldığına göre Halep’te toplanan Memlûk
kuvvetleri arasında Ramazanoğlu Eflatun Bey de adamlarıyla birlikte yer almaktaydı. 1485 yılında Karaman Beylerbeyi
Karagöz Paşa Osmanlıya karşı harekat içinde yer alan Turgutoğulları ve diğer Varsak beylerini yenerek bunların ellerindeki
kaleleri birer birer aldığında Üçok Türkmenlerinden Kuştemürlü, Kusunlu ve Karaisalıların desteğini sağlamıştı.41 Ceyhan
Nehri kenarında yapılan savaşta Gündüzoğlu Mehmed Bey öldürüldü, Ramazanoğlu Ömer Bey esir edilerek İstanbul’a
gönderildi.42 Tarsus ve Adana’da hutbe Osmanlı padişahı adına okunmaya başladı.43 Osmanlılar’ın bu başarısı Mısır’da
telaş uyandırdı ve Haleb’e önemli bir Memlûk ordusu geldi. Osmanlılar buna Anadolu Beylerbeyi Hersekoğlu Ahmed
Paşa’yı Çukurova’ya göndererek cevap verdiler. Ramazanoğlu Halil Bey zamanında Osmanlı ordusu Çukurova’yı kısa
bir süre için ele geçirmiş oldu. Sultan Kayıtbay, Emir Özbek komutasındaki orduyu Çukurova’ya soktu. Ayas Kalesi’nde
yeni toplar döktüler. Adana’yı savunan kuvvetler yenildi, esir alınan Osmanlı askerleri iplere dizilerek Haleb’e gönderildi;
Adana kalesi kuşatıldı.44 Kalenin kurtarılması için Hersekzade Ahmed Paşa ve kalede kuşatılmış bulunan Osmanlı askerleri
fedakârca çalıştıkları halde Karagöz Paşa ve Hızır Beyoğlu’nun kıskançlık sebebiyle ihanetleri ve yardım etmemeleri so-
nucunda Osmanlı ordusu yenildi. Hersekoğlu Ahmed Paşa esir edilerek 1486 Kasım ayında Kahire’ye getirildi ise de kısa
bir süre sonra serbest bırakılarak İstanbul’a gönderildi.
Bu yenilgiye Varsaklar ve Turgutoğullarının sebep olduğunu düşünen Osmanlılar, 1487 yılında Sadrazam Davud
Paşa komutasında büyük bir orduyu yola çıkardı. Rumeli Beylerbeyisi Hadım Ali Paşa da Anadolu’ya geçmişti. Memlûkler
Tarsus ve Küvvâre kalelerini boşaltıp Ayas limanına çekildiler. Çukurova önlerinde Dulkadiroğlu Alaüddevle’nin kuvvet-
lerinin orduya katılmasıyla Osmanlı ordusu üç koldan Varsak iline hücuma geçti.45 Birçok Varsak boybeyi Davud Paşa’ya
sığındı.
18 Mart 1488 tarihinde Vezir Hadım Ali 60.000 kişilik bir ordu ile karadan; esaretten dönmüş olan Hersekzâde
Ahmed Paşa ise 100 yelkenli ile denizden Çukurova’nın fethi ile görevlendirildiler.46 Hadım Ali Paşa, Konya Ereğlisi yo-
luyla gelerek Adana, Tarsus ve Sis (Kozan) şehirlerini ve bu arada bütün Çukurova kalelerini ele geçirdi.47 Ancak bu Os-
manlı hakimiyeti uzun sürmedi. Evrenosoğullarından İsa ve Süleyman Beylerin şehit düşmeleri, Karagöz Paşa’nın
gayretsizliği, Hersekzâde’nin donanma ile beklenen görevi yapamaması sebebiyle Osmanlı ordusu Memlûk ordusuna 17
Ağustos 1488 tarihinde yenilmiş ve 1 Nisan 1489 tarihinde Adana şehri de tekrar Memlûklerin eline geçmişti.48 Osman-
lıların bu başarısızlığını Ramazanoğlu beyleri ve diğer Türkmenler tarafından desteklenmedikleri şeklinde değerlendirmek
40 F. Sümer, “Ramazan-Oğulları”., s. 617; Mehmed Nüzhet, “Ramazan Oğulları”, s. 770.
41 Şehabeddin Tekindağ, “Son Osmanlı-Karaman Münasebetleri Hakkında Araştırmalar”, TED, XIII/17-18 (1962-1963), s.
48; Şehabeddin Tekindağ, “II. Bayezid Devrinde Çukur-Ova’da Nüfûz Mücadelesi”, Belleten, XXXI/123 (1967), s. 350-
351.
42 Aşıkpaşazâde, Aşıkpaşazâde Tarihi., s. 216.
43 İbn Kemâl, Tevârîh-i Äl-i Osmân, VIII. Defter, s. 87.
44 Aşıkpaşazâde, Aşıkpaşazâde Tarihi., s. 217.
45 Ş. Tekindağ, “Çukurova’da Nüfuz Mücadelesi”, s. 359.
46 Ş. Tekindağ, “Çukurova’da Nüfuz Mücadelesi”, s. 362.
47 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c. II, 3. Bs., Ankara 1975, s. 192.
48 Hoca Sadeddin, Tacü’t-tevârîh, c. II, s. 357.; Ş. Tekindağ, “Son Osmanlı-Karaman Münasebetleri Hakkında Araştırma-
lar”, s. 48; Ş. Tekindağ, “. Çukur-Ova’da Nüfûz Mücadelesi”, s. 373-374; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c. II, s. 192-193.
44