Page 35 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 35
tarih çevresi
deftere geçirilirdi. Bu sayımda o köyde yaşayan vergi nüfusu baba adlarıyla birlikte deftere yazılır, herhangi
bir sebeple muaf olanların isimlerinin üzerine muafiyet sebepleri, imam, müezzin, ma’lûl, pir-i fânî şeklinde
gösterilirdi. Daha sonra o köyden veya mezra’adan elde edilen öşür ve vergiler ayrı ayrı yazılır, toplam gelir
miktarı belirtilirdi. Bazı mufassallarda köy veya mezra’aların isimlerinden sonra kimin dirliği olduğu da ya-
zılırdı. Bu gelir kaynaklarının tespitinden sonra bunların kimlere ve ne şekilde taksim ve tevzi edileceğini
gösteren İcmal Defterleri hazırlanırdı. İcmal defterlerinde padişah haslarından başlanarak, beylerbeyi ve
sancakbeyi hasları ve bunların hangi nahiyelerden ve hangi köylerden tahsis edildikleri tek tek gösterilir,
sonra toplam gelirleri belirtilirdi. Daha sonra ze’âmetler ve timarlara geçilir ve her ze’âmet veya timarın ne-
relerden ve ne miktarda verildiği açıklanırdı6.
Son yıllarda yurdumuzda Osmanlı Tapu Tahrir Defterlerine dayalı olarak yapılan -özellikle doktora
çalışması seviyesindeki- araştırmaların ortaya koyduğu bilgilere göre devlete ait gelir kaynaklarından büyük
gelir kalemleri padişah veya beylerbeyilerine has olarak verilmekteydi. Padişah ait has gelirlerinden eski
olanları “hâss-ı atîk”; yeni tayin olanları “hâss-ı cedîd” olarak icmal defterlerinin ilk sayfalarında yer al-
maktaydı. Bunlara ait hiçbir kayıt ve kısıtlama söz konusu olmadığından bizim üzerinde duracağımız haslar
beylerbeyi ve sancakbeyi hasları olacaktır.
Haslar, genel bir ifade ile geliri 100.000 akçadan yüksek olan dirlikler olarak tarif edilmesine karşılık
geliri 100.000 akçadan düşük olan hasların var olduğunu da bilmekteyiz. Erzurum ve Diyarbekir gibi sınır
eyaletlerinde beylerbeyi hassları 1.200.000 akça civarında olmasına rağmen genelde beylerbeyi hasları
650.000 ile 1.000.000 akça arasında değişmekteydi7. Sancakbeyi hasları ise genelde 200.000 ile 400.000
akça arasında idi. Rumeli Beylerbeyiliğine bağlı 21 sancak içerisinde en büyük has geliri 507.760 akça ile
Mora sancakbeyinin, en düşük has geliri ise 157.032 akça ile Delvine sancakbeyinin hassıdır. Anadolu eya-
letinde ise en yüksek has geliri 618.000 akça ile Hüdavendigar (Bursa) sancakbeyinin, en düşük has geliri
ise 240.200 akça ile Karahisar sancakbeyinindir. Bu arada yurtluk ve ocaklık uygulaması görülen Adana
sancağının ayrı bir statüsü olduğundan Adana sancakbeyinin has geliri 1.000.000 akça idi8. Buna karşılık
yıllık geliri 200.000 akçadan düşük bazı sancakbeyi hasları da vardı. Kars eyâleti Harcivan sancağı hassı
153.500 akça, Van eyaleti Kesani sancağı 162.000 akça bu tür küçük sancaklardı.
Beylerbeyiliklerde hazine defterdarlarına da haslar tahsis edilmekteydi. Bunlar genellikle 100.000
akça civarında oluyordu. Şam defterdar hassı 140.000 akça, Bağdad hazine defterdarının hassı 110.000 akça,
Karaman hazine defterdarı hassı 65.000 akça idi.
Görev karşılığı verilen bu haslar dışında ilmiye sınıfından bazı kişilere verilen arpalık türü haslar
ile padişahın kızkardeşi veya annesi gibi saray kadınlarına verilen ve genellikle paşmaklık diye adlandırılan
6 Tahrir defterlerinin hazırlanışına ait Halil İnalcık tarafından 1954 yılında verilmiş olan bigiler aradan 25 yıl geçmesine
rağmen bugün de en derli toplu araştırmadır. Bkz. Hicrî 835 Tarihli Tarihli Suret-i Defter-i Sancak-ı Arvanid, Ankara
1954 (İkinci baskı Ankara 1986), Giriş Kısmı, s. I- XXXV.
7 Burada verilen rakamlar 1564- 1584 yılları arasına ait olup 1609 yılında kaleme alınmış olan Defter Emîni Ayn Ali
Efendi’nin Kavânîn-i Al-i Osmân fî Mezâmin-i Defter-i Dîvân isimli eserinden alınmıştır. Bkz.: TKGM, Kuyûd-ı Kadîme
Arşivi, Vakf-ı Cedîd Tasnifi, No: 14, s. 2. (Bu eser Kavânîn kısaltmasıyla gösterilecektir).
8 Kavânîn, s. 8. Bu miktar 1572 tarihli Adana İcmâl Defteri’nde (İD.278, v. 29a) 875.000 akça olarak gösterilmiş olup
toplam sancak gelirinin % 18’ine tekâbül etmektedir. Bkz; Yılmaz Kurt, XVI. Yüzyıl Adana Tarihi, Ankara 1992, Hacet-
tepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, basılmamış doktora tezi, s. 177.
33