Page 31 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 31
tarih çevresi
pek çoğu zamanla halk dilinde şekil değiştirdi. Bugün Ayas yakınlarında gördüğümüz Akkise köyünün adı XVI. Yüzyılda
Akça Kilise olarak geçiyordu. Anadolu genelinde gördüğümüz Akkise, Akkese, Akçakese, Karakise, Karakese gibi yer
adlarının da bu şekilde ortaya çıktığını düşünebiliriz. Defterimizde geçen Kilise isimlerinin çoğunluğu bu kiliselerin ya-
pıldığı malzemenin rengine bağlı olarak Ak Kilise, Kara Kilise, Kızılca Kilise şeklinde adlandırılmıştı. Bir kısmı ise şekil
ve sayı ifade etmekteydi. İki Kilise, Üç Kilise, Ekiz Kilise gibi. Bunlardan bir kısmı farklı nahiyelerde mezra’a adı olarak
ayrı ayrı geçmektedir. Örnek olarak Üç Kilise adı Adana, Yüregir, Dündarlı ve Sarıçam nahiyelerinde mezra’a (ekinlik)
adı olarak kullanılmaktaydı. Ayas nahiyesinde Ayas tuzlasının bulunduğu büyük bir köy, Kilisecik olarak anılmaktaydı.
Kilise ile ilgili diğer isimler:
Ala Kilise, Avcı Kilise, Çanakcı Kilisesi, Tuz Kilisesi, Kilise Küpe, Karlı Kilisesi, Ayaklu Kilise, Yenice-i Kilisesi,
Avrat Kilisesi, Aylak Kilise, İki Kilise Bucağı. Bu isimlerin hepsi de mezra’a isimleri olarak kullanılmıştı.
Venk veya Vank kelimesi de Ermenice’de kilise anlamına gelmektedir. Bir kısım kilise isimleri ise Ermenice’den
geçerek Venk, Fenk, Vank şekillerinde geçmiştir. Bu isim de halk arasında bozularak çoğu zaman Fenk şeline girmişti.
Saruçam nahiyesinde Ak Venk mezraasını, Karaisalı nahiyesinde Fenk isimli 2 ayrı mezraayı, Zorkun yaylası yakınlarındaki
Fenk yaylasını örnek verebiliriz.
IV. Hayvan İsimlerinden Alınan Adlar: Bilindiği gibi Türk kültüründe başta avcı kuşları olmak üzere hayvan
adları önemli bir yer tutar. Bazı tarihçiler buna bakarak doğan, şahin, balaban gibi avcı kuşların Türkleri totemi olduğunu
öne sürmüşlerdir. Bugün bile Kazakistanda ve tüm Türk dünyasında kartal, şahin gibi kuşlar çok önemlidir. Kazak Türk-
çesinde 1 yaşını doldurmuş, 2 yaşını doldurmuş, hatta ve hatta 11 yaşını doldurmuş kartalın (bürkit) ayrı bir adı vardır.
Osmanlı sarayında beslenen av kuşları için Anadolunun pek çok yerinde binlerce kişi “kuşcu” olarak yazılmış ve vergiden
muaf tutulmuştu. Sayyâdân denilen bu kimseler için ayrı bir kanunnâme bile tanzim edilmişti. Ünlü Selçuklu vezirinin
adı Saadeddin Köpek idi. Boğa, Akboğa, Ertuğrul, Erdana, Tosun, Ördek, Koyun (Ganem) gibi isimler taşıyan insanlar
tahrir defterlerinde kayıtlıdır. Bütün bu sebeplerle yer adı adlandırmalarında da hayvan isimlerinden sıkça yararlanılmıştır.
Arslan, Arslan Köyü, Çakır, Pir Köpek, Danakıran, Toyca40, Kuyruğu Örü41, Kurd Kulağı, Kurd Deyri, Geyiklü,
Geyiklü Viranı, Doğan Kayası, Donuz Çamuru, Donuz Viranı, Cırlavuk42, Turna Sazağı, Boğalu, Boymul43, Bülbülî, Ker-
tişke44 adlarını burada sayabiliriz.
V. Antik Yer Adları: Çukurova’nın binlerce yıllık tarihi elbette ki tarihî yer adlarına da belirli oranda yansımıştır.
Bölgede Hititlerden, Roma ve Bizans’tan ve en son olarak Ermenilerden kalan bir takım yer adlarının kalmış olması son
derece normaldir. Mesela Hititler Çukurova’ya ve onu kuzeyden saran dağlık bölgeye Kizzuwatna adını vermekteydiler45.
İlkçağ’da Helenlerce Çukurova ile birlikte Mersinden Antalya’ya kadar uzanan bölgeye Kilix/ Kilikos Yurdu anlamında
40 “Toy” ise bilindiği gibi Anadolu’da nesli tükenen kazdan daha iri bir av kuşudur.
41 “Kuyruğu Örü”, Türk Dil Kurumu Derleme Sözlüğü’nde “akrep” anlamında Çukurova’da derlenmiş ilginç isimlerden
birisidir.
42 “Cırlavuk” veya “Cırlavık” yörede Ağustosböceği için kullanılan bir addır.
43 “Boymul” boynu halka gibi vücudunun renginden başka renkte olan hayvan ya da kuş; doğan türünden yırtıcı bir kuş.
Bkz.: C. Dilçin, Yeni Tarama Sözlüğü, s. 37.
44 “Kertiş” ismi yörede “kertenkele” anlamında kullanılır. Kertişke diye okuduğumuz ismin de bununla ilgili olduğunu
tahmin etmekteyim.
45 Bilge Umar, Türkiye’deki Tarihsel Adlar, İstanbul 1983, s. 447.
29