Page 32 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 32

tarih çevresi

Kilikia/ Kilikya adı verilmişse de46 Osmanlı bu adı hiçbir zaman kullanmamış ve Çukurova adını tercih etmiş, 1516’dan
sonra kurulan ilk eyalete “Vilayet-i Çukurâbâd” adı verilmişti.

          Aya Kilise, Badras, Basbus, Demrud, Ercelin, Erkeken, Kersenos, Keştere, Kilidsik, Kene Genüs, Kirnez, Mercin/
Merçin, Meres, Milvan, Sanavber, Yortan gibi isimlerin etimolojisi bizce mechuldür.

          Bunlardan Badras, “badres” şekli ile testi, toprak su kabı anlamında47, “Keştere” adı Niğde ve bazı yörelerde
“tezkere” anlamında kullanılmaktadır48. Aya sözcüğü Türkçe’de “avuç”, “terazi kefesi” gibi anlamlarda kullanıldığı gibi
Latince ve bazı batı dillerinde “ayia” kelimesinden hareketle “ermiş, kutsal kişi, azize” anlamlarında kullanılmaktadır49.
Aya İrini, Aya Sofya gibi. Bazı isimler değişime uğratılarak Türkçeleştirilmiş veya Türkçe söyleyişe uygun hale getirilmiştir.
Ermenice “hamam” anlamına gelen “Pağnık” (Pağnik) adı ise50 Yüregir’de ve Saruçam’da mezra’a adı olarak XVI. yüz-
yılda kullanılmaya devam etmiştir51. Yortan kelimesi Tarama Sözlüğü’nde “hızlı yürüyen” anlamında52, Tulel, Tülel keli-
mesi ise “güç” anlamında53 hem de Adana çevresinde kullanılmaktaydı. Zünbül kelimesi Nizip/Gaziantep ve Antakya
köylerinde “lokma tatlısı” anlamında derlenmiştir54. Buna rağmen bu tür adların arkaik bir ad olma ihtimalini de gözden
uzak tutmamak gerekir. Nitekim Bilge Umar, Anadolu’da 6 ayrı yerde tespit edilen bu Yortan adının Gordwana, Gordyana
kelimesinden geldiği kanaatini taşımaktadır55.

          VI. Arapça ve Farsça Kökenli Yer Adları: XVI. yüzyıl Çukurovası’nda Türkçe isimlerin büyük ağırlığı var.
Nusyabin, Mardin, Siirt yörelerinde sıkça görebildiğimiz “till” yani “tepe” kelimesiyle yapılmış yer adlarını burada pek
göremeyiz. Kara Kale (kal’a), Akça Burc gibi yer adlarını ise içinde Türkçeleşmiş Arapça kelime olmasına rağmen biz
Türkçe saymaktayız. Doğrudan Arapça etkisi gösteren yer adları ise çok azdır. Bunlardan Annahşa, Ayn-ı Cebel-i Kebir,
Ayn-ı Cebel-i Sagir, Ayn-ı Girin, Bulherir, Cebel-i Geden, Basreyn (Eski), Ma’sarân, Verdâniyye ve Vezriyye isimlerini
sayabiliriz.

          Farsça etkisi gösteren yer adları daha da az görülmektedir. Aslında Fırat nehrinin batısında Farsça’nın etkisinin
daha az olması normal bir sonuçtur. Büzürge, Gülhavir (Büyük ve Küçük), Espend, Gerünzi, Kâh Pelür, Kenzürge, Öristan,
Sergerdan adları kesin olmamakla birlikte Farsça kökenli isimler olarak sayılabilir. Farsça’da Büzürk kelimesi “büyük”,
Espend (veya Esfend) kelimesi “üzerklik” yani tütsü için kullanılan bir bitki anlamındadır.

46 B. Umar, Türkiye’deki Tarihsel Adlar,s. 440.
47 TDK, Derleme Sözlüğü, II, s. 471.
48 TDK, Derleme Sözlüğü, VIII, s. 2771.
49 B. Umar, Türkiye’deki Tarihsel Adlar,s. 142.
50 B. Umar, Türkiye’deki Tarihsel Adlar,s. 630.
51 TD.450(1525), s. 111, 118, 138.
52 TDK, Derleme Sözlüğü, XI, s. 4298.
53 TDK, Derleme Sözlüğü, X, s. 4007.
54 TDK, Derleme Sözlüğü, XI, s. 4402.
55 B. Umar, Türkiye’deki Tarihsel Adlar,s. 821.

                                                 30
   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37