Page 26 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 26

tarih çevresi

arasında kalan toprakların güney bölümüne denilmekteydi. Bu dönemde bu topraklarda 124 cemaatten oluşan 3.748 nefer
vergi nüfusu erkek yaşamasına rağmen hiçbir köy yerleşimi bulunmuyordu12. Yüregir adının son yıllarda Adana merkez
ilçelerinden birisine verilmesi isabetli bir hareket olmuştur.

          Sarıçam nahiyesi Adana ile Kozan arasındaki bölge olup burada yoğun bir konargöçer nüfus yaşamasına rağmen
1525 yılında köy yerleşimi bulunmuyordu. Bölge bugün bile çam ormanlarıyla kaplı olduğundan adını doğrudan coğrafî
özelliğinden almış görünmektedir.

          Dündarlı ve Bulgarlı ile Hacılı nahiyeleri birbirine komşu olup Adana’nın kuzeyinde yer almaktaydı. Bu nahi-
yelere isimlerini veren Dündar Bey, Bulgar Bey ve Hacı Bey’in tarihî kimliklerini ne yazık ki bilemiyoruz. Ancak, Karaisa
Bey, Turgut Bey, Ramazan Bey gibi bölgenin Türkleşmesine hizmet eden daha küçük çapta bir boybeyi olduğunu söyle-
yebiliriz. İlk Tahrir kayıtlarında bu nahiyelerin adının Ordu-yı Dündarlu ve Ordu-yı Bulgarlu şeklinde geçmesi bu tezimizi
doğrulamaktadır.

          Karaisalı nahiyesine ismini veren Karaisa Bey’in, bölgenin 6 fâtihinden birisi olduğunu yukarıda belirtmiştik.
Aslında çok da kalabalık bir nüfusa sahip olmayan bu aşiretin ve buna bağlı aşiretlerin yaşadığı bölgeye Karaisalu adı ve-
rildi. 1519 yılı tahririnde Cemaat-ı Ordu-yı Kara İsalu cemaati 52 haneli bir topluluk iken aynı tahrirde Karaca İsalu, ve
Kara İsalu adıyla 2 ayrı cemaat daha kayıtlı idi13. XVI. yüzyılda bu nahiyede de hiç köy yerleşimi yoktu. Daha sonra
burada Çiçeli (Çeçeli = Ciceli) köyü kuruldu ve XIX. yüzyılda Menemencioğulları’nın buraya yerleşmesiyle Karaisalu
kasabası oluştu.

          Berendi nahiyesine gelince, Berendi, Rus yıllıklarında Peçenek ve Tork (Oğuz) boylarıyla birlikte adı geçen bir
Türk boyudur. XI. yüzyılda Güney Rusya bozkırlarında yaşamışlardı. Peçenekler ile birlikte Macaristan’a gittiler ve orada
yerleştiler14. Faruk Sümer, Halep Türkmenleri arasında yaşayan Peçenekler’den bahsetmekte ve bunlardan 473 vergi evinin
Ceyhan kazasının doğu taraflarını içine alan Kınık bölgesinde yaşadıklarını yazmaktadır15. Bu Peçenekler, X. Yüzyılda
Karadeniz’in kuzey steplerinde 8 boy halinde yaşayan ve Avrupa’ya göçerek X. ve XI. Yüzyıl Avrupa tarihinde önemli
rol oynayan Peçeneklerden ayrı olmalıdır.

          XVI. yüzyılda Berendi nahiyesi Ceyhan ile Osmaniye arasındaki toprakları kapsamaktaydı. Bugün Mustafabey-
li’den Tatarlı köyüne giden yolun sağ tarafında Büyük Berende ve Küçük Berende diye anılan 2 tepe Berendi adının birer
hatırası olarak kalabilmişlerdir16. Berendi, Ayas ve Kınık nahiyeleri köy yerleşimi görülen nahiyelerdi. Ancak bu köylerden
çoğu XVII. yüzyılda dağılmış olduğundan bugün yerlerini tam olarak tespit edemiyoruz. Sadece Berendi nahiyesine bağlı
Kurdkulağı köyü büyük bir derbend köyü olduğu için dağılmadan zamanımıza kadar gelebilmiştir.

12 TD.450(1525), s. XLI.

13 TD.69 (1519), BOA, Adana, Tarsus, Sis Mufassal Tahrir Defteri, s. 218, 235; Y. Kurt, XVI. Yüzyıl Adana Tarihi, s. 40.
14 Rusya’da Vladimir ilinde büyük bir bataklık Berendi adını taşır. Antalya ve Konya’da Berendi adında birer köy bulu-
nur. Bkz.: Meydan Larousse, “Berendi”, c.II, İstanbul 1969, s. 297. Meydan Larousse gibi ciddî bir ansiklopediye Be-
rendi adını taşıyan köyler girdiği halde Berendi nahiyesinin girmemiş olması toponimi çalışmalarının ne kadar önemli
olduğunun bir kanıtı olarak gösterilebilir.
15 Faruk Sümer, “Bayındır, Peçenek ve Yüregirler”, AÜDTCFD, XI/2,3,4 (1953), s. 322-323.
16 Yılmaz Kurt, XVI. Yüzyıl Adana Tarihi, Ankara 1992, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Bölümü,
basılmamış doktora tezi, s.41.

                                                               24
   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31