Page 77 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 77
tarih çevresi
Mustafa Asım, İstanbul’a gitme yollarını arayacak, bu arzusuna da
kavuşacaktır. On iki yıl da orada okuyacaktır. Mustafa Asım’ın bir yandan
hocalarından aldığı, diğer yandan talebelerine verdiği icazetnamelerinden31
onun hangi dersi ne zaman ve nerede okumuş olduğunu tespit edebiliyoruz
(Bkz. Ek 1). Olcay’ın, Amasya medreselerinde okutulan dersleri anlatırken
öğretimin Arapça dilbilgisi ile başladığını, sonra yüksek tedrisata geçildiğini
ifade ettiğinden yukarıda bahsetmiştim. Onun verdiği bilgilerle, Mustafa
Asım’a ait belgelerden elde ettiklerimizi karşılaştıracak olursak, Mustafa
Asım’ın Amasya’dan aldığı icazetin seviyesinin, Arapça dilbilgisi düzeyinde
olduğu anlaşılıyor. Tabii bu arada İslami bilgilerin işlendiğini de söylemek
mümkündür. Mustafa Asım kendi ifadesiyle, evinde ve köyünde elifba ve
Kuran; Aybastı medresesinde “sarf, lügat, tecvid ve bir nebze nahiv”;
Amasya’da Ağrakiye medresesinde ise “Fevâidü’z-Ziyâiyye”yi okumuştur.
Elifba, Arapça ve Osmanlıca harfleri öğreten okuma kitabı, bir nevi
alfabedir. Kur’an, zamanın öğretiminin temel kitabıdır ki, Mustafa Asım, on
yaşına kadar onu usulüne göre okumasını öğrenmiş, hatta ezberlemiş ve hâfız
olmuştur. Sarf, Arapça gramerinin kelime yapısıyla ilgili dalıdır, bunları
anlatan kitaplara da bu ad verilmiştir. Lügat, bir dilin kelimelerinin tamamını
inceleyen ilimdir. Nahiv, Arapça gramerinin söz dizimi, cümle bilgisi, sentaks
kuralları ile kelime sonlarının doğru okunması (i‘rab) bölümünü kapsar.
“Fevâidü’z-Ziyâiyye”, bu konuda yazılmış bir kitabın adıdır. Fevâid, faydalar,
yararlar anlamına gelir. Terim olarak, bir konuya dair faydalı bilgileri toplayan
kitaplara verilen ad olarak hemen her ilimde kullanılmıştır. Cemaleddin İbnü’l-
Hâcib’in nahive dair yazdığı el-Kâfiye adlı kitap çok meşhurdur. Bu eseri
Abdürrahman Cami (öl.1492) şerh etmiştir. Kitabı oğlu Ziyaeddin Yusuf için
yazdığı için kitabın adını Fevâidü’z-Ziyâiyye koymuştur. Bu kitap daha çok
Molla Cami diye anılmaktadır (Gemi 2017). Mustafa Asım’ın Amasya’daki
icazetinden önce aldığı dersler bunlardan ibaretti.
Bundan sonra arkadaşlarından bazıları32 tahsillerine Amasya’da başka
hocaların yanında devam ediyorlar. Mustafa Asım ise yukarıda da belirttiğim
31 Bu icazetnameler özel arşivimizdedir. Arapkirli Hüseyin Avni’nin verdiği
icazetname yirmi sayfalık küçük bir kitapçık halindedir. Dili Arapçadır (YA-MAY-
K1-009). Bunu Mustafa Asım Efendi’nin torunu emekli müftü Şemsettin Yediyıldız
ve İsmail Güler ayrı ayrı tercüme etmişlerdir. Mustafa Asım Efendi’nin talebelerine
verdiği icazetnamelerin ilk örneğinin müsveddesi de küçük bir kitapçık gibi olup otuz
altı sayfadır (YA-MAY-K1-015). Bu belgenin Arapçadan Türkçeye çevirisinde
Uludağ Üniversitesi Öğretim üyelerinden Mehmet Yalar, İsmail Güler ve Mustafa
Asım Yediyıldız’ın emekleri vardır. Sonuncu isim, dede Mustafa Asım Efendi’nin
torunu emekli öğretmen Hüseyin Yediyıldız’ın oğludur. Mustafa Asım’ın elimizde iki
icazetnamesi daha var: altı sayfalık Ali Alaeddin Âlûsî ’den aldığı icazetname (YA-
MAY-K1-014) ve Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî’den aldığı üç sayfalık icazetname
(YA-MAY-K4-064). Bu son iki icazetnameyi de yine torun M. Asım Yediyıldız
tercüme etmiştir. Her birine emeklerinden dolayı kendilerine teşekkür borçluyum.
32 Mesela Aybastılı Mehmet Efendi daha üst seviyede eğitimini Amasya’daki
diğer müderrislerin yanında tamamlıyor. 1892’den itibaren ders okutmaya başlıyor.
Öğrenciler yetiştiriyor ve onlara icazet veriyor. Canikli Hoca’nın kızı ile evleniyor.
Daha sonra da Amasya Mütülüğü’nde uzun süre müsevvid olarak görev yapıyor.
Aybastılı Mehmet Efendi’yi Osman Fevzi Olcay tanı-makta olup sohbetlerine de
katılmıştır. Daha geniş bilgi için bkz. Olcay 2002. Ankara’da Hacı-bayram’da
821