Page 72 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 72

tarih çevresi

Yeşilırmak’ın iki yakasında, irili ufaklı hayrat eserlerle donatılmış, diğer
Müslüman Türk şehirleri gibi iyilikler şehri olarak, kültürel açıdan bölgesinin
cazibe merkezi haline gelmişti. Özellikle Orta ve Doğu Karadeniz’den Amasya
medreselerine çok talebe geliyordu.

        Bu dönemlerde Amasya’nın toplum yapısı ve kültür hayatının en iyi
gözlemcilerinden birisi olan Osman Fevzi Olcay’ın20 tasvirlerine göre bu
dönemde burada tatlı bir hayat yaşanıyordu. Halk birbirini sevip gözetiyordu;
refah içindeydi. Olcay buradaki hayatın akışını şöyle tasvir ediyor:
“Yeşilırmak’ın sakin sakin akıp giden suyunun üzerindeki dolapların
nağmeleri, bir taraftan kuşların gece yarısına kadar ötüşleri ve arkadaşlarımız
arasında sesi sedası iyi olanların coşarak, adeta kuşlarla yarışırcasına, gazeller,
na’tı şerifler21 okumaları gayet hoş vakit geçirmemizi sağlardı. Bu toplantılar
bazen sahur yemeğine kadar devam eder, sahur yemeğini yedikten sonra evlere
dönülürdü. Sürdüre geldiğimiz bu dostluk ve hayat tarzımız sadece Ramazan
ayına özel olmayıp, bu hayatımızı dostlarımızla birlikte yılın diğer aylarında
da neşeli bir şekilde devam ettirirdik. Çünkü yaşadığımız devirde hayat şartları
kolay, geçim sıkıntısı ve endişesi yoktu. Her şey haddinden fazla bol olduğu
gibi, fevkalade ucuzdu. Hayat buhranının ne demek olduğunu zerre kadar
aklımıza getirmezdik. Bir çeyrek gümüş para ile on okkalık bir kuzuyu satın
alıp fırına vermek işten değildi. Resmi tatil olan Cuma günleri beş on arkadaşla
kıra gidip sazımızla sözümüzle eğlenmeyi hiç de feleğe vermezdik” (Olcay
2009, s. 123-124).

        Amasya’nın sosyal ve kültürel hayatı, Mustafa Asım’ın yaşadığı
Hoşkadem ve Aybastı’nınkine nazaran çok daha ileri bir seviyedeydi. Bununla
birlikte Amasya halkının da Avrupa’nın bilim ve sanayi alanındaki
hamlelerinden haberleri olmadığı anlaşılıyor. Ancak Mustafa Asım’ı bu şehre
çeken sebeplerden birisi yine de Amasya’nın o dönemde böylesine önemli bir
kültür ve ilim merkezi olarak tanınmasıydı. Aybastı Medresesi’ndeki
öğretimden pek memnun olmadığı için arayış içinde olan Mustafa Asım da bu
tür haberleri duymuş olmalıydı. Amasya’ya eğitim amacıyla Orta ve Doğu
Karadeniz bölgesinden gidip gelenler oluyordu. Bunlardan birisi de Mustafa
Asım’ın Aybastı Medresesi’nden arkadaşı, Esenli mahallesinden “İbasyalı”22
Mehmet Efendi (1866-1941) idi. Mehmet Efendi Aybastı’daki tahsilini yarım
bırakarak Amasya’ya gitmiş; Demirci-zade Ali Efendi’nin23 yanında bir

          20 Osman Fevzi Olcay (1887-1973), ilk tahsilini, Amasya’da Mehmet Paşa
Mahallesinde Çukurkonak ve Çevikçe ilk mekteplerinde yapmıştır. Saraydüzü
İdadisini bitirmiştir. İstanbul Üniversitesi Matematik Bölümünde bir yıl okumuş,
babasının isteği üzerine Amasya’ya dönmüş, Mehmet Paşa Camiinde medrese tahsili
görmüştür. 1912 de Amasya Darülmuallimini’ne başlayarak buradan da mezun
olmuştur. Amasya Hâtıraları “Bildiklerim-Gördüklerim-İşittiklerim İle Amasya”
(2009) adlı kitabının elyazması nüshasının kapak sayfasında kitabın başlığı şöyledir:
“Altmış beş yıl önce Amasya ve Amasya halkından bilip gördüklerim, görüşüp
sevdiklerim ve duyup işittiklerim,1963”. Demek ki kitap 1898 ve sonrası dönemi
anlatıyor. Mustafa Asım Efendi 1889-1891 yıllarında Amasya’dadır. Demek ki
Olcay’ın anlattıkları Mustafa Asım’ın orada bulunduğu yılların hemen sonrası
Amasya’nın eğitim öğretim ve kültür durumunu yansıtıyor.

          21 Na’t-ı şerif: Hz. Muhammed’i övmek için yazılan manzum methiyelerdir.
          22 “İbasyalı” ve “İbassalı”, Ayabstılı’nın yerel söyleş tarzıdır.
          23 Ali Efendi, Akdağlı Abdülkerim Efendi’den icazetlidir (Olcay 2002).

                                  717
   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77