Page 82 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 82

tarih çevresi

matematik, astronomi ve şiirle ilgilendi. Malikî mezhebine ve tasavvuf
ilkelerine bağlı idi. Mısır, Hicaz ve Şam’a ilmî seyahatlerde bulundu. İlim,
tasavvuf, siyaset ve yönetim çevrelerinde büyük ilgi gördü. Cezayir
ziyaretlerinde halkı işgalcilere karşı ekonomik boykota teşvik ettiğinde
Fransızlar tarafından takibata uğradı. Bu sebeple çok zengin kütüphanesiyle
birlikte İstanbul’a göç etti (1895). Darülfünun ve Medresetü’l-vaizîn’e
müderris tayin edildi. Ülkenin kalkınması için örgün eğitimin önemini
vurguluyor, fen bilimlerine ağırlık verilmesini istiyor, bilimle din arasında
aslında çatışma olmadığını anlatıyordu. İstanbul’da vefat etti ve Beşiktaş’taki
Yahya Efendi Dergâhı hazîresine defnedildi47. Ali Alaeddin Âlûsî, kendisinden
“bütün ilimler ve sanatlar (fünûn), esbât (kabileler), turuk-i aliyye (yüce
tarikatlar), ahzâb, evrâd ve salavâtüşşerîfe” için icazet almıştır. O da aynı
yetkiyi, 1911’de verdiği icazetname ile Mustafa Asım’a devretmiştir (YA-
MAY-K1-014, K8-191) ki, Mustafa Asım bu tarihte Bayezid Camiinde dokuz
yıldan beri Dersiamlık yapmaktadır. Bu da o dönemde hocaların birbirlerinin
derslerini takip ettiklerini göstermektedir.

       Hoşkademli Mustafa Asım’ın babasına yazdığı bir mektubun
düşündürdükleri, tahsil hayatının tamamını araştırıp öğrenmemize vesile oldu.
O, Bayezid Camiinde dersiam olarak görev yaparken, başka bir yazımda
anlattığım üzere, 1914 yılında izinli geldiği memleketinden bir daha geri
dönemez. Harp yılları uzar gider. Osmanlı İmparatorluğu parçalanır, ülke işgal
edilir. Mustafa Kemal’in liderliğinde Türk Milleti, direnişe geçerek amansız
bir Milli Mücadele sayesinde yeni bir yaklaşımla Türkiye Cumhuriyeti
devletini kurar. Her alanda inkılâplar yapılır. Saltanat ’tan Cumhuriyet’e,
ümmetten ulus devlete geçilmiştir. Her düşünce ve eylemde akıl ve bilimin
rehber alınmasına gayret edilmeye başlanmıştır. Mustafa Kemal’in hedefi, bir
yandan Türk kültürünün millî dinamiklerini ve değerlerini, diğer yandan
çağdaş kültürlerin unsurlarını ve mekanizmalarını ilmi ve ciddi tahlillere tabi
tutarak, toplumu yeniden yapılandırmak ve yaratıcı kılmaktır. Böylece Türk
toplumunu demokratik ve katılımcı bir toplumsal yapıya kavuşturmak, çağdaş
medeniyetler seviyesine yükseltmektir. Atatürk döneminde bunun altyapısı
hazırlanmış, önemli mesafeler alınmıştır. Maalesef ondan sonra bu hedeften
sapmalar olmuştur, bu sebeple bugün geldiğimiz durum ortadadır.

       Burada aklımıza çok daha başka sorular geliyor. Bu makalenin konusu
olan Mustafa Asım, bu satırların yazarının dedesidir. Osmanlı tebaası iken
Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olmuştur. Soyadı Kanunundan sonra
Yediyıldız soyadını almıştır. İçinde doğduğu coğrafya ve sosyokültürel sebepler
yüzünden Osmanlıların yenileşme döneminde kurmaya ve geliştirmeye
çalıştığı okullarda okuma fırsatı bulamamıştır ama medrese sistemi içinde hiç
de yadsınamayacak biçimde kendini yetiştirmiş olduğu anlaşılıyor48. Her
şeyden önce Aybastı ve Amasya denemelerinden sonra İstanbul’a gitmeyi
başarmış; orada dönemin en iyi âlimlerinden birisi olan Arapkirli Hüseyin
Avni’nin yanında sağlam bir klasik medrese kültürü almıştır. Arapkirli,
sorgulayan, İslam’a yeni bakış açılarıyla bakabilen bir âlimdir. Yeni

          47 Belek, Âdil (1999),TDV-İA, c. 19, s. 342-343.
          48 Mustafa Asım Efendi’nin Arapkirli Hüseyin Avni Efendi’den aldığı
icazetteki talebeliği bitiren kişinin hayatı boyunca nasıl davranması gerektiği ile ilgili
verilerden hareketle “örnek insan modeli” konulu bir bildiri sunmuştum. Bkz.
Yediyıldız 2009.

                                  871
   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87