Page 101 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 101

tarih çevresi

     “Sultanın imparatorluğa dağılmış 12. 000 yeniçeri gücü var. Bunlar düşmana karşı kalel-
     eri, halkın tecavüzüne karşı da Hıristiyan ve Yahudileri korurlar. Büyük küçük hiçbir köy,
     kasaba ve şehir yoktur ki Hıristiyanları, Yahudileri ve diğer acizleri kötülere karşı korumak-
     la vazifeli yeniçeri muhafızları bulunmasın… Yeniçeriler ziyaretime genellikle ikişer ikişer
     gelirlerdi. Yemek odama alındıkları zaman beni saygıyla selamlıyor, adeta koşar adımlarla
     yaklaşıp elbisemin eteğini veya elimi öper gibi tutarak bir demet sümbül veya nergis takdim
     ettikten sonra bana sırtlarını dönmemeye özen göstererek aynı hızla kapıya doğru gidiyor-
     lardı. Sırtlarını dönmek onlara göre saygısızlık addolunuyor. Kapıda ellerini göğüslerinin
     üstünde kavuşturarak gözleri yerde, sessiz ve hürmetkâr dururlardı. Onları askerden çok
     keşiş zannedebilirdiniz…”

     Seyahatnamesinde Osmanlı İmparatorluğu’na karşı oldukça acımasız eleştirilerde bulunana Bus-
becq bununla da kalmamış, Türklere karşı önyargılarını kısa bir hikâye ile anlatmıştır:

     “İstanbul’dayken Türk ordugâhından yeni dönen biri bana bir hikâye anlattı. Asya halkının
     Osmanlıların idaresinden ve dininden ne kadar hoşnutsuz olduğunu gösterdiği için bunu
     size yazmaktan memnuniyet duyacağım. Anlattığına göre Süleyman (Kanuni Sultan Süley-
     man) dönüş yolunda bir Asyalının misafiri olmuş ve geceyi onun evinde geçirmiş. Sultan
     gidince evin sahibi böyle bir misafirin kalmasından dolayı o evinin iffeti bozuldu kirlendi
     diye her tarafı sularla yıkamış ve dini adetlerini yerine getirerek tütsüler yakmış. Bunun
     haberi kendisine ulaştığında Süleyman adamı öldürtüp evinin yerle bir edilmesini emretmiş.
     Asyalı böylece Türk’e ve İranlılara hissettiği yakınlığı canıyla ödemiş”13

    Busbecq ile yakın tarihlerde İstanbul’da bulunan bir başka seyyah Trianon Karabeynikov ise diğer
seyyahların tersine seyahatnamesinde şehir hakkında pek fazla bilgi vermemiştir. 1582 yılında Çar
IV. İvan tarafından, Sina Dağında “Aziz Ekaterina” kilisesinin yakınlarında yapılacak bir kilise için
görevlendirilmiş heyet ile Moskova’dan İstanbul’a kadar gelen seyyah seyahatnamesinde Moskova ile
İstanbul arasında hangi noktalardan geçtiklerini dahi belirtmemiştir. Oysaki İstanbul’a geldiği heye-
tle birlikte o dönem İstanbul’da Ortodoks Kilisesi Patriği olan ve daha sonra Rusya’ya kaçarak Rus
Patriği olan Aleksandria Metropoliti Silvester ile görüşmüştür. Nitekim seyahatnamesinde yaşadığı bu
süreç hakkında da bilgi vermemiştir. Bununla birlikte kutsal topraklara gitmek için Osmanlı’dan izin
alıp almadığı da bilinmemektedir.14

    İstanbul’u ziyaret eden seyyahlar arasında Türklere hayranlığı ile bilinen isimler de bulunmaktadır.
Bunlar arasında ilk akla gelen isim şüphesiz Pero Tafur’dur. Seyyah “Travels And Adventures” adlı
seyahatnamesinde İstanbul’a geldikten sonra burada “Büyük Türk’ün Tarifi” başlığıyla, Sultan III.
Murad ile ilk karşılaşmasını anlatmış ve Türklerden övgü dolu sözlerle bahsetmiştir:

                                              101
   96   97   98   99   100   101   102   103   104   105   106