Page 88 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 88

tarih çevresi

	 Bu öğrenmeye, algılamaya ve giderek duyumsamaya dayanan süreç, gün geldi, Mustafa Ke-
mal gibi bir dehayı yarattı. Sonra da O deha; her biri bir anıt olan yapıtlarını yazdı. Ulusuna en değerli
armağanlarından birisi olarak bu değerli kalıtı olarak ortaya koydu… Burada, O’nun tarih okurken,
Vasıf Bey’in (Çınar) “Niçin bu kadar çok okuduğuna” ilişkin verdiği soruyu anımsatalım: Ben çocuk-
ken yoksuldum. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım,
bu yaptıklarımın hiç birisini yapamazdım”…

	 Doğruydu; çünkü Mustafa Kemal her kitabın imbikten süzülmüş bir hayat olduğunu biliyordu;
her kitaptan bir hayatı alıyor, o hayatı kendi bedenine katıyor; düşünce dünyası genişliyor; olayları
algılaması derinleşiyordu… Mustafa Kemal okudukça, yeniden Mustafa Kemal oluyordu…

	 1.2- Yazma Tutkusu

	 Mustafa Kemal’in en çok bilinmesi gereken yönlerinden olması gerekirken, en az bilinen
yönlerinden birisi O’nun gazeteciliği ve yazarlığıdır. O’nun öğrencilik yıllarında kendi çocukluk ve
gençlik döneminin en parlak uğraşılarından birisi olan gazeteciliğe merak saldığı biliniyor. Bu merakı
daha İdadi öğrenciliği dönemine kadar gidiyor (1896–1899). O yıllarda en çok etkilendiği kişi Ömer
Naci’dir. Doğrudan kendisinin anlattığına göre, Ömer Naci Bursa İdadisi’nden kovulmuş, Mustafa
Kemallerin sınıfına gelmişti. Şiire meraklı bu genç, Mustafa Kemal üzerinde çok etkili oldu. Konuşma
sanatına ilgi duydu. Günün birinde Ömer Naci Mustafa Kemal’den okumak için kitap istedi. Mustafa
Kemal, okuduğu kitapları gösterince, bunların hiç birisini beğenmedi. İşte bu olay, Mustafa Kemal’in
ruhu üzerinde kırbaç etkisi yaptı. Ömer Naci’nin bu tavrı Mustafa Kemal’in zoruna gider; ancak bir
şeyi de çok iyi öğrenir: Şiir ve Edebiyat diye bir şey vardır... Şiire yönelmek ister; ancak bir öğret-
meni, bu türde uğraşının kendisini askerlik sanatından uzaklaştıracağını söyler. Bu öğütün etkisinde
kalmıştır; yine de güzel konuşmak ve yazmak hevesi tepeden tırnağa genç Mustafa Kemal’i sarmıştır5.

	 Mustafa Kemal güzel konuşmak, güzel yazmak hevesine kapılmıştı. Bir yanda tarihsel konu-
lara ilgi duymaya başladı. Manastır İdadisi’ndeki öğretmenlerinden Mehmet Tevfik Bey tarihe ilg-
isinde etkili olmuştu. Namık Kemal’in, Abdülhak Hamit’in, Ahmet Mithat’ın Tarihçi Murat Bey’in
yazdıklarıyla yakından ilgilenmeye başladı. Ulusal bilinci, aldığı bu gıdalardan oluşuyordu. Üzerinde
en etkili kişilerden birisi de arkadaşı Ali Fethi Bey oldu. Ali Fethi Bey, daha çok Fransız düşünürleri-
nin kitaplarıyla tanışmasını sağladı. Artık Mustafa Kemal’in dünyasında Voltaire, Montesguieu, Rous-
seau bulunuyordu. Fransız aydınlanma tarihini öğrenme fırsatı buldu; insanlığın onuru olan temel
kavramları tanıdı; onlara inancı bir kişilik konusu olarak algıladı6 .

    5 Konu ile ilgili Atatürk’ün kendisinin yaşamından anlattığı kesitlerde ve onun yaşamını ele alan bibliyografik yapıtların
    tümünde bu konuya değinilir. Örneğin bkz. Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, I, Remzi Kitabevi, 3. baskı, İstanbul, t.y.,
    s.78 ve d.
    6 Turan, a.g.e., s.38 ve d.

                                              87
   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93