Page 87 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 87

tarih çevresi

	 Her kitap bir anıtsa; yeter ki iyi yazılmış olsun; o anıt esen rüzgârlara, karlara, boranlara al-
dırmaz; sonsuzluğa uzanan o büyük süreçte yıpranmadan, örselenmeden dipdiri ayakta durur. Gelecek
kuşaklara seslenir. Bu görkemli anıtın sahibi, yapıtının geçmişten geleceğe uzanan çizgisinde oluşan
etki ağında sınırsız bir iletişimi gelecek kuşaklara aktarır; kitabı yaşadıkça, yazarı da yaşar ve kahra-
manlaşır… Kitap, yazarını da var eder; kendisini okuyanı da… Payot’tan bir söz: “Okumak, kurtulma,
özgür olma gücü kazandırır”…

	 2-Mustafa Kemal Atatürk’ün Gazeteciliği ve Yazarlığı

	 Öyleyse, özgür olmanın, bu güce ulaşabilmenin bir takım gerekleri vardır. Tarihte pek çok
lider, ulusuna özgürlük ve bağımsızlık getirmek için çırpınıp durmuştur. Kimisi bunda başarılı olmuş,
kimisi bu uğurda canını vermiştir. Mustafa Kemal Atatürk de, yirminci yüzyılın başında, geri kalmış
bir toplumun bireyi olarak, ulusuna önderlik ederek, onu bağımsızlık ve özgürlüğe taşımayı başarmış
büyük bir kimlik ve kişiliktir. O, yalnız Türkiye Cumhuriyeti’ni kurup, tebaadan ulus yaratarak ve o
ulusa çağdaş değerleri kişiliğine bir özgüven duygusu olarak kazandırarak dünyanın en büyük devrim-
cisi olma sıfatlarıyla yetinmedi. O aynı zamanda sürekli yazılar ve kitaplar yazan bir yazardı… “Ben-
im en büyük eserim cumhuriyettir” derken, kuşkusuz haklıydı; ancak o cumhuriyette, yeni kuşakların
zihin eğitimini tamamlamak için sürekli araştırdı ve sorguladı. Ulaştığı sonuçları kısacık yaşamı içinde
kaleme dökmeyi başardı. Gazetecilik yaparak, komu oyu oluşturmaya ve halkı uyandırmaya çalıştı;
kitaplar yazarak, bilgi, duygu ve düşüncelerini halkına aktardı. Her yazar gibi o da kitaplarını oluşturu-
rken, yeniden oluştu. Ne diyor ünlü düşünür Montagıne’?: “Ben, kitaplarımı yaratmadan önce, kita-
plarım beni yarattılar”.

	 2.1 Okuma Merakı; Okurken Yeniden Yaratılış

	 Kitap yaratılır; yaratılan kitap, yaratılmadan önce yazarını yeniden yaratır. O nedenle zaten
her kitap bir dünyadır ve her kitapta o kitabı yazan yeni bir dünyayı yaşar. Yazar, yapıtını yazmadan
önce sürekli okur, araştırır; beyin ve duygu gücünü en son aşamasına kadar zorlar; bilgi, deneyim ve
akıl gücünü imbik imbik süzerek, yapıtındaki satırlara döker.

	 Mustafa Kemal Atatürk de sürekli okuyan bir insandı 3. Daha erken yaşlardan bu yana okumaya
ve araştırmaya son derece meraklıydı. Okuduğunu yaşıtlarıyla tartışmaktan son derece hoşlanırdı. İlgi
alanları sürekli gelişti, genişledi ve değişti. Tarih ona deneyimlerini aktarıyor, geçmişle günü arasında
neden-sonuç ilişkisini gözlerinin önüne koyuyor, geleceğe ilişkin kestirimlerde bulunmasına olanak
sağlıyordu. Edebiyat ve felsefe sorgulatıyor ve duygu dünyasını, dünyaya bakışını genişletiyordu. İk-
tisat, siyaset bilimi ve sosyoloji yaşadığı dünyayı anlamasını sağlıyordu. O yalnızca öğrenmiyor, bu
kitapların ortaya koyduğu verilerden hareket ederek, gündelik siyaseti, stratejileri algılıyordu. Bu ned-
enle de yalnızca bilgiyi tüketmiyor, kafa yorarak, o bilgiyi algılama gücüyle birleştiriyordu. Kitaplar,
dupduru kaynak sularını cömertçe akıtan pınarlar gibiydi. O, bu pınarlardan akan suları İmbik imbik
süzerek dimağına yerleştirdi. Bu imbikten akan bilgiler o tarihsel kişiliği sürekli besledi. Olaylardan,
olgulardan ve kişilerden etkileniyor, düşünce yapısını olgunlaştırıyordu4 .

   3 Gürbüz Tüfekçi, Atatürk’ün Okuduğu Kitaplar, Türkiye İş Bankası yay., İstanbul, 1983; yine bkz. Leman Şenalp,
   “Atatürk’te Okuma Tutkusu” , Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, V/14 1989), s..369-377.
   4 Şerafettin Turan, Atatürkün Düşünce Dünyasını Etkileyen Olaylar, Düşünürler, Kitaplar, TTK yay., Ankara, 1981.

                                               86
   82   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92