Page 77 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 77

tarih çevresi

	 Önlerine düşman askeri çıktığında, bütün dehşetengiz ses tonlarıyla “At silahı!” diye uyarıyor-
lardı. Onları böylesine celallenmiş, gür sesiyle haykırarak gören Yunan askerleri sanki hipnotize olmuş,
bütün direnç yeteneklerini yitirmiş ve bu emre tabi olmuş gibi derhal donup kalıyorlar ve istenilen şeyi
yapıyorlardı 6. Sanki o an, her şeyi baştan kabullenmiş gibi halleri vardı.
	
	 Dünya başka, âlem bir başkaydı; oyun bozulmuş, ezilenler ölmediklerini göstermişler; ken-
di güçleriyle adım adım gerçekte kendilerinin olan haklarını kimseye, hiçbir güce boyun eğmeden
geri alıyorlardı. Türk süvarilerinden kimileri hemen atlarından bir çırpıda iniyor, yere atılan silahları
kucaklayıp denize atıyorlar; ardından atlarına yeniden sıçrayıp, arkadaşlarına yetişiyorlardı. Bir mi-
tolojik trajedi sanki İzmir’de Kordonboyu’nda, yerli yabancı tanıkların gözleri önünde sahneye kon-
muş gibiydi. Yunanlılar gerçekte, yalnızca maddi güç olarak değil, ruhen de teslim olmuş, yenilgiyi
içselleştirmiş, kanıksamış ve bunun gereğini yapıyor gibiydiler… Silahlarını hiçbir direnç göstermeden
teslim eden Yunan askerleri bir avuç Türk süvarisine cesaretlerini toplayıp ateş edemiyorlardı. Yine
Şerafettin Bey’e göre bu sahne; binlerce Yunanlı, Rum, Ermeni arasından duraksamaksızın dörtnala
yıldırım gibi geçip giden Türk asker ve subaylarının o dakikadaki cesaret ve kahramanlıkları betimlen-
emeyecek ölçüde yüksek bir tablo biçimini alıyordu7 .

	 İşte tam da bu anı; bu Kordon’da Nal Sesleri’yle oynaşan zafer ruhunu Naci Gündem anıların-
da şöyle not ediyordu: “… Fakat vatan ve istiklal uğruna yola düşenlerin gözlerini ne yıldırabilir ki?.
Değil onlar, altlarındaki hayvanlar bile yaptıklarını ve nereye hizmet ettiklerini mükemmelen biliyor-
lar. Şahlanan da şahlandıran da farksız… Kamçı, dayak bunlar esasen hissizlere mahsus… Pek az son-
ra yeleleri dimdik, ağızlarında köpük, Kordon’u nal seslerine boğarak yıldırım gibi geçiyorlar… Vakti-
yle bu yerde tanık sıfatıyla bulunanlar… şimdi de aynı yerde nelere şahit oluyorlar. Tam üç buçuk sene
evvel bu faciayı hazırlayıp sahneye koyanlar, son perdenin bu şekilde kapanışını gördükleri zaman,
gayriihtiyarî kahramanlarını alkışladılar”8 .

	 Bu yürüyüşe tanıklık edenler, yalnız Kordonboyu’na toplanan halk, süvariler ya da Naci Gün-
dem gibi yurtseverler değildi. İzmir’de Türk askerlerinin Kordon’dan geçişine yabancılar da tanıklık
ediyorlardı. Bunlardan birisi de İngiliz Daily Mail gazetesinin muhabiri Mr. Parreys’di. Kordon’da
ilerleyen Türk süvarilerinin yürüyüşüne o da canlı gözleriyle tanıklık etti. Yalnız tanıklık etmedi,
gördüklerini gazetesine aktaran notlar da aldı. Onun notlarında; Türk öncü süvarilerinin henüz kente
girmeden, Yunan karargâhının bir gün önce, orduyla birlikte Çeşmeye doğru yola çıktığı anlatılıyordu.
Parreys, Yunanlıların çekilişi sırasında köyleri yaktıklarını haber almıştı. Bu durum, Türkleri kızdırıp,
öfkelendirdiği halde, O Türk askerinin kente girişinin tam bir düzen içinde olduğunu aktarıyordu.
Onca cephede savaştıktan sonra, bu düzen ve zinde yürüyüş tarih boyunca galip gelen orduların gurur
ve gücünü gösteren bir yöndü. O’na göre, bu düzenli yürüyüşte, Mustafa Kemal Paşa’nın bu yolda
verdiği emirlerin etkisi vardı 9.

	 Limanda müttefiklere ait donanmada görev yapan yabancı asker ve subaylar da bu yürüyüşü

gözlemliyor; düzen ve olgunluğuna tanıklık ediyorlardı. Üç İngiliz, iki Fransız zırhlısı ile iki Fransız,

iki Amerikan torpidosu ve bir İtalyan kruvazöründen oluşan Müttefik donanması tarafından, Türk sü-

varilerinin yürüyüşü bütün ayrıntılarıyla izleniyordu .

6 Vakit, 23 Eylül 1338.
7 Şerafettin Bey’in hatıralarından: 30 Ağustos Hatıraları, Cumhuriyet yay., İstanbul, 2000, s.105.
8 Naci Gündem, Günler Boyunca: Hatıralar, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür yay., İzmir.
s.39.
9 Şark, 25 Eylül 1922; yine bkz: Zeki Arıkan, İzmir Basınından Seçmeler, I: 1872-1922, İzmir Büyükşehir Belediyesi
Kültür yay., İzmir, 2001, s.s.381-382.
                                        76
   72   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82