Page 79 - Tarih Çevresi Dergisi - Mart Nisan Sayısı 2021
P. 79
tarih çevresi
Rumeli’nin muhtelif yerlerine yerleştirilmiş askeri olarak düzenlenen bu Türk göçmenler,
olduğunu açıklamaktadır. Mesela, Yanbolu genelde tamamı 14. yüzyılın ikinci yarısında
vilayetine ait tımar kayıtlarını ihtiva eden hicri fethedilen Trakya, Rodos e Balkan dağlarının
860 (1456) tarihli Rumeli Tahrir defteri bunlara güney yamaçlarında, Makedonya ve Dobruca da
örnektir. Türklerin Rumeli’ye hicret ettiklerini bulunmaktaydılar. Osmanlılar, imparatorluğun
ve burada yerleştiklerini ispat eden esaslı bir organizasyonunda sürgünlerin yanı sıra gönüllü
kaynakta, yine 15. ve 16.asır Tahrir defterlerinde göçmenler de yararlanmıştır. Anadolu’dan gelen
gördüğümüz köy isimleridir. Bu isimler, Türkler yeni topraklarda ayrı köyler kurarak,
Anadolu’nun nerelerinden ve hangi beyliklere yerel Hristiyan nüfusla karışmamışlardır. Artan
mensup Türk oymak, boy ve aşiretlerinin nüfusun düzenlenmesi mecburiyeti gibi askeri ve
Rumeli’ye geçmiş olduklarını bize gösterdiği ekonomik yaklaşımlar da bir kolonizasyon
gibi, bunların nasıl bir sistem dâhilinde politikasını zorunlu kılmıştır. 60
Balkanlar’a iskân edilmiş olduklarını açıklaması Fütuhata iştirak eden bir diğer kısım ise
bakımından da pek önemlidir. Osmanlı aşiret kuvvetleriyle tabii olarak canları bahasına
hükümdar ve ümerası, yeni fethettikleri arazi ganimet malı elde etmek için gaza niyetine gelen
üzerinde mevcut birçok boş sahalarda yeni yeni yiğitlerden oluyordu. Bunlardan bir kısmı zapt
köyler kurmak suretiyle buralara içtimai açıdan edilen kulelere muhafız olarak konulurlardı;
kalkındırmağa çalışmışlardır. Mülk, vakıf veya Bundan başak işgal edilen yerlere Karesi ilinden
ıkta şeklinde, tımar ve zeamet erbabından mütemadiyen evler naklediliyordu. Osmanlı
itibaren hükümdarlara kadar birçok kimselere devletinin bu sistemli göçmen nakli teşkilatı, 15.
taksim edilen bu toprakların imarı, devletin asrın 2. yarısı ile 16.asrın ilk yarısında da devam
vazifeleri arasında daima birinci sırayı etti. 61 Osmanlı padişahlarının Rumeli’deki
korumuştur. 58 fütuhatları ve icraatları esnasında bir takım
Osmanlıların Rumeli’ye yerleşmeye Ahiler, Şeyhler ile irtibat kurdukları görülür.
başladığı ilk devirlerde uyguladığı iskan Yine bu teşkilat (Ahi-Şeyh-Zaviye) Rumeli’ne
metotlarından bir diğeri, şeyh veya ahilerin geçerek, kendine mahsus usullerle oraları
kurduğu zaviyelerin etrafında toplanan nüfusun Türkleştirmeğe İslamlaştırmağa ve imar etmeğe
köyler teşkil etmesi idi. Bu nevi yerleşme çalışmışlardır. Askeri istilalarla birlikte, birçok
yerlerinin toprakları, genellikle vakıf olarak aşiretlerin veya köylü ve asker halkın
vergi muafiyetine sahip olduğundan, zaviye kendiliğinden gelip yerleşmesi ile veyahut
etrafında nüfus hızla artmakta idi. Bundan başka mecburi iskan ve sürgünlerle birlikte gelen ve
sürgün metodu da geniş ölçüde kullanılmış ve bu aynı cereyanın bir başka şekildeki ifadesi olarak
metotla konar-göçer aşiretlerin bilhassa derviş sıfatlı insanların az çok bir teşkilata tabi
Rumeli’deki köprü ve geçitlere yerleştirilmesi akınları, boş yerlere gelip yerleşmeleri ve orada
yoluna gidilmiştir. Osmanlılar, fetihlerin ilk bir nevi Türk “uzlet gâh ve manastırları”
59
yüzyıllarında sürgünleri daha çok askeri amaçlar (couvent ermitage)’ını tesis ettikleri ve oralarını
için kullanmaktaydılar. Bu dönemde Anadolu’da yavaş yavaş bir köy, bir kültür ve tarikat merkezi
sorun teşkil eden bir çok göçmen, Balkanlar’a halinde teşkilatlandırdıkları görülmektedir. Bu
yollanmış ve özel bir askeri statü verilerek sınır Kolonizatör Türk dervişlerine ve onların
bölgelerine yerleştirilmişlerdir. Balkan’ın köylerde tesis ettikleri zaviyelere Türk istilası ile
hazırladığı haritaya göre, “Yörük” adı altında birlikte ilerleyen bir şekilde, bütün Anadolu’da
77