Page 88 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 88
tarih çevresi
dini ve felsefi ilimler şeklinde tasnif eden ilk düşünür Âmirî’dir (öl.992). Ona göre felsefî ilimler, fizik,
matematik, metafizik ve mantıktan ibaretken, dinî ilimler hadis, kelam, fıkıh ve lugat gibi ilimleri içermektedir8.
Şimdi burada yapılması gereken bir diğer şey, kısaca İbn Hazm’ın ilmi tavrının tespit edilmesidir. Biz onun
bu tavrını, daha çok Merâtibu’l-Ulûm adlı eseri çerçevesinde vermeye çalıştık ve konuyla ilgileri bakımından et-
Takrîb li Haddi’l-Mantık ve el-İhkam fi Usûli’l-Ahkam adlı eserlerini de göz önünde bulundurduk.
İbn Hazm’a göre, ilim insanın bu dünyadaki entellektüel çabalarından ibarettir. Buradaki entelektüellik
‘aklîlik’ olarak anlaşılmalıdır. Gerek dinin gerekse eşyanın hakikatinin anlaşılması için akla zorunlu olarak
ihtiyaç vardır. Çünkü “akıl, eşyanın niteliklerini birbirinden ayırt eden, akıl yürüten kimsenin varlıkların
özelliklerini idrak etmesini ve muhal olanları da diğerlerinden ayırmasını sağlayan bir güçtür”9. Bu nedenle
akıl, fizik ve metafizik gerçeklikleri idrak edebilir. Böylece sadece duyu verileri ve akli ilkeler değil, aynı
zamanda Tanrının varlığı ve birliği, nübüvvetin mahiyeti, alemin yaratılmışlığı gibi pek çok konu aklın bilme
ve onaylama alanına girmektedir ki, zaten düşünüre göre vahiy ile bildirilen bu konularda aklın açıklamasına
ve tasdikine ihtiyaç vardır. Bu yüzden o da, tevhid ve nübüvvetin mahiyetinin ve doğruluğunun ancak akli
delillerle kanıtlanabileceğini ifade etmektedir. Buna rağmen akıl, domuz etinin haram, öğle namazının dört
rekat olması vs. gibi dinin emir ve yasaklarının gereklerini idrak edemez10. Yani akıl, dini alanla ilgili yeni bir
emir ve yasak ortaya koyma gücünden yoksundur. Böyle bir şey, fıkıhçıların kıyasla yaptıklarına karşılık
gelmektedir ki, bu, Kur’an’a uymayan bir tavırdır11.
Emir ve yasakların tamamında akla aykırı bir durumun asla söz konusu olmadığını ifade eden İbn Hazm,
aklın, dinin Kur’an, Sünnet ve İcmâ’dan ibaret olan üç esasını tamamladığını ve bu üç esasta akıl ile
çelişebilecek hiçbir şeyin bulunmadığını belirtmektedir. Tam tersine, bu üç esasta yer alan her bir şey makuldür
ve akli olanların tamamı bunlara uygundur. Ona göre, Allah’ın bize haber verdiği her bilgi gerçektir ve O, bize
haber vermeden akıl için mümkün olan bu bilgiler, O’nun bildirmesinden sonra kesinlik kazanmıştır12.
İbn Hazm’a göre, akli ilimler dört yolla elde edilir. Bunlardan birincisi, “bütün parçadan büyüktür’,
‘tek bir cisim aynı anda iki farklı yerde bulunmaz’ türünden insanın yaratılıştan sahip olduğu akılın açık-seçik
ilk bilgileridir. Bunlar ilahi kaynaklı olup insana doğuştan verilmiş bilgilerdir. Diğeri ise ‘ateş sıcaktır’, “kar
X. Yüzyıl İslâm Dünyasının Felsefe ve Bilim Düzeyine Işık Tutan Bir Sözlük Denemesi”, C.Ü.Î.F. Dergisi, VI, Sayı
II, (Sivas: 2002), s. 93-106; Hidayet Peker, “İbn Sina’nın Bilimler Sınıflaması”, U.Ü.Î.F. Dergisi, IX, Sayı IX, (Bursa:
2000), s. 447-452.
8 Kasım Turhan, Amiri ve Felsefesi, (İstanbul: 1992), s. 62-76; Fârâbî, Hârizmî ve Âmirî’nin ilim tasniflerinin muka-
yesesi için bkz. Kutluer, Akıl ve İtikad, s. 236-242.
9 İbn Hazm, el-İhkam fi Usûli’l-Ahkam, nşr. Ahmed Muhammed Şakir, (Kahire: h. 1345-1348), I, s. 27-28.
10 İbn Hazm, el-İhkam fi Usûli’l-Ahkam, s. 28. İbn Hazm’da aklın anlamı ve işlevi hakkında geniş bir tartışma için
bkz. Muhammed Âbid el-Câbirî, Arap Akıntın Oluşumu, çev.İbrahim Akbaba, (İstanbul: İz Yayıncılık, 1997), s. 425-
442; Aynı müellif, Arap-îslam Kültürünün Akıl Yapısı, çev. Burhan Köroğlu-Hasan Hacak-Ekrem Demirli, (İstanbul:
Kitabevi, 2000), s. 635-654.
11 İbn Hazm’ın fıkhî kıyas eleştirisi için bkz. Câbirî, Arap-İslam Kültürünün Akıl Yapısı, s. 638-651; Yunus Apaydın,
“İbn Hazm”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, 1999, XX, s. 47-48.
12 İbn Hazm, el-Fasl fi’l-Milel ve’l-Ehval ve’n-Nihal, nşr. Ahmed Şemseddin, (Beyrut: 1999), I, s. 383-384.
87