Page 48 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 48
tarih çevresi
ve kutsal yer-sunun takdirine bağlamaktadır: “Türk tenrisi, ıduk yiri subu anca itmiş. Türk budunu yok bolmazun
tiyi, budun bolçun tiyin/Türk Tanrısı ve kutsal yer-su böyle takdir eylemiş. Türk kavmi yok olmasın diye, millet
olsun diye”36. Aynı şekilde, Türklerin Çinlilerle yaptıkları bir savaşta, düşmanın sayıca çokluğuna rağmen
galip gelmeleri, bu kutsalların yardım ve desteği ile irtibatlandırılmıştır: “Tenri, umay, ıduk yir sub basa berdi
erinç/Tanrı, Umay ve Kutsal Yer-Su bize yardım etti (ya da düşmanı gaflete düşürdü)”37.
Tanrı, Kutasl Yer-Su ile birlikte anılan bir diğer kutsal varlık da Umay’dır. Yukarıdaki metinde
Umay’ın, savaştaki etkisi zikredilse de bu varlık, Türkler arasında daha çok dişil bir formda ve çocukları koruyan
bir ilahe olarak kabul edilmiştir38. “Akanım kağan uçdukda inim Kül Tigin yiti yaşda kaltı. Umayteg ögüm katun
kutına inim Kül Tigin er at boldı./Babam hakan öldüğü vakit küçük kardeşim Kültegin yedi yaşında kalmıştı.
Umay’a benzeyen annem hatunun taliine küçük kardeşim Kültegin er adını aldı”39. Burada babasız kalan
çocuğun büyütülme işinin anne tarafından üstlenilmesi, Umay’ın hem dişil formunu hem de çocuklarla ilgili
etkisini dile getirmektedir. Hatice Şirin, Altıngöl Yenisey yazıtındaki “butumuz umay”40 ifadesindeki ‘but’
kelimesinden hareketle, Umay’ın Türkler arasında bir Tanrı, en azından bir idol olarak kabul edildiğini
belirtmektedir41.
Yukarıdaki bilgiler ışığında, Türklerin bir Gök Tanrı inancına sahip olduklarını, Tanrı’nın evreni kontrol
eden ve kozmik düzenin işleyişinden sorumlu en üstün güç kabul edildiğini; ancak Tanrı’nın niteliklerinin çok
da net olmadığını; Tanrının yanında birtakım tanrısal varlıkların da oluşa aracılık ettiklerini rahatlıkla
düşünebiliriz. Bunun yanında Tanrı’ın evreni yoktan mı yarattığı yoksa var olana şekil vererek kozmik oluşu
başlattığı konusu da çok açık değildir.
Dede Korkut hikayelerine baktığımızda durumun neredeyse tamamen değiştiğini-dönüştüğünü
görüyoruz. Hikayelerde, Tanrı-Tengri hariç diğer kutsal varlıklar zikredilmemekte, Tanrı’dan kastedilen ise
tamamen Kur’an’da belirtilen Tanrı tasavvuruna uygun düşmektedir. Eski Türk inanışlarında nitelikleri çok da
belirgin olmayan Tanrı, hikayelerde Kur’an’dan hareketle belirgin hale getirilmiş, hayatın her alanına etki eden
yegane güç sahibi olarak tasvir edilmiştir. Burada, hikayelerdeki en baskın İslami unsurun Tanrı tasavvuru
olduğunu da ayrıca belirtmekte fayda vardır.
Kazılık Koca Oğlu Yegenek Boyu adlı hikayede, Yegenek’in düşmanla çarpışmadan önce Allah’a
sığınıp, O’na övgü sadedinde söyledikleri, hikayelerdeki Tanrı tasavvurunu özetler mahiyettedir. Yegenek,
Allah’a şöyle seslenir:
Yücelerden yücesin
36 Hüseyin Namık Orkun, age, s. 34-35; Hatice Şirin, age, s. 623
37 Hüseyin Namık Orkun, age, s. 112-113; Hatice Şirin, age, s. 641
38 Hüseyin Namık Orkun, age, s. 76, 21. dipnot.
39 Hüseyin Namık Orkun, age, s. 44; Hatice Şirin, age, s. 625.
40 Hatice Şirin, age, s. 667
41 Hatice Şirin, age, s. 175.
47