Page 47 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 47
tarih çevresi
O’na borçludur, Tanrı irade etmezse düşman mağlup edilemez. “Tenri yalırkaduk üçün illiğiğ ilsiretmiş,
kaganlıgıg kagansıratmış, yagıg baz kılmış, tizliğiğ sökürmiş, başlıgıg yükündürmiş./Tanrı buyurduğu için,
elleri elsiz, hakanları hakansız komuş, düşmanları muti kılmış. Dizlilere diz çöktürmüş, başlılara baş
eğdirmiş)”28. “Tenri yarlukaduk üçün öküş teyin biz, korkmadımız, sündüşdimiz…yaydımız/Tanrı irade ettiği
için çokuz diye biz, korkmadık, savaştık… düşmanı perişan ettik”.29 Bunun yanı sıra, hanın sözünün terkedilip
birliğin bozulması, kimliğini kaybeden Türk milletinin dağılması ve esaret altında kalması da yine Tanrı’nın
bir cezası olarak telakki edilmektedir. Bilge Tonyukuk yazıtında hansız kalıp Çinlilerin esaretine giren Türklerin
bu durumu şöyle tasvir edilmektedir: “Türk budun kanın bolmayın tabgaçda adrıltı, kanlandı, kanın kodıp
tabgaçka yana içkidi. Tenri anca temiş erinç: Kan bertim. Kanının kodıp içikdin, içikdük üçün tenri ölütmiş
erinç, Türk budun ölti, alkındı, yok boldı/Türk milleti hansız olmasın diye Çin’den ayrıldı, han sahibi oldu.
Fakat sonra hanını koyup tekrar Çin’e teslim oldu. O zaman Tanrı şöyle demiş: Sana han verdim. Hanını koyup
hüküm altına girdin. Hüküm altına girdiği için Tanrı ölüm vermiş. Türk milleti öldü, mahvoldu, yok oldu”30.
Eski Türk düşüncesinde göğün, yerin ve insanın yaratılmaları da Tanrı’yla ilişkilendirilmektedir. “Üze
kök tenri asra yağız yer kılındukda, ekin ara kişi oglı kılınmış/Yukarıda mavi gök, aşağıda yağız yer yaratıldıkta,
ikisinin arasında insanoğlu yaratılmış”31. Her ne kadar, yaratmanın doğrudan öznesi olarak Tanrı ifade
edilmemiş olsa da, yazıtların genel bağlamı dikkate alındığında yaratma eyleminin Tanrı ile ilişkilendirilmesi
doğru olacaktır32. Çünkü Kül Tigin yazıtının kuzey tarafında “öd tenri yasar, kişi oglı köp ölügli törimiş/Zamanı
Tanrı takdir eder, insanoğlu hep ölmek için türemiş”33 denilmektedir. Yani ölümü veren Tanrı ise, hayatı veren
de O’dur. Buradan ayrıca Tanrının dışındaki her bir şeyin sonlu olduğu, ebedi olanın yalnızca O olduğu
sonucunu da rahatlıkla çıkarabiliriz. Kül Tigin’in ölümü üzerine dikilen yazıtın yazarı olan Yolug Tegin’in şu
ifadesi de, hayatın, ölümün ve yeniden dirilmenin doğrudan Tanrı’ya ait olduğunu açıkça ortaya koymaktadır:
“…uça bardıgız, tenri…tiriğedikçe/şimdi ölüverdiniz…Tanrı…diriltici”34.
Türklerde, Tanrı kelimesi ile göğün, “tenri” şeklinde aynı kelimeyle ifade edilmesi35, O’nun yukarılarda-
yüce olduğunu, yarattığı herhangi bir şeye benzemediğini ve antropomorfik hiçbir özellik taşımadığını da
göstermektedir.
Tanrı’nın dışındaki diğer kozmik varlıklar söz konusu olduğunda özellikle Kutsal Yer-Su (Iduk Yir-
Sub) ve Umay oluşa katkı vermektedirler denilebilir. Her ne kadar bu kutsalların, Tanrı kadar ve doğrudan
olmasa da, yazıtlar dikkate alındığında, oluşu belirli oranlarda etkilediklerini ifade edebiliriz. Türklerin bir
hakan etrafında millet olmaları hususundaki şu ifadeler Türklerin egemen ve güçlü bir devlet olmasını Tanrı
28 Hüseyin Namık Orkun, age, s. 36, Hatice Şirin, age, s. 624.
29 Hüseyin Namık Orkun, age, s. 114, Hatice Şirin, age, s. 641
30 Hüseyin Namık Orkun, age, s. 100, Hatice Şirin, age, s. 638, Ayrıca bkz., İsmail Taş, age, s. 40
31 Hüseyin Namık Orkun, age, s. 28-29; Hatice Şirin, age, s.622.
32 Hatice Şirin, age, s. 88.
33 Hüseyin Namık Orkun, age, s. 52; Hatice Şirin, age, s.627.
34 Hüseyin Namık Orkun, age, s. 54; Hatice Şirin, age, s.628.
35 Hüseyin Namık Orkun, age, s. 58; Hatice Şirin, age, s. 631
46