Page 16 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 16

tarih çevresi

ve semti olarak varlığını sürdürmektedir. Gedik Ahmed Paşa bu eserlerden başka Ladik’te mescid ve köprü, Küta-
hya’da mektep ve arasta, Beküs köyünde mektep, Sırbistan’da Vranye (İvranye)’de cami yaptırmış, Konya’daki
Mevlevî dergâhını ise tamir ettirmiştir.

                                      Hoca Sinan Paşa vezir mi veziriazam mı?

         Gedik Ahmed Paşa’dan veya Mahmud Paşa’dan sonra Fatih Sultan Mehmed’in hocası olan Hoca Sinan
Paşa’nın veziriazam tayin edildiği rivayeti varsa da bu husus tartışmalıdır. İlk İstanbul kadısı olan ve sakin olduğu
Kadıköy’e adını veren Hızır Bey-Çelebi’nin oğlu olan Sinan Paşa güya yaklaşık bir yıl kadar bu görevde kal-
mıştır. Vezir payesini aldığı kesin olan ve bu yüzden “paşa” unvanını kullanan Sinan Paşa’nın Tazarrunâme veya
Tazarruât adındaki ünlü münacatından başka pek çok eseri vardır.

                                                Karamanî Mehmed Maşa

         İlk toprak reformcusu ve teşkilâtçı veziriazam olan Mehmed Paşa Konya’da dünyaya geldi. Mevlana
Celaleddin-i Rumî soyundandır. Babası buradaki Mevlevî Dergâhının postnişini Arif Çelebi olup, Sıddıkî nisbe-
sinden Hazreti Ebûbekir soyundan geldiği rivayet edilir. Eğitimine Konya’da başlayan Mehmed Çelebi daha sonra
Osmanlı ülkesine gelerek medreseyi bitirdi. Mahmud Paşa’nın himayesinde önce onun yaptırdığı medresede bir
süre müderrislik yaptı, ardından Divan kâtibi oldu. Hamisinin sevkiyle 1464 yılında nişancılığa getirilen Mehmed
Çelebi uzun süre bu görevde bulundu ve hep “Nişancı” unvanıyla anıldı. 1470’li yılların başında kendisine vezir-
lik verilen Mehmed Paşa 1478 yılında veziriazamlığa getirildi. Sadrazamlık döneminin önemli icraatları arasında
devletin teşkilatlandırılması öne çıkar. Bilhassa Kanunnâme-i Osmaniyân veya Kanunname-i Âl-i Osman adlı
eserde devlet ileri gelenlerinin protokoldeki yerleri, kadıların dereceleri, divan ve saray teşkilâtı net bir şekilde
ele alınmıştır. Nizâm-ı âlem için kardeş katline cevaz veren maddenin de onun fikriyle Kanunname’de yer aldığı
söylenebilir. Yine sadareti zamanında kadıasker sayısı ikiye çıkarılarak Rumeli ve Anadolu kazaskerlikleri kurul-
muştur. Devlet maliyesinin başı olan defterdarlık da onun döneminde müstakil hale gelmiştir. Bir başka önemli
icraatı devlet gelirlerini arttırmak ve asker ihtiyacını karşılanmak için binlerce vakıf ve mülk araziyi mirîleştirme-
si, adeta bir toprak reformu yapmasıdır. Mehmed Paşa’nın amacı genişleyen devletin timarlı sipahi sayısını arttır-
maktı. Ancak bu icraatı çağdaşı tarihçi Âşıkpaşazade tarafından sert bir dille eleştirilir. Ayrıca dönemin uleması da
bu icraatını beğenmez. Devrin kaynaklarından anlaşıldığı kadarıyla Fatih Sultan Mehmed’in büyük teveccühüne
mazhar olan Mehmed Paşa için Kıvamî “Sultân-ı âlemin huzurunda bir sözü iki olmazdı. Sultân-ı âlem kendini,
memleketi ona teslim eylemişti” derken; Kemalpaşazade, “Şehriyâr-ı cihânın inân-ı ihtiyârı onun elinde olmağın
çok bid’at vaz etmişti” sözlerini söyler. Fatih’in Mısır seferi esnasında Gebze yakınlarında vefatı üzerine Cem’in
tahta çıkması için elinden geleni yaptı. Daha Kanunname’nin hazırlıkları sırasında koydurduğu bir madde ile bu
şehzadenin cülûsunu istiyordu. Ancak Mehmed Paşa, Bayezid’in tahta geçmesine engel olamamıştır. Zira Cem
Sultan’a gönderdiği haberci Bayezid’in adamlarınca yakalanmıştı. Fatih’in ölümü asker tarafından duyulunca
yeniçeriler divanhanesi basılarak feci bir şekilde öldürülen Mehmed Paşa’nın kesik başı günlerce bir sırığın ucun-
da sokaklarda dolaştırılmıştır. Daha sonra cesedi, adını kendi nisbesinden adını alan Nişancı mahallesinde bulunan
camiinin haziresine defnedilmiştir.

         Tasavvuf ehlini, ilim adamlarını ve şairleri himaye eden Mehmed Paşa bunlardan Musannifek Alâed-
din Ali eş-Şahrûdî ile Alâeddin Ali et-Tûsî’yi kendisine hoca yapmış, Musannifek’in kızıyla evlenmiştir. Döne-

                                                 16
   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21